Sudan yönetimi ile
Darfur Adalet ve Barış Hareketi arasındaki
ateşkes anlaşması
Katar'ın başkenti Doha'da imzalandı.
Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife Es-Sani, Darfur krizindeki başarılı arabuluculuk faaliyetiyle, kendisinin ve ülkesinin prestijine prestij kattı.
Bir zamanlar petrolden başka numarası olmayan basit bir Anglo-
Amerikan uydusuydu Katar...
Emperyalistlerin benzin pompası, kimsenin saygı duymadığı bir kukla devlet...
Bugün ise Katar denince akla fevkalade saygıdeğer şeyler geliyor:
- Dünyanın önde gelen yayın kuruluşları arasında sayılan ve
Afganistan ile Irak'ta ABD'ye 'kök söktüren' El-Cezire televizyonu.
- HAMAS ve
Lübnan Hizbullahı'na açıkça
destek veren Yusuf Karadavi'nin baş tacı edildiği saygın bir üniversite.
-
Filistin meselesinde dengeli bir duruş ve
Körfez ülkeleriyle
İran arasındaki geleneksel gerginliği aşmaya dönük çabalarda kendini gösteren siyasi basiret ve feraset.
-
İslam tarih, sanat ve kültür araştırmalarına maddi destek.
- Darfur krizinde arabuluculuk.
Vs, vs, vs...
1999'da, Arap devletlerine yönelik ağır eleştirileriyle tanınan Sudanlı mütefekkir Abdulvahhab El-Efendi'yle bir
mülakat yapmıştım.
"Hakkında olumlu şeyler söyleyebileceğiniz hiçbir Arap devleti yok mu?" diye sorduğumda, Katar'daki değişim rüzgârının yeşerttiği umuda dikkat çekmişti El-Efendi.
Elhak; Şeyh Sani, Körfez'deki sıradan bir 'benzin pompası'nı saygın bir ülkeye dönüştürdü.
Emperyalistlerle
işbirliği sorununun –küçülmüş olmakla beraber- hâlâ devam ettiğini elbette görmek lazım, ama tünelin ucundaki ışığı da görmek lazım.
Bundan üç sene evvel Tahran'ı ziyaret eden Katar
Dışişleri Bakanı Şeyh Hamid, İranlı bir gazetecinin Fars Körfezi'ndeki
yabancı güçlerle ilgili sorusu üzerine şöyle demişti:
"Yabancı güçlerin varlığının sebebi var.
Kuveyt işgal edildiği zaman yabancı güçleri
bölgeye davet eden ülkelerden biri de Katar'dı. Yeni bir işgalin yaşanmaması için onları bölgeye davet ettik. Amerikalıların bölgeye getirilmesi bizim ortak bir kusurumuzdan kaynaklanıyor. Eğer bölge ülkeleri arasında doğrudan ve şeffaf ilişkiler kurulmuş olsaydı, yabancıların bölgeye davet edilmesine gerek duyulmazdı. Bölge ülkeleri arasında güven ortamının oluşması halinde yabancı güçlerin bölgedeki varlıklarına artık ihtiyaç duyulmayacaktır."
Katarlılar kendilerini emniyette hissettiklerinde ülkelerindeki Amerikan üslerini kapatacaklardır.
Diğer Körfez devletlerinin ve Ortadoğu'daki başka bazı devletlerin emperyalist saldırılara çanak tutmaları da, her şeyden evvel, komşularına duydukları güvensizlikten kaynaklanıyor.
Türkiye'nin öncülük ettiği "Komşularla sıfır sorun, azami işbirliği, tam entegrasyon" siyaseti işte bu yüzden çok önemli.