Devlet-i Ali'nin mirasyedileri ve
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından bir kısım
medya - enformasyon ve bilahare dedikodu mesleği ile uğraşan kimseler,
Osmanlı ailesi üyeleri hakkında üzerilerine vazife olmayan konularda ahkâm keserlermiş.
Cümle medya alemine,
vefa ehline ve bize sevgi ve saygıda kusur etmeyen torunlarımıza;
Ki! Bizim adımıza;
geçmişine saygı ve edebin derdine düşen vatandaşlarımız ise; hakkımızdaki bu düşünce ve tasviri
ekranlar için günün devletlûlarına bu işe bir el atmalarını ve hakkımızdaki yakıştırmaları, bize yakıştıramadıkları gibi söz konusu kişileri edebe davet etmişler.
Bunun üzerine günün devletlûları, söz konusu hakkımızdaki
tasviri ekran ve mahremiyete saldırı için, uyarı cezası vermiş.
Cezanın gerekçesinde ise;
'yayınlar toplumun milli-manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmamalı' hükmünün ihlali çerçevesinde imiş.
Lakin şahsımızca, diziyi yapanların
milli-manevi değer yargıları konusunda hassasiyetlerinin var olduğunu ve
Müslüman aile yapısına
çok da ehemmiyet verdiklerini söyleyebilmek mümkün değildir.
Çünkü dizinin merkezinde olan şahıs olarak,
özel hayatım adına mahremiyet dairemin; bazen bir
mavi gözlü
Bizans prensi, bazen bir Hint prensi, bazen de
keloğlan masallarından çıkmış hükümdar kılığıyla temsil edilmesi, ancak bunu yapanların tarih bilgileri ve insani çapları hakkında bir fikir verebilir.
Ki! Bu diziyi yapanların olayların
'kurgu' olduğunu savunmaları sorumluluktan kaçmak için bahaneden ibaret olup, dizide hem adımızı, hem ailemizi, hem de tarihi şahsiyetleri isim isim kullanmaları ise ancak çıkar üzerine kurulmuş hayat tarzının ifadesi olarak kabul edilebilir.
Ayrıca 46 yıllık
iktidar dönemimizdeki
savaşlar, olaylar, fetihlerden öte; Topkapı sarayındaki bir buçuk yıl kadar süren konak dönemimizi sadece
yatak odasına hapsetmenin ancak
adımız ve şanımız üzerinden kar etmek isteyenlerin reyting cinliklerinin yanında fikir ucuzluğunu da gösterir.
Şahsım adına yapılan bu densizliği;
'geçmez akçe sahibine gerek' ve
'herkes kendine yakışanı yapar' düsturu ile konuyu tarihçilere
havale eder,
elmas veya yakutun üstüne dökülen balçıktan dolayı değerini kaybetmediğini cümle dünya âleme ilan ederim.
Bizler yalan dünyada iken
Bizans kahpeliğini canlı canlı yaşamış biri olarak; şimdi arkamızdan yapılanlara ancak tebessüm ederiz. Gönlünüz ferah olsun.
Kanuni
[email protected]
twitter.com/maomazhar