Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç dün CNN Türk’te Tecrübe Konuşuyor’un konuğuydu.
Cengiz Çandar’la birlikte Başbakan Erdoğan’ın Beşiktaş’daki çalışma ofisinde kendisini beklerken, gözümüz ve kulağımız sürekli olarak televizyon erkanlarında dakika başı değişen son dakika haberlerindeydi.
Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı
emekli Or
amiral Özden Örnek’in evi aranıyor.
Örnek Paşa gözaltına alındı.
Eski
Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Or
general İbrahim Fırtına’nın evi aranıyor.
Fırtına Paşa gözaltına alındı, sağlık kontrolünden geçirildi,
İstanbul’a getiriliyor.
Eski Birinci
Ordu Komutanı ve
Genelkurmay İkinci Başkanı emekli
Orgeneral Ergin Saygun gözaltına alındı.
Eski
Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral
Çetin Doğan‘ın evi aranıyor; Doğan Paşa’nın gözaltına alınması bekleniyor.
Fırtına,Örnek ve Saygun Paşalar İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde...
17
emekli general, 4
muvazzaf amiral, 27
subay ve 1
astsubay olmak üzere 49 kişi gözaltında...
Peki, kabarmakta olan bu müthiş dalganın dibinde ne yatıyordu?
Bu sorunun yanıtı da son dakika haberlerinde:
Balyoz soruşturması!
Son dakika haberleri gözümüzün önünden böyle akıp giderken Tecrübe Konuşuyor başladı ve
Başbakan Yardımcısı Arınç’a ilk sorumuz şu oldu:
“Siyaset meydanı gördüğünüz gibi bir kez daha toz
duman olmuş durumda. Bu bir normalleşme süreci mi,
demokrasi ve hukuk devleti yolunda?..”
Bülent Arınç duraksamadı:
“Evet,bir normalleşme sürecidir!”
Cengiz Çandar ekledi:
“
Türkiye, sancılı ve sıkıntılı da olsa, bir normalleşme süreci yaşıyor, demokrasi ve hukuk yolunda...”
Yaşananları farklı değerlendirmek, farklı yerlere çekmek isteyenler elbette var.
Onlar,
Ergenekon sürecinin başından beri olan bitenin özünde, bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü kavgası olduğunu görmek istemiyorlar.
Anlamak istemiyorlar.
Kimileri, bazı hukuki hatalara takılıp özü g
özden kaçırmaya devam etti.
Kimileri de bunu özellikle yaptı, meselenin özünü örtbas etmek ya da Ergenekon’u sulandırmak için...
Bu da olabilir, hiç şaşırtıcı değil.
Ama yaşananlar öyle ki, öylesine dayanaklarla sahne alıyorlar ki, minareyi kılıfına uydurmak her geçen gün olanaksızlaşıyor.
Kaç kez yazdım.
Son defa 28 Şubat’la başladı bu süreç. Postmodern
darbe ile
Erbakan hükümeti devrildi, partisi kapatıldı,
Tayyip Erdoğan hapse atıldı.
Ama istedikleri yine olmadı. Çünkü birkaç yıl sonra, 2002 yılı
Kasım ayı başında Erdoğan’ın partisi tek başına sandıktan çıktı, hükümet oldu.
İnanamadılar, allak bullak oldular.
Çok büyük tepki duydular.
28 Şubat’ın en önemli oyuncularından, EMASYA’nın da mimarı olan
Orgeneral Çetin Doğan bu kez İstanbul’da, Birinci Ordu’da düğmeye bastı.
12
Eylül darbesinin Bayrak
Harekatı’nı örnek alan Balyoz Harekat Planı hazırlandı 2002’nin
Aralık ayında.
Bu çalışmanın içinde, o tarihte
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına’yla
Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek de rol aldılar.
2003’ün
Mart ayı başında,
Selimiye Kışlası’nda Balyoz Harekat Planı’nın ilk tatbikatı yapıldı. Bununla ilgili olarak, zamanın
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun,
Cumhuriyet gazetesinin
Ankara temsilcisi Mustafa
Balbay’a şöyle diyordu:
“Birinci Ordu’ya bakın, orada ihtilal hazır!”
Bu tehlikeli gelişmeler, anlaşılan, zamanın
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök tarafından etkisiz kılındı.
Fakat, askerin içinde Erdoğan hükümetine yönelik tepki dalgası durulmadı. 2003’ün
Ağustos ayında İbrahim Fırtına ve Özden Örnek Paşalar Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanı oldular, Ankara’ya gittiler.
Böylece, 2002 yılında Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun,
Hilmi Özkök Paşa’nın altını oymak için Kara Kuvvetleri’yla Jandarma Genel Komutanlığı’na getirdiği Orgeneral
Aytaç Yalman’la Orgeneral Şener
Eruygur ikilisinin yanına Fırtına ve Örnek Paşalar gelmiş oldu.
Bu dörtlü güçlendi!
2003 ve 2004 yıllarında
Sarıkız ve
Ayışığı isimlerini taşıyan ve baş rolü
Şener Eruygur Paşa’nın,(Eski Ege ve Birinci Ordu Komutanı Hurşit
Tolon Paşa’yla birlikte Ergenekon sanığı) oynadığı darbe tertiplerinin içinde yer aldılar. Bunların bütün ayrıntıları, birbiriyle örtüşen iki günlükte gün ışığına çıktı:
Özden Örnek günlükleri...
Mustafa Balbay günlükleri...
Bu günlüklerin ilki,
Nokta dergisinde 2007’nin Mart ayında yayınlandı. İkincisi,
Ergenekon davası sürecinde iddianameyle birlikte açıklandı.
Geçen yılın Aralık ayında ise darbe tertipleri zincirinin ilk halkalarından biri olan, dehşet verici ayrıntılarıyla birlikte beş bin sayfayı bulan Balyoz Harekat Planı, yine böyle birçok
dosya gibi
Taraf gazetesenin manşetlerinde patladı.
Şimdi bir yerde başa dönüldü:
Balyoz soruşturması...
Evet, fena halde sancılı ve sıkıntılı bir süreç, ama Bülent Arınç’ın dediği gibi, bir normalleşme süreci, demokrasi ve hukukun üstünlüğü yolunda normalleşme...
İnşallah daha fazla sancı çekilmez!