Fenerbahçe şampiyon olunca,
Trabzon'dan, şahsen de tanıdığım bir okuyucumuz, bana e-
mail attı.
"
Ergenekon'u pek güzel yazıyorsunuz ama
Başbakan'ın Fenerbahçe'yi şampiyon yapmasını yazmaya cesaretiniz yok." dedi. Şaşırdım kaldım. Bir de, Trabzon'da
AK Parti aleyhinde büyük bir hava estiğini, Trabzonluların AK Parti'yi cezalandıracaklarını yazmaz mı? Böyle bir şey olamayacağını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştıktan sonra, biraz da kızgınlıkla, "Kardeşim siz de Eskişehir'le berabere kalmasaydınız." dedim. Şimdi öğreniyoruz ki, bazı
Trabzonsporlu yöneticiler, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım ve
futbolcu
Alex ile 19
Nisan 2011'de yaptığı görüşmenin ardından, Başbakan'ı
siyaseten zor durumda bırakmak için
CHP ve MHP teşkilatlarını da kullanarak, Trabzon halkını galeyana getirme planları yapmışlar.
Futbolda
şike ve çete soruşturması, göreceksiniz daha neleri ortaya serecek. Fenerbahçe Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım'dan sonra,
Beşiktaş Kulübü Teknik Direktörü Tayfur Havutçu'nun ve iki
futbolcunun daha tutuklanması, büyük depremin de habercisi. Hepimiz hazır olalım, kelimenin tam anlamıyla futbolda yer yerinden oynayacak.
Bazıları, depremin büyüklüğünü tahmin edemedikleri için ayağında top dolaştırıyor. Mesela
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) tavrı böyle. "Savcının iddianamesini bekleyeceğiz." diyor. Diyor ama futbolcuların bazılarının şikeyi
itiraf ettikleri manşetlere çekilirken, Federasyon'un o beklemenin altında kalmayacağını kim söyleyebilir? Dağdan bir kartopu yuvarlandı ve giderek çığa dönüşüyor. Yeni TFF, galiba kucağında bulduğu kor ateşin farkında değil. Şu anda liglerin zamanında başlaması bile tehlikede. Katılacak
takımlar UEFA'ya bildirildi ama yer yerinden oynamaya başladığında o bildirimin ne hükmü olur?
Futboldaki
kirlilik, futbol yöneticileri ile siyaset ilişkileri, fakat en önemlisi
vesayet sisteminde futbol yönetiminin işlevi, bundan böyle yargıda sorgulanacak. Türkiye'nin bütün kirli alanlarını,
evet artık yargı temizleyecek. Vesayetin baskısından, hegemonyasından, ideolojik odaklardan kurtulan yargı, bugüne kadar dokunulmayan, dokunulamayan hangi alan varsa, kim varsa hepsine dokunacak. Tabii bu durum, siyasetteki, yargıdaki, medyadaki, bir kısım barolardaki zevatı rahatsız edecek, ediyor da... Eski Türkiye'nin alışkanlıkları kolay değişmeyecek, direnmeler olacak. Hatta tehdit falan da savrulacak. Fakat bunların o zevata faydası olmayacağı gibi, yaptıkları ters tepecek. CHP'nin "
yemin etmeyeceğiz" diye tutturması bunun en açık örneği. İnatları ters tepti ve geldiler,
kuzu kuzu yemin ettiler. Etmeselerdi, daha beter bir duruma düşeceklerdi.
Futboldaki soruşturmanın sarsıntıları, vesayetin surlarında,
Ergenekon davasından sonra ikinci büyük gediği açabilir. Ben bu olayı,
Danıştay saldırısının Ergenekon davasına bağlanması kadar önemli görüyorum. Devlet içindeki hukuk dışı yapılarla mücadelede ilk dönüm noktası, Danıştay saldırısının Ergenekon davası ile birleştirilmesi olmuştur. Laik kesimin ezberlerinin ilk bozulduğu yerdir bu bağlantı. Sivas'ta
Madımak Oteli'nin yakılmasının,
Gazi olaylarının,
Alevi kesiminin önde gelenlerine suikast planlarının, Ergenekon davası içinde yer alması da Alevi kesimin ezberlerini bozmuştur. Vesayetin tutunduğu zemin birden kaymaya başlamıştır. CHP'de bir
kaset olayı ile lider değişimi ve Ergenekon sanıklarının CHP tarafından
aday yapılmaları; aslında, Alevi ve laik kesimlerin yeniden kazanılması, kayan zemine yeniden tutunma çabalarıdır. Futboldaki deprem, bu çabaları da berhava edecektir. Bu kadar net söylüyorum.
Zorda olan, futbolun ağaları değil, asıl vesayetin ağalarıdır. Direnmelerinin anlamsız olduğunu kabul etmedikleri için daha hızlı
tasfiye olacaklardır. Futbolun dokunulmazlarına dokunulunca, bir kısım medyada da telaş başladı. Ama pek çok
arkadaş, "sıra medyaya da gelecek" demişlerdi. Galiba haklı çıkacaklar...