AK PARTİ ADAY LİSTESİNİ TEŞKİLATLAR BELİRLEDİ


12 Haziran 2011 genel seçimi için partilerin milletvekili aday listeleri açıklandı. İktidar Partisi’nin vekil listeleri üzerinde en çok araştırılan ve merak konusu olanın, milliyetçi tabandan adaylar mı tercih ettiği idi. Aslında bu sorunun cevabının 29 Mart yerel seçimlerinde ve 12 Eylül referandumunda ortaya çıktığını söylemekte fayda görüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi, 22 Temmuz genel seçimlerinde yakaladığı %47’lik halk oyunu maalesef 29 Mart yerel seçimlerinde yakalayamamıştı. Çünkü aday seçimlerinde parti merkezinin teşkilatlara rağmen tavır almasıydı. Küskün teşkilatlar istemedikleri adaylar için çalışmamıştı. Aynı durumu 12 Eylül referandumunda da yaşandı. 12 Eylül referandumunun kuşkusuz kahramanları ‘Yetmez ama evet’çilerle birlikte bir kısım sivil toplum örgütleri, artı BBP, Has Parti tabanları, 12 Eylül 1980 darbesi mağdurları ülkücüler ve elbet Başbakan Erdoğan’dı. Ama Ak Parti teşkilatlarından bir kısmının;”nasılsa bu işi Başbakan Erdoğan götürüyor havasında olması” durumun vahametini yansıtıyordu. Çünkü bu durum bir kitle partisinin yapısına aykırı duruyordu. Aykırılığın altındaki sebep ise teşkilatın talepleriyle Parti merkezinden yansıyan arzın yetersizliğindendi. Bu açıdan gelinen noktada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, 12 Haziran seçimlerinde aday listelerini parti teşkilatı ve tabanın talepleri doğrultusunda şekillendirdiğini söylemek yerinde olur. MHP-CHP-BDP aday listeleri MHP ve CHP’nin aday listelerine söylenecek sözü, Fehmi Koru zaten Zaman’da üç kelimeyle ‘ikisi tek parti’ nitelemesiyle yeterince açıklamış. Taraf’tan Emre Uslu, BDP’nin aday listesinde yer alan Türk solundan bazı isimler üzerinden, BDP’nin destekleyeceği adayları değerlendirirken; ”Öcalan’ın Kürt siyasetini Türkiyelileştirme çabası” tezini öne çıkarmış. PKK’nın kuruluş ve tarihi sürecine bakıldığında doğru görünen bir tez ama eksik. Bu tez ‘ada sakini’nin yakın zamandaki tehdit dolu açıklamalarına bakıldığında biraz sınırlı kalıyor. Ak Parti temsilcilerinin yurtdışında yaşayan ve PKK’ya-şiddete karşı duruşlarıyla birlikte Kürtlerin haklarını savunan aydın ve sanatçılarla görüşmesi ve Türkiye’ye dönüşlerinin gündeme gelmesiyle kıyamet kopmuştu. Öcalan tehditler savurarak, Şivan Perver ve Kemal Burkay’ı hedefe koymuştu. Şüphesiz tehdit ve korkunun arkasında ise; Kürtlerin bu kişilere olan teveccühleriyle birlikte, şiddetten uzak pozitif tavırlarıyla Ak Parti’ye karşı Doğu ve Güneydoğu’da daha sempatik havanın oluşmasına katkı yapacağı hesabı vardı. Malatya’dan BDP’nin oy almasının mümkün olamayacağını bilen ‘örgüt stratejistleri’ belli ki Gani Şavata’yı bir amaç için listeye aldılar. Bu tez üzerinden bakıldığında, BDP’nin destekleyeceği listedeki Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Esat Canan, Akın Birdal, Ferhat Tunç, Şerafettin Elçi aynı mantığın tercihi. Bu tercihler aynı zamanda BDP’nin 2011 seçimleri sonucu Meclis’de grup kurmaları üzerine kurgulanmış. Çünkü 10 ya da 17 vekille BDP parti olarak Meclis’de yer alsa bile grup olarak kürsüye sahip olamayacağından, şov da yapamayacak. BDP’yi Medya da görmeyecek. Medyanın görmediği, kamuoyundan uzak bağımsız vekil propagandaya ne kadar katkı yapabilir ki? Ki Meclis’te geçtiğimiz dönemlerde bağımsız en az on vekil vardı. Ama kim tanıdı veya tanıyor ki onları? Bu liste özellikle kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle desteklenmiş ki vekil sayısı artsın, grup oluşturula bilsin. Kısaca oy çalmaya yönelik bir strateji. Bu arada söz konusu stratejinin hedefine ulaşmasını, CHP’nin parti tabanının beklentilerine cevap vermeyen aday listesindeki hayal kırıklığı da karşılayacak gibi. Çünkü karşılaştığım sayıca yüksek, doğuştan CHP’li aydın-entelektüellerin sol-sosyalist yanlarının ağır bastığının ifadeleriyle BDP’nin adaylarına oy vereceklerini söylemeleri not edilmesi gereken özel bir durum. Son tahlilde BDP’nin, kitle veya Türkiye partisi olma yolunda ne kadar uğraşırsa uğraşsın; birincisi İmralı’dan gelen direktiflere direnmedikçe, ikincisi ellerinde taş ve sopalarla militan kılıklarla sokaklara düşen BDP vekil görüntülerini engellemedikçe, Türkiye halkını ikna etmesi hayli zor görünüyor. Belli ki partilerin 12 haziran hesabı var. Bakalım halkın hesabı mı partilerin hesabı mı tutacak? [email protected] http://twitter.com/maomazhar
<< Önceki Haber AK PARTİ ADAY LİSTESİNİ TEŞKİLATLAR BELİRLEDİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER