Hepimiz, on MHP yöneticisini istifaya götüren kasetlerle ilgili iki sorunun cevabını merak ediyoruz. Bir, bunu kim yapıyor? İki, neden yapıyor? Bu soruların cevabı için, elimizdeki tek örneğe gitmek zorundayız. Kasetle, siyasi sonuç alınan örnek, Deniz Baykal'ın CHP genel başkanlığından uzaklaştırılmasıdır. Örneğimize devam edelim. CHP'ye bunu kim yaptı? Başta Baykal, CHP içinden ve belli medya organlarından hemen AK Parti işaret edildi. Bunun mantıklı bir izahı yoktu. Çünkü iş, neticesiyle belli olur. Baykal'ın gidip, yerine Kılıçdaroğlu'nun gelmesi; AK Parti'nin, böylesine hukuk ve ahlak dışı bir yolu göze almasını, hatta kendini bitirecek kadar risk altına girmesini gerektirecek bir sonuç değil ki... Üstelik CHP'de, sadece genel başkan değişimi olmadı. Baykal ekibi ile birlikte, Önder Sav ve ekibi de gitti. CHP, ciddi biçimde tırpanlandı. Artık sözü edilen "Yeni CHP"dir. Elde var bir: Baykal'ın kasetinden "Yeni CHP" çıktı. Şimdi ilk soruya cevap arayalım. Bunu kim yapıyor? CHP'de siyaset mühendisliği kimin ilgi alanında? "Yeni CHP"deki, Ergenekon sanıklarının milletvekili adaylığı bir ipucu verebilir. CHP'nin "yeni" olması için, yenilenmesi için Ergenekon sanıklarına ihtiyaç yok. Tam tersine, "Yeni CHP" ile bu adayların varlığı büyük bir tezat. "Kim yapıyor?" sorusuna benim cevabım net: Referandumda ağır darbe alan vesayetçiler... Pekiyi bunu niçin yapıyorlar? Askerî müdahaleler devri kapandı. AK Parti ile yarışabilecek, daha geniş kesimlerden oy alabilecek bir CHP dizayn edilmek isteniyor. Önümüzdeki seçimin galibi AK Parti, bu belli. Ama seçimden sonra CHP yeniden ele alınarak anamuhalefet, bir iktidar alternatifi olarak tahkim edilecek. Belki Kılıçdaroğlu yerine yeni bir isim de bulunacak. O zaman MHP'ye yönelik kaset operasyonunu kim yapıyor? CHP'nin güçlendirileceği siyasi yapıda, yani yeni denklemde MHP'nin yeri yok. Dolayısıyla, CHP'yi kimler dizayn ediyorsa, MHP operasyonunu da onlar yapıyor. Şunu herkes görüyor. Hem CHP'de hem MHP'deki kaset operasyonu, tam bir profesyonel işidir. Aylarca hazırlık yapacaksınız, telefonlar dinlenecek, MHP içinden istihbarat alınacak, kim kiminle nerede buluşuyor tespit edilecek. Sonra bunlar fark ettirilmeden kaydedilecek. Ardından zamanlama yapılacak. MHP'nin adayları kesinleştikten sonra, en iğrenç görüntüler Çin işkencesi yapar gibi insafsızca ve ahlaksızca ardı ardına servise konulacak. On MHP yöneticisinin, kiminin kaseti bile yayınlanmadan istifaları sağlanacak... Devlet Bahçeli'nin kimyası bozulmasaydı, "Okyanus ötesi" diye tutturmazdı. Çünkü bilmesi gerekirdi ki; milyonların umut bağladığı bir hizmet hareketi, Türkiye'yi ayağa kaldıran diriliş hamlesine leke sürecek böylesine bir çirkinliğe, ahlaksızlığa ve şerefsizliğe asla tevessül etmez. Bir partinin baraj altında kalması, insanlığın barışı adına dünyayı omuzlamış insanların, aklının köşesinden bile geçmez. Bunu AK Parti de göze alamaz. Yüzde 50 bandında oy bekleyen bir parti, intihar etmez. Zaten "Okyanus ötesi" ve AK Parti yapsa, devletin başka kurumlarındaki odaklar; teknoloji, istihbarat ve imkânları sayesinde bunu hemen ortaya döker, vesayetin medyası da bir bayram sevinci ile günlerce yayın yapardı... Bu işi Türkiye'de profesyonelce yapabilecekler belli. Ergenekon davası sürecinde devlet içindeki fuhuş çetelerinin şantaj için başvurdukları tek yol bu zaten. Onun için adres, başka yerde değil, vesayetin devamını isteyen odaklarda aranmalıdır. CHP ile kim oynadıysa, MHP ile de o oynuyor. CHP'de hedef Baykal'dı, MHP'de de hedef Bahçeli'dir. Seçime daha 17 gün var. MHP'deki operasyon bu durumda bitmedi demektir. Yeni kasetler olduğu söyleniyor. Yani daha büyük sarsıntı yapacak kasetler çıkabilir. MHP, havlu atmaya, seçimden çekilmeye bile zorlanabilir. Küskün MHP kitlesinin çoğunluğu, böyle bir durumda AK Parti'ye mi oy verir, CHP'ye mi? Oyun büyük ve demokratikleşmeden yana olanlar bu oyunu bozmak zorunda...