Bu sefer son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Bombay'daki saldırının amacı; iki nükleer güç
Hindistan'la
Pakistan arasında bölgesel bir savaşa zemin hazırlamak için olabilir. Bu akla gelen ilk ihtimal ve herkes bunun üzerinde duruyor.
Ancak çok daha büyük bir
tehlike var:
İslam'a karşı oluşturulmaya çalışılan
Hristiyan-
Yahudi ittifakına Hinduları da dahil etmek. Bir “Hristiyan-Yahudi-Hindu kutsal ittifakı” oluşturmak… “Medeniyetler Çatışması”na “daha güçlü” bir koalisyonla devam etmek olabilir.
Önce birkaç not aktaralım:
1- Hindistan, Bombay saldırganlarının Pakistan istihbarat servisiyle bağlantılı olduğunu açıkladı. Olağan
şüpheli Pakistan'ın kendini savunacak hali yok gibi.
2- ABD,
Afganistan işgalini,
Taliban ve El Kaide'ye karşı savaşını Pakistan istihbaratı ile birlikte yaptı. İki
ülke istihbaratları o kadar iç içe ki,
Washington Pakistan istihbaratının başına kendi adamının getirilmesi için İslamabad'a açıktan
baskı bile yapabiliyor. Pakistan istihbaratı bir anlamda CIA'nin “
Truva atı”dır.
3- Aynı ABD ve
İngiliz istihbaratı, yıllardır Pakistan içlerinde ev ev operasyonlar yapıyor. Pakistan güvenlik birimlerinin ele geçirdiği isimler bu iki ülkeye teslim ediliyor ve sorgulanıyor. Özellikle 11
Eylül'den sonraki bütün operasyonlar ortaktı.
4- Bombay saldırısını yapanlar Pakistan istihbaratına bağlıysa aynı zamanda ABD ve İngiliz istihbaratına da bağlıdır. Aksi düşünce hiç kimse için ikna edici değil.
5- Pakistan yönetimi, saldırıdan sonra Hindistan'a; delilleri paylaşma,
İstihbarat Başkan'ı General Ahmet Paşa'yı Yeni Delhi'ye gönderme önerisi yaptı.
6-
Saldırı sonrası Hindistan ordusu caydırıcı bir pozisyona getirildi. Pakistan ise Afganistan sınırındaki 100 bin kişilik askeri birliği Hindistan sınırında konuşlandırdı.
7- İki yıl önceki
tren saldırısına katıldıkları gerekçesiyle iki Hindistan subayı tutuklanmıştı. Benzer durumun bugün de olabileceği söyleniyor. Bazıları Hindistan ordusu içindeki aşırı milliyetçilerin bu saldırıda rolü olduğuna inanıyor. Çünkü bu kesimler daha önce benzer saldırılar yapıp suçu
Müslümanların üzerine atmıştı. Hatta aşırı milliyetçilerin bu olayı bir
iktidar darbesi için hazırladıklarını iddia edenler bile var.
8- Bombay saldırılarında tahminen dokuz
terörist yakalandı. Ama
imha edildiler. Yakalananlardan ikisi
İngiltere doğumlu ve İngiltere vatandaşı. Biri Pakistanlı. Kalanların Moritanyalı olduğu iddiaları var.
9- Denizden gelip botlarla kente giren saldırganlarla
Somali kıyılarında gemi kaçıran
korsanlar arasında bir bağlantı olup olmadığı sorgulanmalı.
10- ABD, son aylarda Pakistan içlerinde operasyonlar yapıyor, siviller ölüyor, ülkede ABD karşıtlığı giderek tırmanıyordu. Şimdi “Pakistan bağlantılı teröristler” üzerinden bu saldırılar “meşru zemine” oturdu.
11-
İsrail istihbaratının Hindistan'daki etkisi malum. Bundan önecki bazı saldırılarda Mossad bağlantısı
tartışma konusu olmuştu.
Ordu içinde önemli bağlantıları var.
Keşmir ve Pakistan içlerinde faaliyetteler.
Nükleer ortaklık mükemmel devam ediyor. Hindistan pasaportlu Mossad ajanları Pakistan içlerinde operasyonlara bile katılıyor.
12- BlackBerry telefonlarla donatılmış saldırganlardan ele geçirilenleri ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratı sorguluyor. Saldırganların kimliği ve bağlantılı oldukları ülkeler çok önemli. Bu örgütlerin bir çoğu nedense Batılı ülkelerle bağlantılı çıkıyor. Kimler adına taşeronluk yaptıkları çok önemli.
13- Pakistan, eğer bu bahaneyle Hindistan üzerinden kendisine bir tehdit gelirse Batı ile ilişkilerini sorgulayacağını açıkladı. Bu durum son derece dikkat
çekici.
14- “ABD-İsrail-Hindistan ekseni” kurulmasına yönelik süreci biz daha 2004'lerde tartışmış, Türkiye'nin bu eksene ilişkin pozisyonunu sorgulamıştık. Olaydan sonra aynı ortaklığı yeniden hissettik.
15- Durum, Pakistan'ın parçalanması, Hint-Pakistan bölgesel çatışması, ABD'nin “terörle savaşı”nı Hindistan ve
Güney Asya'ya genişletmesi ve Pakistan'ın nükleer gücünün
tasfiye edilmesi açısından kullanılacaktır.
16- İran'ın nükleer çalışmasını dünyanın en önemli krizine dönüştüren İsrail ve ABD'deki uzantıları, nükleer gücü olan tek Müslüman ülke olan Pakistan'a büyük bir tuzak kurmaktadır.
Bütün bunlar sadece son olaya ilişkin tespitler. Ama özellikle
11 Eylül sonrası ABD ve İngiltere'nin İsrail'le birlikte Hindistan üzerindeki hesaplarına özellikle dikkat etmek gerekiyor. O günden bu yana “açık savaş” halinde izlediğimiz “neo-con ittifak”a Hinduları da katma çabasında önemli başarı sağlandı. Müslümanlarla çatışma halindeki Hindistan “medeniyetler çatışması” projesi için etkili bir ortak olabilirdi. Bu yüzden İsrail o bölgede o kadar etkin. Bu yüzden ABD ve İngiltere o bölgede “Büyük
Oyun”u yeniden tezgahlıyor.
Özellikle küresel
sermaye (kimlerin yönettiği ortada) Hindistan'ı ikinci bir
Amerika haline getirmek istiyor. İki Amerika bir İsrail'e İngiltere'yi de eklediğimizde nasıl bir dünya dengesi oluşabileceğini hep birlikte düşünelim. “İslam ve tehdit” eşleştirmesinin gerçek anlamını o zaman fark edeceğiz. Umarız yüzyıllarını Batı sömürgesi altında yok eden Hindistan böyle
ucuz bir oyunun kurbanı olmayacak kadar basiretli çıkar.