'Her şey Kılıçdaroğlu'nun performansına bağlı..' demiştim referandum sürecinde.. İddia etmiştim; 'Ne kadar çok miting yaparsa, ne kadar çok konuşursa 'evet' çıkma ihtimali o kadar artar!!..' CHP'nin bu seçimlerdeki başarısı yine Kılıçdaroğlu'na bağlı... Eğer hiç konuşmazsa, hiç bir açılım teşebbüsünde bulunmazsa ve miting sayısını minimumda tutarsa, CHP öngörülen oy oranını ( yüzde 25 civarı ) yakalar.. ( Ha, bir de bu sefer oy kullanacağına dair millete söz vermesi gerekiyor tabii!.. Gerisini candaş medya halleder!..) Aksi takdirde büyük bir hayal kırıklığı yaşar CHP.. Sanki biz diyoruz 'abuk sabuk da olsa, gidin bir şeyler söyleyin..' diye.. Sanki biz zorluyoruz; 'ne yaparsanız yapın ama gündemde kalın..' diye.. Daha önce İzmir'de 'türbanlı ziyaret açılımı' yapmıştı Kılıçdaroğlu.. Şu talimatı verdiği ortaya çıkmıştı; ' AK Parti oylarının yüksek olduğu yerlerde ev ziyaretleri yapın. Giderken yanınızda iki tane türbanlı bulundurun.. Türbanlı yoksa aranızda 'iki kadın' partilimiz taksın. Çıkınca türbanı çıkarırlar..' ( "İki kadın"(!) diye özellikle üstüne basarak söylüyor.. Doğru ya, yanlışlıkla 'iki erkek' partili türban takarsa skandal olur mazallah!..) Netice alınmış olacak ki Kılıçdaroğlu'nun 'Ankara Pursaklar'da da başörtülülerle parti çalışması yapılsın..' talimatı verdiği ortaya çıktı.. CHP Gençlik Kolları Başkanı Umut Tunç ' başörtülü üyemiz yok..' deyince; ' CHP'li 2-3 tane ağzı laf yapan üniversiteli kız öğrenci bul.. Bir mağazaya götür, başörtü taktır, pardesü giydir.. Çalışmayı öyle yapın..' demiş Kılıçdaroğlu.. Gençlik Kolları Başkanı Tunç bunun ahlaki olmadığını söyleyince Kılıçdaroğlu tarafından odadan kovulmuş.. Netice?.. Tunç MYK tarafından görevden alınmış, yerine İrfan İnanç Yıldız getirilmiş.. Temiz siyaset, dürüst siyaset bu ha?!... Dini sömürenlerden, dini siyasete alet edenlerden olmayacaklarmış ha?!... *** Sadece Başkan değil.. CHP'de herkes bir alem... Klasik CHP ekolünü temsil eden 'kökten Kemalist' Süheyl Batum ne diyor; 'Koca bir askeri yıktılar.. Meğer kağıttan kaplanmış.. Biz bunu asker zannedermişiz..' Ergenekon sanıklarından milletvekili çıkartmayı planlayan Batum'un derdine bakın... Asker darbe planlamış ama becerememiş... Üstelik cuntacılar yakayı da ele vermişler!.. Her ne kadar 'biz istemeseydik Kozmik odaya nah girerlerdi..' deseler bile bir işe yaramamış.. Utanmadan bir de hukuka teslim edilmişler!.. Yargılanıyorlar.. Bunlar kağıt kaplama çakma cuntacıymış meğer!!... Aaah ah.. Nerede o eski cuntacılar... *** Hele şu Hurşit yok mu? Nasıl çalıştığını öğrenmek, bilgi sızdırmak için AK Parti'ye casus gazeteci gönderen CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit'ten söz ediyorum.. Yine konuşmuş; ' Bizim aile sigortası dediğimiz, her aileye 600 TL verilmesidir.. Bu silah çok önemli bir silahtır.. Bu silah bizi iktidara taşıyabilecek bir silahtır.. Bu politikayla yoksul Kürt kökenli yurttaşlarımızın daha fazla oyunu alacağız..' diyor.. ( Yok canım.. Bu Hurşit, Kürtleri kucaklamaya niyetli!..) Alın size akıllara ziyan bir açıklama daha.. 'Bu silah (her aileye 600 TL) bizi iktidara taşıyacak bir silahtır!..' Partiyi iktidara taşıyacağına inandığı politikadan 'silah' diye söz eden Başkan Yardımcısı Hurşit.. Hangi silahı kullanırsan kullan, amaç iktidara gelmek, öyle mi?.. Nasıl olsa silahın kaynağı da belli.. Başkanın adı Kemal!.. O bulur, değil mi?!... Süheyl askerin silahından ümidi kesmiş.., Hurşit, halka para dağıtma silahıyla vuracak AK Parti'yi..., Gandhi ise dini sömürmeden(!) 'çakma başörtülü'lerle yaptırıyor parti ziyaretlerini!... Olmaz böyle!... Yeni CHP'ye yazık etmeyin!.. Haziran'a daha çok var.. Grup kararı alın, seçimlere kadar hiç bir şey yapmayın, Başkan dahil hiç kimse konuşmasın... Bu durumda, CHP'nin sağlam bir muhalefet olabilmesi için gerekli propagandayı, cilalama işini 'candaş medya' rahatlıkla yapar... Ama böyle zırt pırt konuşup, kendi topuklarına sıkarlarsa CHP'nin işi zor... Seçimlerden sonra Baykal'ı mumla ararsınız sonra...