Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Moskova'dan gelen 'devlet ziyareti' davetine icabet ederek
Rusya Federasyonu'nda, etkileri belki uzun yıllar boyunca hissedilebilecek temaslarda bulundu. Devlet ziyareti, diyoruz, önemli. Zira
Türkiye'den Rusya'ya bu kapsamdaki ilkten bahsediyoruz. Olayın
protokol boyutu gerçekten gurur okşayıcıydı. Rus tarafı titiz ve özenliydi. Gül-
Medvedev zirvesi 45 dakika planlanmıştı ama iki saatten fazla sürdü.
Gül'ün Rusya Devlet Başkanı Medvedev'le görüşmesinden sonra, iki liderin imzaladığı 'Ortak Deklarasyon' Türk-Rus ilişkilerinin geleceği bakımından hayli önemli bir yapı taşını oluşturuyor.
Deklarasyonun adı şöyle:
'İlişkilerin yeni bir aşamaya doğru ilerlemesi ve dostluğun ve çok boyutlu ortaklığın daha da derinleştirilmesine ilişkin ortak
deklarasyon'.
Çankaya bürokratlarından öğrendiğime göre son şekli iki lider tarafından verilen ve hazırlanması üç ayı bulan bu deklarasyonda benim en çok dikkatimi çeken bölüm şu oldu:
'Karşılıklı dostluk ve
dayanışma ruhunu sergileyen önemli belgelerden biri olan 16
Mart 1921 tarihli Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Hükümeti ile Rusya Şuraları Federatif Sosyalist
Cumhuriyet Hükümeti arasındaki dostluk ve kardeşlik anlaşmasına atıfta bulunarak...'
Dünya
ekonomik krizde. Türkiye bundan etkileniyor ama Rusya yerkürede krizden en çok
hasar alan ülkelerden birisi. Bizim de en büyük ticaret ortağımız. Deklarasyondaki o cümle yansıttığı ruhu ve arka planda taşıdığı potansiyeli düşününce iki ülkeyi adeta kader ortaklığı mertebesine yükseltiyor. Son zamanlarda birbirlerine dayanmayı düşünen iki ezeli komşu. Bunun nasıl hayata geçirileceğini Cumhurbaşkanı Gül'den dinledik. Yoğun temaslarla geçen günün sonunda Gül, gezisine davet ettiği biz gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Ziyarette kendisine ve
heyetine gösterilen ilgiden dolayı morali yüksek olan Gül, şunları söyledi:
'Bizim taraftan ilk defa bir devlet ziyareti gerçekleşiyor. Deklarasyonu okursanız çok kapsamlı ve her alanda net ifadeler göreceksiniz. Siyasi irade karşılıklı olarak net ve açık. Türkiye'nin
Irak savaşından bu yana sergilediği bağımsız politikalar buralarda büyük saygı uyandırmış. İlgiyi ona bağlıyorum. Dostlarımız bize düz cam teknolojisini vermezken Rusya vermişti. Demir çelik sanayiinde de öyle. Şimdi ekonomik ilişkileri daha da ileri noktalara
taşıma arzusundayız. Arkadaşlar buraları bağ yolu yapmışlar. (Kürşad
Tüzmen ve
Hilmi Güler'i gösteriyor).'
RUBLE İÇİN TÜRK PARASINI KORUMA KANUNU DEĞİŞİYOR
Cumhurbaşkanı Gül, Rus liderlerle yaptığı görüşmelerden önce işadamlarının sorunlarını dinlerken 'Ruble ile ticaret yapmaya hazır mısınız?' diye sormuştu. Medvedev ile görüşmesinden sonra bu konuda gelinen noktayı bize açıkladı. Gül'ün sözleri şöyle:
'
Ekonomik krizi de konuştuk. Ruble'yi bölgede
rezerv para yapmak istiyorlar. Şu anda kriz nedeniyle her yerde döviz kıtlığı var. Türkiye ile Rusya arasındaki ticarette Ruble ve TL'nin kullanılması üzerinde çalışılıyordu. Arkadaşlara baktırdım, çalıştılar bizim de işimize geliyor. Ruslar da çok hevesliler. Bu ideolojik değil ekonomik ve pragmatik bir yaklaşım. Türk Lirasını Koruma Kararnamesi'nde konvertibl olan paralar arasında Ruble yok. Şimdi hükümet onu değiştirecek ve Ruble'yi o döviz cinsleri arasına koyacaklar.'
Hatırlatmak gerek. Rus Başbakanı Putin bir yıl önce 'ticaret yaparken biz araya niye doları koyuyoruz ki?' diye bir açıklama yapmıştı.
Gül, Medvedev ve eşini Türkiye'ye davet etti. İki liderin danışmanları gezinin zamanlaması üzerinde şimdiden çalışmaya başladılar bile. Bu arada Moskova'da bir Türk kültür merkezi açılması, aynı şekilde Türkiye'de de bir Rus kültür merkezi açılması konusunda mutabakata varıldı.
Cumhurbaşkanı Gül ve Medvedev görüşmesinde anlaşılan, kriz, öncelikli
gündem maddelerinden birisi olmuş. Gül'e bunu sorduk. Medvedev'e Türkiye'nin yaşadığı 2001 tecrübesini anlatmış. Bize de şöyle dedi:
'Biz o felaketi 2001'de yaşadık.
Yılan aynı delikten bizi bir defa daha mı ısıracak, ayıp yani. O zaman her türlü tedbiri aldık. Çünkü dersimizi aldık. Reformları yaptık.
Bankacılık sektörü o yüzden sağlam.'
Gül'e IMF ile ilişkiler konusunda bazı sorular da yöneltildi. 'Onlar hükümetin işi' diyerek polemik yaratacak açıklamalardan sakındı.
RUSYA'DAN NOTLAR
Cumhurbaşkanı Gül, bütün gezilerinde olduğu gibi kalabalık bir
işadamı heyetiyle Rusya'ya geldi. Birçok işadamını Rus liderlerle görüşmeden önce dinledi, sorunlarını ve başarılarını öğrendi. Fırsat bulduğu tüm işadamlarını Medvedev'le tanıştırdı. Geziye hükümetten
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen,
Enerji Bakanı Hilmi Güler ve
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan da katıldı.
Çankaya Köşkü bürokratlarının, ziyarete çok iyi hazırlandıkları ortadaydı. Gerçekten bütün programlar saat gibi işledi.
Hayrünnisa Gül de Medvedev'in eşiyle baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Resmi temasların ilk maddesi Rus gümrüğünde yaşanan sorunlardı.
Gümrük Müsteşarı'na dün
akşam sordum, cumhurbaşkanları iki müsteşara talimat vermişler, hemen toplantılara başladılar. Rusya'dan bir heyet haftaya Türkiye'ye gelecekmiş. Rus tarafı daha çok enerji ticareti yapmak istiyor. Mavi Akım'a alternatif yeni bir hat söylentileri yaygındı, Gül dahil herkese sorduk, '
Hayır öyle değil, Mavi Akım'ı tam kapasite kullanmak istiyorlar' açıklaması geldi. Biz de onlara 'Tuz Gölü'nde gaz depoları yaptırıyoruz. Yatırımlara katılın çağrısında bulunduk' dediler. Rusya'da işadamlarımızın büyük başarı öyküleri var. Milyarlarca dolarlık iş yapan, binlerce istihdam sağlayan işadamlarımız... Heyetin kaldığı Moskova'nın en iyi oteli haline gelen The Ritz Carlton Oteli ünlü Beşiktaşlı Hasan Arat'ın da ortak olduğu bir şirket tarafından yapılmış.
Onur Öymen'in oğlu
Burak Öymen de Gül'le konuşan isimlerdendi. Öymen herkesin takdirini kazandı. Gül de kendisine övgü dolu ifadelerle
destek verdi.
GAZPROM BAŞKANI ANKARA'YA GELİYOR
Nükleer santral ihalesi konuşulmuş. Medvedev Türk-Rus ticaret bağlantılarından söz ederken sormuş. Gül, 'Şu anda Enerji Bakanlığı'nda değerlendiriliyor. Bakanlar Kurulu'na henüz gelmedi' yanıtını vermiş.
Evet, eksi 2 derecede-
mevsim normallerinin üzerinde-bir ısıda Rusya'da sıcak diplomatik temaslar yaşandı. Kremlin'de zarif davetler verildi.
İlber Ortaylı geziye
renk kattı. Moskova sokakları her zamanki gibi renkli ve ışıl ışıldı. Ama krizin etkisi trafikte hissediliyordu. Rusların önemli bölümü arabalarıyla trafiğe çıkmaz olmuşlar. Rublenin değer kaybını önlemek için piyasalara büyük miktarlarda dolar enjekte ediliyor. Rusya zor günler geçiriyor, ne var ki elinde müthiş doğalgaz ve petrol rezervi var. Komşusu Türkiye ile ticaret hacmini geliştirmek istiyor. Gül, iki gün boyunca pek çok kez 'karşılıklı siyasi irademizi ortaya koyduk. Karar verdik, ilişkiler çok daha iyi noktalara ulaşacak' dedi. İki komşu arasında siyasi bir sorun olmadığı için ekonomi gündemli, çok yararlı olduğu belli olan bir ziyaret gerçekleşiyor. En kısa zamanda Rus
Enerji Bakanı ve
Gazprom'un başkanı da Türkiye'ye gelecek, kararlaştırılmış.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iki günlük Rusya ziyaretinin ardından bugün (siz bu satırları okuduğunuzda biz varmış olacağız)
Tataristan'a geçiyor. İlk kez bir Türk Cumhurbaşkanı Tataristan'a gidecek. İlginç ve önemli olacak. Tataristan, Türk ve Müslümanlar dünyası içinde şehir kültürü en çok gelişmiş bölgedir. Biz şimdi burayı ziyaret edeceğiz. Rusya hiç rahatsız olmadı. Değişimi buradan da anlayabilirsiniz.
Petrol zengini Tataristan izlenimleri yarına...