12 Dev Adam artık Dünya Kupası’nı bir kulpundan yakalamış durumda, bir daha da o
kupayı kimselere kolay kolay kaptırmaz.
Böyledir bu işler.
Başarı çıtası bir kere yükselmeye başladı mı, git gide zorlaşır önünü kesmek.
Çünkü, kupayı bir tarafından yakalamış olan, birbirine kenetlenmiş, inanmış, azimli bir
takım vardır sahnede.
“Biz bunu başaracağız!” diye yola çıkmış takım gibi bir takımdır o.
Bir başka deyişle:
‘Takım ruhu’na sahip bir takımdır sahnede olan.
‘Mücadele ruhu’na sahip bir takımdır sahnede olan.
Ayrıca ‘başarı’ya açtır!
Çünkü, kendi ülkesinin basketbol tarihinde bir ilke
imza atmakta olduğunun bilincindedir.
Kupa ellerinin üstünde kalktığı anda, isimlerinin
altın harflerle tarihe geçeceğini çok iyi bilir bu takım.
Bunun için iştahla oynar.
Oynadıkça açılır.
12 Dev Adam’ın her maçta biraz daha devleşmesi buradan kaynaklanıyor.
Aman Allahım!
Slovenya maçında nasıl bir başlangıçtı o...
Nasıl bir heyecan fırtınasıydı çarşamba gecesi yaşadığımız...
Maç başladı, her attıklarını sokuyorlardı potaya. Birbiri ardından gelen üçlük atışlar hiç şaşmıyordu.
Akıl alır gibi değildi.
Aradaki farkı 20 sayının altına düşürmeden götüren 12 Dev Adamı seyretmek gerçekten büyük bir keyifti.
Ne biçim bir ‘
savunma hattı’ydı o?..
Her çarpan dağılıyordu.
Ne biçim ‘şut yüzdesi’ydi o?
Neredeyse her attığımız giriyordu.
Savunmada attırmayacaksın, sonuna kadar mücadele edeceksin!
Tıkır tıkır işleyen muhteşem bir çarkın bir dişlisi olduğunu kabul edip, takım ruhu ve
dayanışma içinde, hiçbir şeye küsmeden, yüksünmeden koşturacaksın maç boyunca...
12 Dev Adam bunu yapıyor.
Tam bir ‘konsantrasyon’la yapıyor.
Yapabildiği için de başarıya koşuyor..
Yapabildiği için de ezberleri bozuyor.
‘
Oyun disiplini’nden hiç kopmuyor.
Nuri Tan’ın deyişiyle maçı baştan sona tam bir ‘iştah’la, ‘azim’le oynayabildiği için öyle...
Saha içinde ve dışında mükemmel bir liderliğe sahip olduğu için öyle...
Salı günkü yazımda da belirttiğim gibi, 12 Dev Adam’ın sahneye çıkışının arkasında yılların ürünü olan istikrar ve sistemli çalışma yatıyor.
Turgay
Demirel, 18 yıldır
Federasyon Başkanı olarak Türk basketbolunun başında, bir ‘değişim’in mimarlığını yapıyor.
Bogdan Tanjeviç, 6 yıldır yeni bir oyun felsefesi yerleştirmek,
genç insanları Türkiye’de basketbola kazandırmak için çalışıyor.
Hido, takım içinde tam bir lider.
Nihat İziç ve
Orhun Ene, Tanjeviç’in yardımcı antrenörleri olarak perde arkasında yıllardır canla başla
emek veriyorlar.
Federasyonun idari ve
teknik menajerleri
Barbaros Akkaş’la
Harun Erdenay, 12 Dev Adam’ın ‘takım ruhu’nun oluşmasına kaç yıldır katkıda bulunuyorlar.
Bunları yazıyorum.
Çünkü bize gerçekten güzellikler yaşatan, duygu fırtınaları yaşatan bir
Basketbol Milli Takımı sahneye çıkmış durumda.
Hele şu günlerde, referandumun kâbus gibi bastığı boğucu bir politik ortamda 12 Dev Adam bana da ilaç gibi geldi.
Ben daha çok, iyi ki
futbol var diye yazan bir futbol ve
Galatasaray fanatiğimdir.
Ama şu günlerde iyi ki 12 Dev Adam var demeye başladım.
Onların sahada rüzgâr gibi oynamaları, müthiş bir mücadele ruhu sergilemeleri, hem savunmada hem hücumda harikalar yaratmaları çok büyük keyif veriyor.
Şimdi sırada
Sırbistan var.
Ama ben o kadar eminim ki.
12 Dev Adam, kupayı bir kulpundan yakalamış durumda, bir daha kaptırmaz Dünya Kupası’nı...
Haydi Tanjeviç’in aslanları...
Yarın gece bir
zafer daha yazacağınızdan herhangi bir kuşkumuz yok.