İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde E.
Albay Arif Doğan'ın çapraz sorgusu yapılıyor.
Albay Doğan'ın savunmasında geçen "Ancak
JİTEM kendi üyelerini aynı kod adlarıyla yenileyerek hâlâ varlığını sürdürüyor" cümlesi çok önemliydi.
Albay gerçeklerle yalanları harmanlayarak sunuyor olabilir. Önemli olan doğruları tespit edebilmek.
JİTEM hâlâ devam ediyor mu?
JİTEM'in varlığı için hâlâ faal olmasını kimse beklememeli.
Her illegal yapı, kendisi için kritik eşikleri ve dönemleri isabetli değerlendirdiği sürece yaşar ve gözlerden uzak kalır.
Hizbullah'ın 2002'den bugüne kadar yaptığı gibi.
Gözler kendilerine çevrildiğinde uykuya yatarlar. Eylem ve
operasyon yapmazlar. Sahneden çekilirler.
Çekilirler ama daha güçlü bir şekilde dönmek için.
Yani
siyaset mecraları kadar
terör örgütleri de dönemin iyi birer okuyucusu ve yorumcusu olmak zorunda kalırlar.
JİTEM'in Albay Doğan'ın dediği gibi hâlâ varlığını sürdürüyor olması hiç
sürpriz değil.
Çünkü
sivil siyasal otoritenin TSK'yı bu zamana kadar denetleyebilmesi mümkün olmadı.
Adli mekanizma ise sadece "ortaya çıkanları" yargı önüne taşıyabiliyor. 5-6 yıl önce ortaya çıkanlar için de bir şey yapamıyordu.
Genelkurmay Başkanlığı ve
Jandarma Genel Komutanlığı (JGK) bünyelerinde böyle bir yapı olmadığını ısrarla söylediler. Eski MİT müsteşarı ve
Org. Teoman Koman da yok dedi.
Ama şunlar JİTEM'in unutulmaz
delilleri olarak karşımızda:
-11.11.1993'te JGK
Plan Şube Md. Kur.
Binbaşı Canfer Balçık,
İstihbarat Okul Komutanı'na gönderdiği resmi yazıda JİTEM'in örgütlenme modeli hakkında şemalı anlatımla bilgi veriyor.
-Genelkurmay Bşk. İstihbarat Okul Komutanı Tuğg. Refik Zeytinci'nin Öğretim ve Eğitim Başkanlığı'na gönderdiği 20.12.1996 tarihli yazıda JİTEM'in varlığı ve şeması mevcut.
-
Ergenekon operasyonunda ele geçen Ergenekon
Temel Dokümanı'nda "JİTEM deneyimi"nden çıkarılması gereken derslerden bahsedilmektedir.
-İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nden JİTEM davasının görüldüğü
Diyarbakır'a gönderilen 103 numaralı delil klasörü, 1987-1990 yılları arası yapılan JİTEM konulu resmi yazışmalarla dolu.
JİTEM Grup Komutanlığı'nda bulunan
silah sayıları, silahların
seri numaraları, görevli erbaş ve erlere ait bilgi çizelgesi bu klasörde yer alıyor.
-JİTEM unsurları ve itirafçı
Abdülkadir Aygan ve İbrahim Babat'ın anlatımları. Ayrıca
Abdülkadir Aygan, JİTEM'den
maaş aldığını gösterir maaş bordrosunu yayınladı.
-Ergenekon sanığı E. Albay Arif Doğan'ın anlatımları.
-Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın şu anlatımları; "Diyarbakır Asayiş
Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır
Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunmaktaydı. Bu şahıslar ile ilde yapılan muhtelif
asayiş değerlendirmelerine JİTEM Komutanlığı görevlileri sıfatıyla katılmaktaydılar."
-JGK ile Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı arasındaki yazışmalar da JİTEM'i doğruluyor. 1
Aralık 1990'da J. Kd. Bnb.
Harun Uysal imzalı yazı.
-Dönemin J. Asayiş Komutanı
emekli Org.
Necati Özgen'in, NTV'de katıldığı bir programda "JİTEM denilen insanlar da
subay. Subay, yemek yediği yere
ihanet edebilir mi" ifadeleri.
-
Zirve Yayınevi davasının
kilit tanığı Erhan Özen'in anlatımları. Özen, 2004 yılına kadar JİTEM'de görev yaptığını ve faaliyetlerini sıralıyor.
Daha pek çok madde sayabilirim. Bu
manzara karşısında
Genelkurmay Başkanlığı'nın ve JGK'nın neden hâlâ gerçeği kabullenmediği araştırılmalıdır.
Varlığı açıkla(ya)mayan bir kurum yokluğu da açıkla(ya)maz.
Çünkü "
evet vardı" cevabı vermek pek çok suçu ve sorumluluğu da kabullenmek anlamına geliyor. Konudan bilgisi olan tüm üst düzey komutanlar suçu kabullenmiş olurlar.
Bugün TSK içinde hâlâ
darbe planları yapanların olup olmadığını,
JİTEM'in uyuyan bir gerçek olup olmadığını,
Kuvvet Komutanlıkları'nda hâlâ illegal çalışma gruplarının olup olmadığını, sadece TSK'nın tüm hatlarıyla sivil denetimini sağlamakla öğrenebiliriz.
Demokrasinin kurtlarını avlamanın kriptosu, cevaptan çok ihbardadır.