Yumruklar konuşurken, BDP ve anayasa değişikliği!


Türkiye yine enteresan bir dönemden geçiyor. Puslu, sisli bir hava! Bir yandan yumruklar konuşuyor, Samsun’da Ahmet Türk, Kayseri’de Enerji Bakanı Taner Yıldız alçakça saldırıya uğruyor. Basının tek tük bazı köşelerinde şiddeti övebilen, şiddete kulp takabilen yazılar çıkarken, öbür yandan yine şehit cenazeleri gelmeye başlıyor. Bu arada Mecliste Anayasa değişikliği ile uğraşılırken, bir bakıyorsunuz Başbakan Erdoğan tarafından başkanlık sistemi gündeme taşınmış... Siyaset gerildikçe geriliyor. Ortam kaygı verici! Özellikle yumruklar, cenazeler ve kendini belli etmeye başlayan şiddet sarmalı... Pazartesi günleri Cengiz Çandar’la birlikte CNN Türk’te yaptığımız Tecrübe Konuşuyor programında önceki gece Ahmet Türk ve Sırrı Sakık’la bu konuların üzerinde durduk. Hepimiz biraz tedirgindik. Türk’le Sakık, Başbakan Erdoğan’la hükümetinin demokratik açılım ve Kürt sorunu konusundaki tutumunu eleştirdiler. Nelerin yapılmadığını anlattılar. Bu pencereden bakarak, anayasa değişikliği paketine ilişkin eleştirilerini sıraladılar. Eleştiri ve şikayetlerinde haklı oldukları birçok nokta vardı. Hükümetin Kürtlerle diyalog kapısını uzun zamandır kapatmış olması bu eleştirilerin başında geliyordu. ‘KÇK operasyonları’nın haksızlığı ise bir başka dikenli meseleydi. Ahmet Türk’ün kaygısı günlük dile şöyle tercüme edilebilirdi: Demokratik açılım konusunda siyasal irade zayıflamıştı; Tayyip Erdoğan oy kaybettiğini fark edince frene basmış, süreç neredeyse durmuştu; Erdoğan’ın bu tutumu tehlikeliydi; dumanlı havayı seven kurtları harekete geçirebilirdi; nitekim yumruklar ve şehit cenazeleri bu açıdan kötü sinyallerdi; Kürt sorununu çözüm rayına oturtamayan bir Türkiye’de anayasayı ne kadar değiştirirsen değiştir, demokrasi ve hukuk devletini yerli yerine oturtamazdın; kaldı ki anayasa değişikliği paketi de son derece yetersizdi. Ahmet Türk’ün bakış açısı böyleydi ve genel olarak isabetliydi. Önceki gece Ahmet Türk’ten iki izlenim daha edindim. Birincisi, demokratik açılımla ilgiliydi. Bu kapı hâlâ aralık tutuluyordu. Bu nokta önemliydi. İkinci izlenime gelince... Bu da kısa adı BDP olan Barış ve Demokrasi Partisi’nin anayasa değişikliği paketine ilişkin tutumuydu. Ahmet Türk özetle demek istiyordu ki: “Evet, paket birçok bakımdan yetersiz. Fakat mevcut duruma göre olumludur, sınırlı da olsa bir iyileşmedir. Bu nedenle desteklenmelidir. BDP’nin CHP-MHP çizgisine düşmesi doğru değildir.” BDP Muş milletvekili Sırrı Sakık da, kısaca özetlediğim Türk’ün bu bakış açısını paylaşıyordu. Ben de bu görüşteyim. Hükümetin mevcut paketi gecikmiştir, yetersizdir, eksiği gediği vardır. Ama yine de mevcut duruma göre bir iyileşmedir, Avrupa demokrasilerine doğru yakınlaşmadır. 12 Eylül darbesinin ürünü olan bir yargısal sistemi demokrasi ve hukukla daha uyumlu hale getirme çabasıdır. Bunun için de desteklenmelidir. Ben böyle düşünüyorum. Bu desteği TBMM zemininde BDP de vermelidir. BDP’nin 12 Eylül’ün ürünü olan bir anayasayı netice itibariyle savunur hale gelmesi ve bu bakımdan ‘CHP-MHP çizgisi’ne düşmesi yanlıştır, talihsizliktir. BDP’nin yarın bu tutumlarını Kürtlerin büyük çoğunluğuna izah edebilmelerinin kolay olmayacağını düşünüyorum.
<< Önceki Haber Yumruklar konuşurken, BDP ve anayasa değişikliği! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER