Davos'un bedeli


Başbakan Erdoğan, önceki gün AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda yaptığı konuşmada, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nun Ermeni meselesiyle ilgili kararını Davos'a bağlayan bazı yazarların, "duydukları tarifsiz mutluluğu" gizleyemediklerine dikkat çekti. İşte o yazarlardan birinin "tarifsiz bir mutluluk" içinde kaleme aldığı satırlar: "Dış İlişkiler Komitesi'nin Yahudi kökenli Başkanı Howard Berman'ın gayretlerine, aslında Türkiye hakkında olumlu değerlendirmeleriyle bilinen Komite Raportörü Yahudi kökenli Alan Makovsky'nin tutumuna, komitedeki Yahudi kökenli 7 üyenin hepsinin de 'Evet, Türkler soykırım yapmıştır' yönünde oy kullanmalarına... Ve ABD'deki güçlü Yahudi örgütlerinin bu defa 'Ne haliniz varsa görün' dercesine Türk tezini sahipsiz bırakmasına bakınca gerçek ortaya çıkıyor: Geçen yılki meşhur 'Davos' zaferimiz(!) vardı ya... Hani Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı'na yedi cihanın gözü önünde, 'Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz!' diyerek terk ettiği Dünya Ekonomik Forumu toplantısı... İşte o skandalın bedelini ödedik." "Skandal"mış! Ne skandalı? Erdoğan ve Türkiye'yi İslam dünyasının tartışmasız lideri mertebesine yükselten -buna paralel olarak Türkiye'nin Batı hükümetleri nezdindeki 'caydırıcı saygınlığını' da arttıran- asil bir harekete "skandal" diyebilmek için asaletten zerre kadar nasiplenmemiş olmak lazım. "Bedel"miş! Ne bedeli? Washington'daki Yahudi lobisinin Ermeni meselesi üzerinden Türkiye'ye güya diş göstermesini "bedel" olarak niteleyebilmek için Türkiye'yi çok ama çok küçük görmek lazım. Ermeni meselesiyle ilgili benzer kararlar ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda daha önce de alındı. Türkiye bundan bir zarar görmedi. Yahudiler, "Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı"nın Kongre'den geçmesini ve dahî Başkan tarafından imzalanıp yasalaşmasını temin etseler ne yazar? Erdoğan'ın Davos dönüşü İstanbul Yeşilköy'de söylediği şu söz, kulaklarımıza küpe olmalı: "Bundan böyle 'Onlar ne der?' diye düşünmeyeceğiz. Onlar, 'Türkiye ne der?' diye düşünecekler." Davos'taki "skandal"ın "bedel"ini biz ödemiyoruz, onlar ödüyorlar. Emperyalistlerin / Siyonistlerin Ortadoğu'da kurdukları fitne fesat düzenini çatırdatan bölgesel entegrasyon süreci, Davos'ta yeni bir ivme kazandı. Türkiye-Suriye, Türkiye-Irak, Türkiye-İran, Türkiye-Lübnan, Türkiye-Ürdün, Türkiye-Sudan, Türkiye-Libya ilişkilerinde şu son bir yıl içinde yaşanan baş döndürücü gelişmelere bakın. Türkiye'nin Lübnan Başbakanı Saad Hariri ile Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'i nasıl barıştırdığına da bakın. "Komşularla sıfır sorun, azami işbirliği, tam entegrasyon" siyaseti zaten başarıyla ilerliyordu, ama 'Davos karizması' olmasaydı bu ilerleme herhalde bu kadar süratli olmazdı. Türkiye'ye içten içe diş bileyen bazı Arap yönetimleri bile, Davos kahramanı Erdoğan ve Türkiye'yi baş tacı eden halklarının psikolojik baskılarına dayanamayıp, Türkiye'ye iltifat etmek zorunda kalıyorlar. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın da dediği gibi, Erdoğan Davos'ta Arap sokaklarının kahramanı oldu. Türkiye'nin parlayan yıldızı Davos'ta göz kamaştırıcı bir hal aldı. Arap sokakları sadece Erdoğan'a değil, "Ene min Turkiyye" (Türkiyeliyim) diyen herkese kurtarıcı nazarıyla bakıyorlar. Geçen hafta Şam-ı Şerif'teydim. Suriyeli ve Filistinli aydınlarla, yöneticilerle, liderlerle görüştüm. Çarşı-pazar esnafıyla, ayakkabı boyacılarıyla, Iraklı mültecilerle, Ürdünlü turistlerle konuştum. Sokaklarda gelişigüzel çevirdiğim insanların nabzını tuttum. Aralarında sözleşmiş gibi hep aynı şeyleri söylediler: "Siz Türkler İslam dünyasını yeniden derleyip toparlıyorsunuz... Davos'ta İsrail'e 'One Minuıte' diyen Erdoğan, İslam dünyasının en aziz lideridir... Erdoğan'a, Gül'e, Davutoğlu'ya âşığız; onlar bizi zilletten kurtarıyorlar... Türkiye'nin yeni Ortadoğu siyaseti sayesinde vizeler kalkıyor, ama bu daha bir şey değil; aramızdaki sınırlar da kalkacak, birliğimiz ihya olacak, yeniden iri ve diri olacağız..." Libya, Tunus, Mısır sokaklarında da böyle şeyler işittim. Davos hadisesi sayesinde böyle bir rüzgâr esiyor İslam dünyasında. İslam dünyası bu hadise sayesinde aradığı siyasi istinatgâhı buldu, hasretini çektiği birlik perspektifine kavuştu (Daha doğrusu, AK Parti hükümetinin son yıllarda takip ettiği Ortadoğu siyasetiyle oluşan Türkiye merkezli birlik perspektifi, bu hadise sayesinde netleşti). İçimizdeki bazı bedhahlar "Yahudi lobisi Davos'un intikamını aldı, Türkiye'ye bedel ödetti" diye sevinedursunlar, biz, İslam dünyasını karanlığa gömen emperyalist hegemonya tünelinin ucunda nihayet bir ışık görmenin tarifsiz sevincini yaşıyoruz. Yahudi lobisinin ödeteceği hiçbir "bedel", bu sevincimizi gölgeleyemez.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER