Çok uzun zamandır, 'Ülkemizin her karış coğrafyasında
spor yapılabiliyorken neden köklü ve gelecek yılları da planlamış bir spor turizmi politikası yok' deyip duruyorum.
Ancak diğer yandan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nün ülkemize taşıdığı büyük spor organizasyonları bir ölçüde de olsa spor turizmi meselesini büyütecek önemli bir rol oynuyor. 27 Ocak - 6
Şubat tarihleri arasında
Erzurum'da 25'incisi yapılacak olan Üniversitelerarası Kış Olimpiyatları (Universiade) spor turizminin hem sporcularını hem de kış sporlarını yerinden izlemeyi sevenleri ülkemize getirecek. >
Erzurum şehri de Kış Oyunları'na epeydir hararetle hazırlanıyor. Dönemin Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın, oyunların Türkiye'ye verildiğinin haberini aldığında yanındaki heyetle birlikte ekrana yansıyan sevincini hatırlarım. Elbette mesele bir yarışa girip de müsabakaları Erzurum'a taşımaktan çok ötede bir anlam taşıdığı için Türk heyeti bu kadar sevinmişti. Bir kere kışıyla ünlü Erzurum'a kayak sporunun gelişmesi için gereken altyapı kurulacak, kayak zengin sporu olmaktan çıkıp kitlelerle yayılacak ve kayaklık kar kalitesi açısından çok değerli olan Erzurum'a daha fazla turist gelecekti.
Turist, sanayisi olmayan ilin ekonomisine katkı sağlayacak, diğer yandan istihdamı da artıracaktı.
Mehmet Atalay'dan sonra bu makamı devralan Yunus
Akgül de Erzurum'un sadece bir spor organizasyonu olmadığı düşüncesiyle tesisinden organizasyonuna,
iletişiminden bölgedeki çevre düzenlemesine kadar pek çok konuya epey önem verdi. Şimdi önümüzde sayılı günler kala
hazırlıklar son sürat devam ederken konuya vatandaşın ilgisini çekmek ve olan biteni duyurmak için organizasyonun reklam kampanyasını başlattı.
Elbette konu Kış Olimpiyatları olunca başrolde de yine kar var. Kim bilir belki karı özlediğim için böyle düşünüyor da olabilirim ama karın kirlilikleri örten yanından da olsa gerek, bu beyaz örtünün herkes için şiirsel bir anlamı var. Ancak Erzurum'da yeterli kar yağmadığı için endişe var. Gelin görün ki şu teknoloji nelere kadir? Kar yapma makineleri hazır bekletiliyormuş. Peki, vatandaş olarak bize bu organizasyonda ne düşer? Hep birlikte yapılanları izlemek, desteklemek ve fazla sayıda büyük organizasyonu ülkemize getirmek için köklü spor turizmi politikaları oluşturmak.
Farklı bir
lastik iletişimi
Bridgestone reklamını sevdim. Dört adam, dört farklı tarz biçiminde özetleyebileceğim reklam kampanyası şimdiye değin ülkemizde yapılan otomobil lastiği reklamlarından epey farklı. Tanıdık ve sevilen dizi
oyuncuları
İlker Aksum ve Özgür Ozan, başarılı spor spikeri Güntekin Onay ve ünlü basketbolcu Ömer Onan'ın oynadığı reklamda rol yapılmıyor gibi. Her biri rolünü kendisi gibi oynamış. Bu sebeple de her defasında dikkatle izlenebilir bir reklam olarak gözüküyor. Şöyle bir düşünün: Kara kauçuk ve genellikle kirli bir nesne olan lastik ancak beyazlar giyinmiş oyuncular tarafından bu kadar
temiz, yumuşak ve sempatik gösterilebilirdi. Bridgestone reklamlarını başarılı bulurken bir sürücü olarak oyuncuların sadece erkeklerden seçilmesini eksik buldum. Biz kadınlar her ne kadar lastik değiştirmekten pek anlamasak da bizi yolda bırakmayacak lastiği
tercih etmeyi iyi biliriz.
Yaşlı İpana'ya
genç yüz
Ekranlarımızın bitmeyen
gençlik dizisi Kavak Yelleri'nin güzel ve sevimli oyuncusu Pelin Karahan son dönemde İpana'nın reklam yüzü olarak çıkıyor. Karahan'ın
seçimi köklü markanın
yaşlı algısını kırmak için doğru seçim. Her defasında işleyen 'kanıt gösteren reklam' meselesi de kampanyada yerine oturmuş. Oyuncu olmak isteyenleri gulusunlebuyule.com web sitesine yönlendiren genç oyuncu, kendi seçilme hikayesi üzerinden iletişim yapmakta. Oyuncu olmak isteyenler siteye bir baksın ama öyle pek uzun boylu bir hayale de kapılmasınlar lütfen. Oyunculuk öyle kolay iş değil, eğitimli sanatçılara da haksızlık etmeyelim!
Kuruyemişte
rekabet artıyor
Daha son yıllara kadar kuruyemiş çuvalla satılır,
küçük küreğini çuvala daldıran kuruyemişçi,
leblebi çekirdeği kese kağıdına koyarak
servis ederdi. Ürünleri önce Tadım sonra da diğer markalar paketledi. İyi de oldu. Bir süre sonra Tadım hem reklamları hem de sponsorluklarıyla ortalıkta gözükmeye başlayınca Peyman ve
Papağan markaları da iletişime başladı. Bu durum
doğal olarak
pazar lideri Tadım'ın ara verdiği iletişime yeniden başlamasını ve hareketlenmesini sağladı. Şimdilerde de dilimize yerleşmiş sektörel jargonlarla
yeni yılımızı kutlayan kısa ve şık bir kampanyayla iletişim yapıyor. Geçtiğimiz günlerde BKM oyuncuları da Peyman kampanyasında rol almıştı. Bunun ardından lider Tadım'ın da zaten bir şeyler yapması gerekiyordu. Yeni yıl Tadım için iyi bir vesile olurken kuruyemiş pazarındaki rekabetin de giderek hareketleneceğine dair sinyaller geliyor.
2010 reklamlarını
rapor olarak alıyorum
İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Projesi'nin, geçen yıl gerçekleştirilen organizasyonlarını tek tek rakamlarla anlatan kampanyasını topluma verilen dönem sonu bir rapor olarak değerlendirmek istiyorum. Dedikodusu 2010 öncesinde başlayıp son güne değin süregelen 2010 projelerinin bir kampanyayla ortaya konmasının yurtiçinde toplumsal algının yönetimi için düşünülmüş akıllıca bir yol olduğunun altını çizmeliyim. Emeği geçen herkesi bir kez daha kutluyorum.
Beyler, şiirsel konuşmalara hazırlanın
Birisi bitiyor, yenisi başlıyor telaşıyla bir iki günlüğüne sektörden ayrı düştüm. Klavyenin başına oturup da son günlerde neler değişmiş diye baktığımda karşıma adeta yeni yılın gelişini müjdeleyen neşeli, enerji dolu kampanyalarla son günlerde giderek sayıları artan 'ünlü kullanımı' bol reklamlar çıktı.
Reklamların bazılarında
ünlüler bizzat oynarken bazılarında da sesleri kullanılmış. Örneğin
Kütahya Porselen Aşk-ı Memnu'nun ünlü oyuncusu Beren Saat'in sesini dizideki Bihter'i hatırlatırcasına kampanyasında kullanırken, bu defa Behlül'ün yerine, son dönemin en çok izlenen yarışması Canlı Para'nın sunucusu Engin Altan Düzyapan'ın sesini koymuştu.
Başarılı iletişim çalışmaları yapan Kütahya Porselen'e haksızlık etmek istemem ama bu son kampanyayla bildiğimiz tabak çanak gözümüzde nasıl da farklı bir yere taşınmış. Bundan böyle tutkulu bir aşk hikayesiyle anılacak olan markanın reklam çalışması oldukça başarılı.
Ancak beylere iki notum var: Hanımlar evde başka
porselen takımları varken bile bir tane de reklamda gördüklerinden isteyecek, yani masraf kapısı açılıyor. İkincisi de
aile saadetiniz için daha şimdiden reklamdaki diyaloglardan bir iki tane de kendinize hazır edin. Benden söylemesi...