Libya'da
Kaddafi yönetimini devirmeyi amaçlayan
halk hareketinin patlak vermesinin üzerinden 15 gün geçti.
Bu süre içinde ortaya hiç kimsenin tahmin edemediği bir tablo çıktı. Bu tablonun bir tarafında ülkenin
Bingazi dahil doğusundaki Kaddafi kuvvetlerini püskürterek bu
bölgeyi kendi kontrollerine almayı başaran
muhalif hareket; diğer tarafında ise başkent
Trablus ve çevresindeki bölge ve şehirlere hakim olan Kaddafi yönetimi var.
Kaddafi ve yönetimi
iktidarı bırakmak niyetinde değil; ülkenin tamamında tam kontrolü ele geçirmeye, halk hareketini bastırmaya kararlı oldukları mesajını veriyorlar. Kaddafi zaten ülkeyi terk etmeyeceğini, halkın kendisini sevdiğini, halkın kendisini korumak için canını vermeye hazır olduğunu söyleyip duruyor.
Bununla da kalmıyor; halen muhalif kontrolündeki bölgelere ve şehirlere yönelik bir karşı atağa da geçmiş bulunuyor. Son haberlerde savaş uçaklarının Ecdebiye'deki büyük bir cephaneliği bombaladıkları, Marsa El Braka adlı önemli petrol ve gaz terminaline saldırdıkları bildiriliyor. Bu saldırılarda başarılı oldukları takdirde muhalif hareketin merkezi Bingazi'ye doğru harekete geçecekleri de söyleniyor.
Kaddafi ve kuvvetlerinin stratejisi şimdilik bu minvaldeyken muhalif hareket ise ilk günlerdeki momentumunu biraz kaybetmiş ve Kaddafi yönetiminin kontrolündeki bölgeler ve başkent Trablus'a karşı harekete geçecek güç ve organizasyona hâlâ ulaşamamış halde bulunuyor.
Nitekim, bu zayıf ve dağınık halin sonucu olarak kendisine
yardımcı olacak dış dünyadan medet ummaya başlamış bulunuyor. Özellikle Bingazi kaynaklı haberlerde muhalif liderlerin milletlerarası camia denen büyük güçlerden Kaddafi yönetimini devirmelerine yardımcı olacak
destek bekledikleri anlaşılıyor. Bu destekler arasında Libya hava sahasının Libya uçakları için uçuşa
yasak bölge olarak ilanı, iktidar kuvvetlerinin önemli hedeflerinin hava saldırısıyla
imha edilmeleri,
silah yardımı gibi olanlar var. Ancak, muhalif liderler bu desteklerin bunlarla sınırlı kalmasını,
yabancı kara kuvvetlerini istemediklerini söylüyorlar.
Milletlerarası camia da halen bunları dinliyor; ancak bu konuda kararsız, mütereddit ve bekle-gör şeklinde bir davranış sergiliyor.
Camianın en kuvvetli üyesi
Amerika aynı şekilde davranıyor. Üstelik, ne uçuşa yasak bölge, ne de askerî harekât ve silah yardımı konularına halen hiç olumlu bakıyor.
Dışişleri Bakanı Clinton'un geçen
pazartesi ve salı ülkesinin uçuşa yasak bölgeyi ciddi olarak düşündüklerini açıklamış olmasına rağmen hem
Savunma Bakanı Gates ve hem de
Genelkurmay Başkanı Amiral Mullen bu konuya oldukça
soğuk baktıklarını ifade etmiş bulunuyorlar. Bu konuda hem Mulllen ve hem de
Merkez Kuvvetleri Komutanı General Mattis bu tür bir bölgenin tesisinin çok karmaşık bir iş olduğunu, ayrıca bunun için BM
Güvenlik Konseyi kararının gerektiğini söylüyorlar. Ayrıca Gates, Amerika'nın Ortadoğu'da yeni bir savaşa girmesinin söz konusu olmadığına da işaret ederken herhangi bir NATO operasyonu için de ittifakta mutabakat olmadığının da altını çiziyor.
Amerika en tepede muhtemel bir Libya operasyonuna işte bu şekilde soğuk bakıyor. Ancak bazıları Libya açıklarına hareket emrini verdiği savaş gemilerine bakarak sanki Amerika'nın müdahaleye hazırlandığını söylüyorlar. Bu gemiler bölgeye sembolik olarak ve Kaddafi üzerinde biraz daha
baskı kurma amacıyla gidiyorlar, o kadar.
NATO ise her ne kadar bazıları 'Libya'ya müdahale düşünüyor' dese de bu doğru değil. NATO bu konuda kararsız ve isteksiz halen. Kolay kolay herhangi bir müdahalesi de yakın vadede hiç mümkün görünmüyor. Bu bakımdan NATO müdahalesinden söz etmenin hiçbir anlamı bulunmuyor.
Bir süre daha sürmesi beklenen Libya krizinde
son durum böyle. Bir tarafta bütün milletlerarası baskı ve müeyyidelere rağmen 'Gitmem, gitmeyeceğim' diyen Kaddafi ve cephesi; diğer tarafta 'İn aşağı; git, Libya'yı terk et' diyen muhalefet ve milletlerarası camia.
Başta da söylediğimiz gibi, muhalefetin kuvveti bugün için Kaddafi'yi gitmeye zorlamakta yetersiz kalıyor. O zaman, Kaddafi'nin gitmesi için dış müdahale ve yardım gerekiyor. Bugünkü şartlarda bunun başka yolu görünmüyor; ancak yabancı müdahale de bugün mümkün görünmüyor.
Bu bakımdan soruyoruz: Kaddafi nasıl gidecek? Gitsin demek kolay; ama nasıl? Bilen var mı?