...Hanımlarımızla işlediğimiz dersler sırasında öğrenmek istedikleri konularda bazı soruları oluyor, biz de kitaplara ve bilenlere danışarak gücümüz yettiğince
cevaplandırmaya çalışıyoruz. Birkaç hanım arkadaşın sorusuna cevap vermekte zorlandık ve size yazmaya karar verdik. Yardımcı olabilirseniz çok memnun oluruz.
1. Buluğa ermiş çocuklarımız tüm dini vecibeleri yerine getirmekle yükümlü müdür? Özellikle kız çocuklarımızdan
erken büluğa erenleri başlarını örtmelerini
teşvik konusunda anneler çocuklarının henüz olgunlaşmadığını ileri sürerek aceleci davranmak istemiyorlar. Âkıl olmanın şartları nelerdir?
2. Adetli bir kadın Safa ile Merve tepeleri arasında kalan bölüme girebilir mi, say yapabilir mi? Bu bölümler Mescid-i Haram'dan mı sayılır yoksa
direk olarak bu bölüme açılan kapılardan girip say yapmakta bir mahzur yok mudur?
3. Mehrini alamayan kadın hakkında "kocasına itaat etmesi gerekmez" şeklinde bir hüküm var mıdır?
En kısa zamanda cevap verebilirseniz çok memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler.
Selam ve dua ile... (Ş.B.)
1. Dokuz yaşını kamerî yıl olarak doldurmuş
kız çocuğu âdet görmeye başlarsa veya âdet görmez de 15 yaşını doldurursa büluğa (
ergenlik çağına) gelmiş olur.
Erkek çocuğu da 12 ila 15 yaş içinde ihtilam olursa (uyurken boşalırsa) veya ihtilam olmasa bile onbeş yaşını doldurursa ergen (baliğ) olur. (Büluğ çağı hakkında farklı ictihadlar da vardır)
İnsanın dinin emir ve yasakları ile yükümlü olabilmesi için
akıl sağlığı içinde büluğa ermesi şarttır. Doğru yanlış, hayır şer, faydalı zararlı nedir bilmeyen, ayıramayan, yaptığının bilincinde olmayan akıl hastaları da yükümlü değillerdir.
İbadetler imana, sevgiye, şuura dayandığı kadar alışkanlığa da dayanır. Zamanında ibadetlere alışmamış, bunun için eğitilip hazırlanmamış gençler ibadette zorlanabilirler. Gençlik çağına girmiş bir insanı -daha önce eğitmeden- ergenlik çağına girdiği gün namaza, oruca, örtünmeye... çağırmak, bu çağrıya uymadığı zaman zor kullanmak sakıncalar, problemler doğurabilir. Ya ergenlik çağına gelmeden çocuklar yükümlülükler için eğitilmelidir veya bu yapılmamış ise ergenlik çağına girdiklerinde onları isyana, inkara, nefrete itmeyen uygun yöntemlerle yönlendirme yolu seçilmelidir.
2. Hz. Aişe âdet görünce Peygamberimiz (s.a.) ona şöyle dedi: Tavaf dışında –diğerlerinin yaptıklarını- sen de yap,
tavafı ise âdet bitince yaparsın."
Sa'y hacda ve
umrede yapılan bir ibadettir; peygamberimiz tavaf dışında kalan bütün hac ve umre parçalarını yapmaya izin verdiğine göre âdetli hanımlar da sa'y yapılan yere (Safa-Merve arasına) girebilirler ve sa'y yapabilirler.
3. Mehrini almayan kadın da genel olarak evlilik hukukuna riayet etmekle yükümlüdür. Yalnızca evlendiği yerleşim yerinden bir başka yere göçme konusunda
seçim hakkı vardır, göçmeye rıza göstermeyebilir.