Viktor Bout ve karanlık dünyası


Dünya silah ticaretinin bir resmî, kanunî yönü; bir de gayri resmî, kanunsuz yönü var. Birincisini devletler ya da bunların denetimindeki şirketler, kuruluşlar kanuni yollardan yaparlar. İkincisi ise adları çoğu zaman bilinmeyen kişi ya da bunların denetimindeki karanlık şirketler tarafından gerçekleştirilir ve bunlar da karanlık bir dünyanın aktörleridir adeta. Bu dünyanın bilinen, tanınan isimlerinden birisi de bugünlerde milletlerarası medyada hakkındaki haber ve yorumların arttığı 'Ölüm Taciri' sıfatıyla anılan Viktor Bout adlı şahıstır. 1967 Tacikistan-Duşanbe doğumlu Viktor Anatolyeviç Bout, Rus'tur. Annesi muhasebeci, babası araba tamircisi olan Bout, Rus Askeri Enstitüsü Yabancı Diller Bölümü mezunudur. Altı dili iyi bildiği söylenir. Kendi sitesinde orduda tercüman olarak görev yaptığı bilgisi yer alır. Başka kaynaklarda ise, Rus askeri istihbarat servisi GRU'da binbaşı olarak görev yaptığı söylenir. Hangi birimde görev yaptığı hâlâ tartışmalı olan Bout, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan çok önemli bir fırsatı değerlendirip kısa zamanda zengin ve güçlü bir adam olmayı başarır. Bu fırsat da Sovyetler sonrası dönemde ortaya çıkan yüzlerce atıl askerî uçak, helikopter ve binlerce ton çoğu sahipsiz kalan silah ve cephanelerdir. Bout, bu atıl uçakların çoğunu alarak bir havacılık şirketi kurar ve kısa zamanda bir global lojistik güç haline gelir. Tabii bu arada silah ve cephanelere de el atar. Önceleri Afrika'da, sonraları Ortadoğu ve daha sonra da Asya'daki ulaşım faaliyetleri alanını genişletir, çeşitlendirir. Hatta BM'nin insani operasyonlarında da rol alır. Çeşitli ülkelere personel, ilaç, gıda ve başka malzemeleri taşır. İddialara göre, bu lojistik faaliyetleri yaparken aynı zamanda hem çeşitli ülkelere ve hem de ayrılıkçı, direnişçi örgütlere silah, cephane sağlar. Bu çerçevede, Bout'un yıllar içinde Afganistan'daki Rabbani hükümetine, Kuzey İttifakı'na, merhum Ahmet Şah Mesut, Sierra Leone Devrimci Birleşik Cephesi'ne, Liberya'daki Charles Taylor rejimine, Angola'daki Unita Hareketi'ne, Filipinler'deki Ebu Sayyaf Grubu'na silah, cephane sattığı söylenir. Bunlara ilaveten muhtemelen bilinmeyen başka gruplar, örgütler de elbette olabilir. Bunların arasında belki bizimle ilgili olanlar da vardır, kim bilir. Bu geçmişe ve ilişkilere sahip Bout bu yazıyı yazdığımız gün yaklaşık iki yıldır tutuklu olduğu Tayland'ın başkenti Bangkok'tan Amerika'ya silah kaçakçılığı ve terörist gruplara yardım etmekten dolayı iade edilecekti. Amerikan adli makamlarının yıllardır peşinde koştuğu Bout, Amerikan DEA ajanlarının Tayland polisi ile kurdukları bir tuzağa düşmüş ve tutuklanmıştı. Esasen Bout iade kararına itiraz ediyor, suçsuz olduğunu iddia ediyordu. Hatta Tayland mahkemesi de aynı yönde karar almıştı. Ancak itirazlar ve muhtemel baskılar sonucu Yüksek Mahkeme, Amerika'ya iadesine bir süre önce karar vermişti. İşte bu karar ve ağır Amerikan baskısı sonucu Bout Amerika yolunda olacak. Baskının da çeşitli yönleri var. Bunlardan en önemlileri arasında Tayland'ın Amerika'nın Asya'daki en sıkı müttefiki olması ve Amerika'nın bu ülkeye 3 adet Black Hawk helikopter ve donanımın satışında kolaylık göstermesi zikredilebilir. Diğer yandan, Rusya ise vatandaşı Bout'un Amerika'ya iadesini önlemek için uğraşıp duruyor, o da Tayland'a baskıda bulunuyordu... Ancak, Rusya Amerikan baskısının kendi baskısından daha güçlü ve etkin olmasıyla başarısız olurken öfkesini de gizlemedi. Bout, Amerika'da yargılanacak. Yargılanması sırasında kendisini savunacak, neler söyleyecek, neleri ifşa edecek, bilinmez... İçinde yaşadığı karanlık silah ticareti dünyası ile ilgili bilinmeyen hususları mahkemede söylemesi, açıkça bunları dillendirmesi pek mümkün değil; zira 2003 yılında bir Amerikan gazetecisine şöyle demişti: '..Size her şeyi anlatırsam, alnımın şurasında kırmızı bir delik açılır.' Ancak buna rağmen Amerikan istihbaratına bazı şeyler karşılığında kapalı kapılar ardında pek çok şey de söyleyebilir. Amerika da bunları kendi amaçları doğrultusunda elbette kullanır. Viktor Bout, sadece global silah kaçakçılığı bakımından değil, arkasındaki güçler bakımından da çok önemli birisi. Bunlar kimler, hangi istihbarat kuruluşları olabilir, bilinmez. Bu konuda söylenebilecek tek şey, ölüm taciri Bout'un kendi başına, desteksiz ve izinsiz hareket etmesinin hiçbir şekilde mümkün olmadığıdır. Bir süre sonra, medyanın ve çoğumuzun unutacağı Bout işte böylesine önemli birisidir.
<< Önceki Haber Viktor Bout ve karanlık dünyası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER