Olanlar, görünenler için tehlikeli olmaya başladı. Çünkü
Türkiye artık eski Türkiye değil.
Deniz kenarında kumdan kaleler yapılmıyor ki, gülüp geçebilsinler. Eskiden olduğu gibi her rüzgara yelken açıp, her devrin adamı olabilsinler. Son zamanlarda çıkan gürültünün önemli bir sebebi bu bence.
Mesela
PKK. Silah zoruyla
Kürtlerin temsilcisi olmaya kalkmış, aksini düşünenlere namluyu göstererek ikna etmeyi
tercih etmişti. Sanki kendi partilerinin dışında Meclis'e giren onlarca Kürt
vekil çakma Kürt'tü. Onlar bölgeyi ve Kürtleri temsil etmiyordu!
Örgüt yapısı gereği
İslam'a karşıydı. Aynen 28 Şubat'ın yedeğinde canlandırılmaya çalışılan İslam öncesi Türk inancına özlem oluşturma çabaları gibi
örgüt de aynı izi takip ederek Zerdüştlüğe sarılmıştı. Tutmadığını görünce, Kürt milliyetçiliğine meyyal hocalar üzerinden, örgüt kontrolünde
İslamiyet denemelerine geçildi. Model de belliydi ve bu
modelleme aynı zamanda
Öcalan'ın neredeyse Kemalistliğinin delili haline getiriliyordu bazıları tarafından.
İslam'dan uzaklaştırılmış Kürtlerin geleceğe hazırlanmasında rol almak için çırpınanlardan biri de Perinçek idi. Emekli paşaları koluna takar, köy hareketleri örgütlemeye çalışırdı. Kılıf malum; sol jargon üzerinden feodalizme ve aşiret düzenine karşı
halkı bilinçlendirerek halk devrimine katkı sağlamak.
Yoksa, dağ başında örgüt elemanlarını selamlayıp, Öcalan'a Gül verirken çekilmiş fotoğraflarına bakarak kimse yanlış değerlendirme yapmasın!
Aynı seriden Yalçın Küçük'e göre bu ilişkiler ancak müstesna kafaların algılayabileceği, devlet yönetimi gibi ciddi bir işin olmazsa olmazıydı! 'Hangi devlet?' gibi soruların, bu bapta alemi olmadığı gibi, Öcalan önderliğinde kurulacak müstakbel Kürt devletine yormanın da alemi yok!
Bu uzun bahsi kısa kesip, sadede gelelim. Şimdi örgüt bağırıyor. En iyi bildiği konuşma tarzı
terör olduğu için üniversiteli kızları, hamile kadınları vurarak ortalığı velveleye vermeye çalışıyor.
Ve Perinçek de her zaman olduğu gibi namlunun ucuna bir ölüyü sürerek bağırıyor. Ne tesadüf değil mi? Adam notları Perinçek'e teslim edip, sonra huzur içinde ölmüş!
Kaşif Bey de ne adammış ki, vazifesi olmayan ne kadar mevzu varsa hepsiyle ilgili konuşmuş da konuşmuş. Bunları gördükçe
Ergenekon davasının ne kadar doğru ve dikkatli gittiğine bir kere daha inanıp, şükrediyorum. Düşünenler için, hiçbir şey olmasa,
Kozinoğlu üzerinden döktürülenler Silivri'dekilerin nasıl bir yapılanmanın parçası olduğunu göstermeye yeter.
Bunca bağırış arasında İslamî kisveye bürünmüşlerinin de fısıltısı geliyor, alttan alta...
Efendiler! Türkiye'de sahici şeyler oluyor. Bağırıp durmanın âlemi yok. Ne İslam'ı bastırabilirsiniz, ne Kürtlerin İslam bağının yerine Marxizm gömleği giydirilmiş dinler koyabilirsiniz. Ne de bu saatten sonra
silah zoruyla doksanlı yıllardaki işlemleri yapabilirsiniz.
Olanlar oldukça görünenlerin foyası meydana çıkıyor. Daha da çıkacak bence. O zaman herkes anlayacak bunca gürültünün gerçek sebebini.