Baykal’lı CHP, Baykal’sız CHP, ne değişir?


Siyaset sahnemizin yakın geleceğiyle ilgili o kadar çok şey uçuşuyor ki kafamın içinde. Soru işaretleri, bazı notlar, belirsizlikler, hepsi iç içe... Siyasal bakımdan Türkiye zaten keskin bir kutuplaşmayı yaşarken, şimdi biraz daha gerilmeye başladı. Bundan böyle, anayasayla ilgili referanduma daha beter gerilerek gideceğimiz rahatça söylenebilir. Galiba Baykal’ın istediği de bu. Sonuç arzuladığı gibi olabilir mi, bilemiyorum. Ama Baykal’ın çok uzun yıllardır sevdiği, belki de tek yol olarak benimsediği siyaset anlayışı, keskin kutuplaşmaya dayanan, kavgalı gürültülü muhalefettir. Ya da yıllardır Baykal’ı yaşatan böyle bir siyaset tarzıdır. Şimdi Baykal, anlaşılan, ‘komplo’yu Tayyip Erdoğan’ın üstüne yıkarak, Türkiye’yi fena halde siyah beyazlaştırarak bütün tepki oylarını arkasında toplayacağına ve bir dahaki seçimde CHP oylarını arttıracağına inanıyor. Olabilir. Başka?.. Baykal’ın dediği gibi bir komplo söz konusu ise o zaman bu dramatik istifa neden?.. Baykal istifa etmek yerine, komploya dair elinde bulunduğunu söylediği bilgi, belge ya da duyumları kamuoyuyla paylaşıp niye derhal mücadele bayrağını açmadı?.. Bu ikinci soru elbette hükümeti de ilgilendiriyor. Baykal’ın komplo iddiasını ‘ahlaksız iftira’ diye anında reddeden Tayyip Erdoğan her türlü iktidar olanağını kullanarak ‘kaset olayı’nı bir an önce aydınlatmak zorundadır. Buna eli mahkûm Erdoğan’ın. Bu iğrenç tezgah nasıl kuruldu? Kim, hangi güç yaptı? Siyasal mı? Bireysel mi? Kişisel intikam mı? Devlet işi mi? Parti içi kavga mı? ‘Dış güç’ler mi? Yeni kasetler var mı? Evet, bu sorular bir an önce aydınlığa kavuşturulsun. Bunların karanlıkta kalması bu ülkede siyaseti, siyasetçiyi ve siyasal istikrarı olumsuz etkiler çünkü. Ama bu konuda hükümet kadar Baykal’a da büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü, komplo diyerek bunu hükümete yıkan ve elinde bazı kanıtlar olduğunu söyleyen Baykal’ın kendisidir. Elinde ne var?.. Baykal fazla gecikmeden elini açmak zorundadır, yoksa çok güç durumda kalır. Bir başka soru: Baykal kenara çekilecek mi? Yoksa 22 Mayıs’taki CHP kurultayında hemen geri gelecek mi? Bugün için belirtiler, Baykal’ın fazla beklemeden genel başkanlık koltuğuna geri gelebileceğine işaret ediyor. Peki, geri gelmezse ne olur? Kendi istediği birini genel başkan yapar! Bu konuda benim herhangi bir kuşkum yok. Hatta bir adım ileri atıp şu da söylenebilir: Baykal, kimseye işaret etmeden kenarda dursa da, kurultayın iradesine karışmasa da, CHP kurultayı partinin başına yine Baykal gibi düşünen birini seçer. Demek istediğim şu: CHP’nin örgütsel yapısı, yani teşkilat düzeni, Baykal tarafından yıllar içinde öylesine oluşturulmuştur ki, oradan Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ‘değişim’e dönük bir siyasal alternatif çıkması yakın ihtimal değildir. Türkiye’de demokrasi ve istikrar açısından büyük önem taşıyan ‘muhalefet boşluğu’ meselesi, büyük ihtimalle, 22 Mayıs’taki CHP kurultayı sonrasında da devam edecektir. Peki, bu çirkin tezgah Baykal’ı yıprattı mı? Yoksa mağduru oynaması ve komployu hükümete yıkan manevrasıyla Baykal az da olsa çıkışa geçebilir mi? Anayasa referandumunda hayır oyları bu gelişmeden nasıl etkilenir? Ne diyorsunuz?..
<< Önceki Haber Baykal’lı CHP, Baykal’sız CHP, ne değişir? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER