"
Türkiye uluslararası alanda çok iyi bir yere geldi." diyor, eski
senatörlerden ve şimdi São Paulo
Ticaret Odası başkan yardımcılığıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi'nin Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü'nü yürüten Alfredo Cotait.
Alfredo Bey'in ardından sözü, C 40 São Paulo Summit Koordinatörü
Carlos Fukuhara alıyor. Adından da anlaşılacağı gibi Fukuhara
Japon asıllı. Söylendiğine göre Japonya'dan sonra en fazla Japon'un yaşadığı
ülke Brezilya imiş.
Fukuhara, mayıs ayı sonunda São Paulo'da dünyanın kırk büyük şehrinin belediye başkanlarının bir araya geleceği toplantıyı anlatıyor. Toplantıda büyük kentlerin büyük dertlerine kafa yoran kırk başkan, özellikle çevre şuurunu merkeze alarak bilgi ve tecrübe aktarımında bulunacak, ortak problemlere birlikte çare arayacak.
Programa
New York Belediye Başkanı Michael
Bloomberg başkanlık yapıyor. Eşbaşkan da São Paulo Büyükşehir Belediye başkanı. ABD'den bir iki büyük kentin daha belediye başkanı geleceğini bildirmiş.
Paris Belediye başkanı ve diğer davetlilerin çoğu çağrıya icabet cevabı vermişler.
Çevre şuuru esas alındığı için programa dair ne varsa çevreye uyumlu olarak tasarlanmış. Mesela başkanlar havaalanlarından elektrikli arabalarla alınacaklar. Programda tek bir kâğıt bile kullanılmayacak.
Başkanlar
Güney Amerika'nın en büyük parkına kendi ülkelerinin plakasını taşıyan birer
ağaç dikecekler. İbirapuera, Brezilya'nın bitki çeşitliliğini aksettiren çok güzel bir park. Özellikle hafta sonları dolup-taşıyor. "Ağacı yaşatmak da o ülkenin insanlarına düşecek." diyor Senatör Alfredo Bey.
Bu cümle Brezilyalıların dışa açık, sıcak tarafını gösteriyor. Japonlar gibi İtalyanlar ve
Almanlar da çok bu ülkede. Şimdi Çinliler çok yoğun ilgi gösteriyor. Brezilyalılar için Alman ya da İtalyan olmanın menfi bir tarafı yok. Çeşitlilik Brezilyalıları korkutmuyor.
Belediye başkanları arasında
Kadir Bey de bulunup, İbirapuera'ya Türkiye ağacını dikmesi üzerinden, "Türkler neden burada olmasın?" mesajını verdi Alfredo Bey. "İlk fırsatta İstanbul'a gitmek istiyorum." dedi ardından da.
İtilip-kakılan, varlığından haberdar olunmayan, olsa da hoş olmasa da, hatta bulunmasa daha iyi kabilinden mimiklerle karşılanan ülkeler var dünyada. Türkiye için bu tür şeyler tarih öncesinde kalmış gibi. Şükürler olsun, artık "Geliyorlar mı?" ya da "Yeter ki gelsinler" denilen bir ülkeyiz.
"Hangi belediye başkanları geliyor?" sorusunu cevaplarken, program koordinatörü Fukuhara hepimizi hüzünlendiren bir cümle söylüyor ve orada bir müddet sükût ediyoruz: Tokyo Belediye başkanı da mutlaka gelmek istiyordu ama deprem ve tsunamiden dolayı...
Belediye başkanları isterlerse, yanlarına bir grup
işadamı alıp bir hafta önceden gelebileceklermiş. Brezilyalılar ticarete çok açık insanlar ve ticarî ilişkileri çok önemsiyorlar. Başkanlar kendi programlarını takip ederken işadamları için de iş görüşmeleri ayarlanacakmış.
Fukuhara, "
Kadir Topbaş Bey'den davetiyenin ulaştığına dair yazı aldık ama..." diyor, sonra da "Eğer gelirse..." girizgâhıyla başlayan cümlesini ilave ediyor. Bayrakla, vatanla, sahip olduğumuz pasaportla kuru kuruya övünmek değil, başkalarının göz bebeklerinde "siz olmazsanız olmaz" manasını okuyarak şükretmek bir başka oluyor.
Mayıs sonunda São Paulo'ya dünyanın kırk büyük kentinin belediye başkanları gelecek. Ama görüşmeden edindiğim intiba ve duyduğum cümlelerden anlıyorum ki, diğer ülkelerin içinde bizim başkanımız Kadir Bey asla kırk kişiden birisi olmayacak.