Bu konuyu bizde
siyaset dairesinde ele alalım istedik.
Fehmi Koru ‘Taha Kıvanç’ mahlasıyla yazdığı ‘Siyaset: Stratejik oyun’ yorumunda; ”
Hüsamettin Cindoruk yaşlılığını geçirdiği huzur dolu evinden çıkıp DP'nin başına geçiyor, müflis bir siyasi partinin son seçimde kapağı Meclis'e atan eski başkanıyla yanyana çektirdiği fotoğraf”a dikkat çekerken, bu eski tüfekleri “Siyaseti bir 'stratejik oyun' olarak gören ve adımlarını plana göre atan insanlar olarak değerlendirmesiyle de hükümeti yıkmak için ‘stratejik siyaset oyunu’ oynandığının altını çiziyor.
Halk arasındaki pişti tabiriyle aynı konuyu
Star Gazetesi ankara temsilcisi Şamil
Tayyar da yorumlamış ve şunları yazmış:
“Kapatma projesi başarıya ulaşırsa,
AK Partili 50-100 arasında milletvekilinin sağa sola savrulacağı, önemli kısmının
Demirel-Yılmaz ortak yapımı DP’de
vücut bulacağı yorumlarına sıkça rastlıyoruz.
Bu
senaryo taze fırınlanmış senaryo değil.
Ergenekon’un 2003 yılından beri hayalini kurduğu senaryodur. Zaten iddianamenin eklerinde bu niyeti, açık saçık görmek mümkündür.
Hayal kırıklığı yaşıyorlar.
Deniz Feneri dosyasında şu ana kadar AK Parti’ye
yardım yapıldığını gösteren tek belgeye rastlanmadı.
CHP’li Ali Kılıç umudunu yitirmiş değil, gayretle çalışıyor. Umutları canlı tutmak için, kulislere ‘AK Parti kapatılabilir’ havası pompalanıyor.
Bugün için ihtimal olmasa da AK Parti’nin kapatılması için pusuda bekleyenlerin varlığı yadsınamaz.”
Buradan
mayın nasıl çıkar? Sorularını duyar gibiyim. Ancak bir tesbiti daha buraya alarak bu soruyu cevaplandıracağım.
TRT2’ de Açılar programında Prof.
Hasan Köni, mayın döşeli arazilerden bahsederken şunları söyledi. ‘gözden kaçan şu; Yahudiler için bu topraklarda yetişen her
ürün koşer’dir. Yani
helal gıdadır. Elbette
İsrail’in burada hesapları var.’
Peki, AK Parti
Hükümeti’nin tasarısında İsrail’in ‘İ’ si geçmezken neden bir anda Ak Parti hedefe koyuldu? İşin daha ilginci ise, şu an mayın
temizleme işinin İsrail’e verilmemesi için tam kadro,
koro halinde
kampanya yapanlar kimler? Ayrıca her daim hukuktan bahseden bu koro ekibi nedense, hükümet icraatlarının hukuki denetime tabi olduğunu hiç görmüyor ve de göstermek istemiyor bu da ayrı bir soru. Peki 2006'da Mardin'deki
ihaleyi Danıştay'ın iptal ettiğini biliyor musunuz? Bu soruların cevabını siz verin, Ben devam edeyim.
Ki Bir uçta
Davos tartışmasında İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e meydan okuyan
Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e kıyak çıkma derdinde olduğu havası, öteki uçta ise ihale İsrail'e verilmesin diye
yasa çıkartmak istemeyen Ak Parti milletvekilleri tavrı. bu görüntü sizce çok mu net?
Hayır değil. Net olan şu; bu görüntüye sahip bir hükümet zaten İsrail ile
işbirliği yapmaz ve yapmayacaktır da.
Yazının başında Fehmi Koru ve
Şamil Tayyar’ ın tesbitleriyle AK Partiye bir
operasyon var ve AK Parti kumpasa alınıyor. Özellikle bu ihalenin yapılmaması için. Çünkü ihale yapılıp da bir şirkete veya bir şahsa bu iş verilirse en az 20 yıl İsrail buralarda (Vaad edilmiş topraklarda) müdahil olamaz. Ancak devletin elinde kalırsa işine gelir. Ne demişti sayın Deniz
Baykal hükümete? Sizin kaç günlük ömrünüz var ki bu işe giriyorsunuz? Adeta bu ihaleyi neden yapıyorsunuz ki! der gibi. Gelir bir
koalisyon hükümeti toplumsal uzlaşmayla bu işin adını koyar. Di mi?
Hani bizde çok meşhur bir deyim var ya! Ben onu kendimce yorumlayarak buraya alacağım.
Devletin malı
deniz, yiyen semiz, yemeyen temiz.
Yorumu size bırakıyorum.