OBAMA’SINI ARAYAN ÜLKE

Elektronik posta kutumda önceki gün bir arkadaşımdan gelen bir mesaj buldum.


Kadın Girişimcileri Destekleme Derneği KAGİDER’in Başkanı Gülseren Onanç, Amerika’da Barack Obama’nın Başkan seçilmesinden sonra duygu ve düşüncelerini yazmıştı. Önce bu mesajı biraz özetleyerek aktarıyorum: “Bu sabah her zamankinden daha mutlu başladım güne. Amerika, bundan bir yıl önce bile olanaksız olarak görülen bir kişiyi başkan olarak seçti. Barack Obama’nın önümüzdeki dört yıl, dünyanın en büyük gücü olan Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanı olacağı düşüncesi içimde geleceğe ilişkin umutları yeşertti. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. 1. Dünyada her şey olanaklıdır; yeter ki hayal edelim, isteyelim, çalışalım. ‘Amerika Afrika kökenli bir siyahi lidere hazır değil’ diye inanılan bir dünyada Obama hiçbir şeyin olanaksız olmadığını gösterdi. Akıl, sağduyu, uzmanlık, inanç ile her şey başarılabilir. 2. Demokrasi bireyin değerini ortaya koyabildiği en değerli rejimdir. Geçmişi ne olursa olsun, her bireyin demokrasi içinde kendini ifade etme, içinde bulunduğu topluma yön verme şansı vardır. Bunu kendi memleketimde de yaşamama karşın bu büyüklükte görmek beni birey olarak cesaretlendiriyor. 3. Değişim er ya da geç gelecektir: Cumhuriyetçilerin kalesi olan eyaletlerde bile halk Obama’yı seçerek değişimi dönüşümü istediklerini gösterdi. Amerika değişimi dalga dalga yayılıp bütün dünyayı sarabilir. İnanıyorum başka bir dünya düzeni olanaklı. Değişmez denen her şey değişebilir. 4. Gençler ve Kadınlar bir ülkenin geleceği için en önemli gruplardır. Amerika 2008 seçiminin sonuçlarında gençler ve kadınlar belirleyici oldular. Gençlerin ve kadınların yaratacağı dünya daha barışçıl, daha umutlu ve daha heyecanlı olacak. 5. Bir kişi gelir ve her şey değişir(miş). Bir kişi nasıl olur da bir ülkenin, bir kıtanın hatta dünyanın umudu olabilir derdim. Olabilirmiş. Benim gibi milyonlarca insan bu sabah, kendine, sistemine, ülkesine, dünyaya daha umutlu bakabiliyorsa, insandan, insanlıktan umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini sevinerek görüyorum. Bu sabah daha umut içinde bakıyorum dünyaya. Amerika’dan başlayan değişim rüzgârının bizde de esmeye başlayacağını hayal ediyorum. Türkiye, demokrasisi birçok ülkeye oranla gelişmiş bir ülke. Sistemin dışından gelen bir parti (AKP) bütün geçmiş partileri parti mezarlığına yollayarak seçilebildi. Şimdi parti kendini değiştirmez ise değişimi gerçekleştiremeyeceğini görebiliyoruz. Bizim demokrasiyi içine sindirmiş, kadını, genci çözümün, yaşamın içine eşit olarak alan, azınlık haklarına sonuna kadar saygılı, toplumsal barışı benimseyen bir siyasi oluşuma ihtiyacımız var. Devletin birey için var olduğu, AB vizyonuna odaklanan, çevreye, komşuya saygılı bir ülke hayal ediyoruz. Ama bu hayalin sadece siyasilere bırakılmayacağını da farkındayız. Bu güzel memleketin kadını, genci, çocuğu, yaşlısı, Türkü, Kürdü, dindarı, polisi, askeri, başörtülüsü, özürlüsü, eşcinseli hepsi birlikte barış içinde Türkiyeli olmaktan gururlu bir şekilde yaşamayı hak ediyoruz. Böyle bir Türkiye’yi ve böyle bir dünyayı biz bireyler olarak hep birlikte yaratacağız. Biz de kendi içimizdeki barışı oluşturacağız. Hem siyasi hem ekonomik krizden daha güçlenerek çıkacağız. İhtiyacımız olan şey birbirimize güven ve dayanışma. İhtiyacımız olan Kagider gibi demokratik, özgür, bireyi savunan sivil toplum kuruluşları. İhtiyacımız olan geleceğe yönelik umut. Bugün umut dolu bir gün. Bugün gelecek bana dünden çok daha parlak görünüyor.” *** Gülseren’in bu postasından sonra mesajlar yağmaya başladı. Aynı mektubu alan kişiler art arda mesajın kendi duygu ve düşüncelerini de yansıttığını aktarıyor, kimi katkılar yapıyorlardı. Barack Obama’yı bir ‘superman’ gibi görmek ya da göstermek istemiyorum ama gerçekten de, söyleyecek sözü olan ve bu sözlerini tutarlı biçimde, doğru biçimde küçük kalabalıklardan başlayıp büyük kitlelere ulaştırmayı başaran, doğru zamanda doğru istek ve eğilimleri temsil eden bir tek kişinin, evet evet tek bir bireyin bile ne kadar etkili olabileceğinin ayaklı kanıtı gibi Obama. Siyasette kartopu etkisi tam da bu işte. Yola tek kişi olarak çıkıyorsunuz, en sonunda arkanızda onmilyonlar birikiyor. Size inanıyor, size güveniyorlar, onların arzu ve istekleriyle, onların umut ve iyimserlikleriyle sizin vaatlerinizin bir araya geldiğini, bütün bu hayalleri sizin gerçeğe çevireceğinize güveniyorlar ve arkanıza geçiyorlar. *** Gülseren’in de yazdığı gibi, Adalet ve Kalkınma Partisi, bir anlamda Obama idi. Ama galiba onlar bunun farkında değillerdi, hiçbir zaman da olmadılar. Onlar halkın kendilerini değişim için değil kendi dar siyasal İslamcı gündemlerini onaylamak için seçtiğini düşündüler. Evet istenen değişim dini özgürlükleri de kapsıyordu kuşkusuz ama bundan çok daha geniş bir şeydi. Her şeyden önce demokratikleşme arzusuydu. AKP artık sokaktaki bu istek ve arzunun ama daha da önemlisi umudun taşıyıcısı olmaktan vazgeçmiş gibi gözüküyor. Bundan bir kez vazgeçtiniz mi, vazgeçtiğinizi gösterdiniz mi, eski yerinize bir daha dönmeniz de imkânsız. *** Halktan gelen değişim ve demokratikleşme arzusunu içinde barındıran ama AKP’nin bu misyonu yerine getirebileceğinden her zaman kuşku duyan geniş kesimlerde zaman zaman alevlenen bir ‘alternatif’ arayışı da yok değil. Bu köşede daha önce birkaç kez yazdım, Türkiye’nin demografisi ve son altı yılda yaşanan ekonomik iyileşme, o ‘alternatif’in artık köy kökenli değil kent kökenli olmasını kolaylaştırdı. O anlamda AKP Türkiye’nin son köylü partisiydi ve kendisini kentli bir partiye de dönüştüremiyor. Tam da bu sebeple, Türkiye ‘Obamasını arıyor.’ En azından Türkiye’nin önemlice bir bölümü bu arayışta. Efendim parti kurmak için çok para lazımmış... Hayır değil. Bir siyasi hareket başlatmak için paraya değil inanca, söylenecek şeye, bunları inanarak söyleyen doğru insana ihtiyaç var en önce. Sonra da çok ama çok çalışmak lazım. Obama, bir tek kişinin bir hareket başlattığında bunun kartopu gibi nasıl katlana katlana büyüyebildiğinin, imkânsız denen şeylerin bu kitleler sayesinde nasıl mümkün olabildiğinin kanıtı. Gerçekten de umutlu olmak için çok sebep var. Bir gün Obama’mızı bulacağız biz de
<< Önceki Haber OBAMA’SINI ARAYAN ÜLKE Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER