'Çılgın proje'


Size arşivimden seçtiğim tarihteki eski gazetelerden birkaç alıntı aktarayım. Hezarfen Ahmet Çelebi tarihte ilk defa Galata Kulesi'nden uçtuğunda Kılıçdaroğlu adlı siyasetçi 'bunun nesi yeni, kuşlar asırlardır uçuyor' dedi! Büyük Hünkar Fatih, İstanbul'u fethetmek için gemileri tepelerden aşırdığında, hırsı beyninden büyük bir adam çıkıp 'bunun nesi yeni, aslında deniz diplerinde de birçok tepe var' dedi. Tarih boyunca herkesin hayalini kurduğu ancak gerekli adımı atamadığı Kanal İstanbul gibi devasa bir proje için ise bir siyasetçi 'nesi yeni, ayrıca çok da çılgın' dediyse de bir tek o meseleye Fransız kaldı! Bir işi düşünmek başka, yapabilmek başka. Nükleer enerjiyi de herkes sayıkladı, hatta bilmem kaç defa raftan indirdi, ancak bunu Tayyip Erdoğan başarıyor. Boğaz altı geçidinin de aslında nesi yeni ki? Kendisi! Çünkü daha önce böyle bir proje yapılmadı. İzmit Körfez alt geçidinin nesi yeni? Kendisi yeni, daha önce hiç yapılmadı. Hele hele hızlı trenin nesi yeni ey 'Türkiye'yi demir ağlarla ören partinin' lideri? Bu da yeni ve daha önce görülmedi bu topraklarda. Gelin en iyisi tarih hafızası silinen ve kendini 'tavuklar tarafından yenilecek darı zanneden' bu klinik vakaları bir kenara bırakalım. Sizi sınırların içine kapatıp özgüveninizi yok eden laikçi sömürgenin unutturduğu tarihimize bir seyahate çıkartayım. Büyük tarihçi Halil İnalcık'ın Kanuni döneminden sunduğu kesiti, toplumsal hafızada oluşturduğu 'itici güç' ve özgüven açısından aktarayım: 'Osmanlı Devleti 1525-1571 arasında siyasi bakımdan gerçekten bir dünya devleti rolünü üstlendi. Avrupa'da Fransa'yı, İspanya'ya karşı Endülüs Müslümanlarını, bağımsızlık mücadelesinde ise Hollanda isyancılarını destekledi. Hindistan'da Gücerat Sultanlığı ve Sumatra'ya top ve kale yapmak için bir Osmanlı uzman heyeti gönderdi. Rusları Kazan ve Astrahan'dan atmak için Don ve Volga arasında kanal kazmak için Don Nehri üzerinden bölgeye bir donanma gönderdi. Safevilerle mücadelelerine yardımcı olmak üzere, Orta Asya hanlarına ateşli silahlarla donatılmış bir fırkayı sevk etti... Kanunî, müttefiki Fransa Kralı I. François'ya 100 bin duka altın yardım yaptı ve onun halefi II. Henri, Osmanlı'dan iki milyon altın bir istikraz yapma girişiminde bulundu.' ('Osmanlı Para ve Ekonomi Tarihine Toplu Bir Bakış', Doğu-Batı Dergisi, sayı 17, Kasım Aralık, 2001-02, s. 27) Evet, Erdoğan'ın Kanal İstanbul projesi çok boyutlu tartışılmalı. Mali kaynakları, amorti etme kapasitesi, çevre-ekoloji etkisi, trafik çözme-yaratma mahiyeti incelenmeli. Oluşturacağı kentleşme rantı vs., kısaca önümüzdeki uzun zamanda konu her boyutuyla masaya yatırılmalı ve yatırılacak. Ancak gelelim esas konuya, büyük resme bakalım. Türkiye Sayın Erdoğan'la büyük devlet adamı özlemini bir çöl susuzluğu içinde gidermeye çalışıyor. Bunu 'one minute' örneğinden tutun, darbeciye attığı Osmanlı şamarına kadar birçok iç-dış meselede görebilirsiniz. Erdoğan'la birlikte milletimiz hafızasını tazeleyip tarihe yolculuğa çıkmıştır. 'Ekseni kayıyor' diye bizi Avrupa'ya gammazlamaya çalışıyorlar ya, haksız sayılmazlar, gerçekten yepyeni, taptaze hayallerimiz var. Burada kritik husus şudur: Türkiye, 2000'li yıllarda laikçi-ulusalcı-masonik Ergenekon iradesinin ellerinde adeta gayri meşru bir çocuk gibi IMF'nin kapısına terk edildi. Şimdi ise hızlı tren, nükleer enerji, ilk yerli oto, ilk yerli helikopter, ilk yerli uçak, İzmit Körfez geçidi, Boğaz altgeçidi, Kanal İstanbul gibi her biri devasa ve gurur veren projelere bir çırpıda talip oluyor, dünya bunlara inanıyor ve dahi bütün bunlar lafta kalmıyor, tereyağından kıl çeker gibi Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hayata geçiriliyor. Hasta adamdan böyle bir kapasiteye sahip olmuşuz. Allah bugünlere vesile olanlardan razı olsun. Zannetmem ki, siyaseti getirip 'bana karnı aç bir çocuk bulun, seçim meydanında mıncıklayıp ağlatayım' düzeyine indiren Ergenekon âşığı ağzı bozuk bir cahil adam, kötü bir Demirel kopyası, milletimizin bu büyük medeniyet yürüyüşünün önünü kesebilsin.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER