Rusya,
Avrupa'ya doğalgaz sevk ve tedarikinde hâkim
ülke olarak kalmaya devam edebilmek amacıyla iki yeni doğalgaz hattı üzerinde çalışıyor.
Bu hatlardan ilki Rus gazını
Baltık Denizi altından geçecek iki
boru hattıyla
Almanya'ya ulaştıracak olan
Kuzey Akım projesi diye bilinen hat. Bu hattın ilk kaynağı, Rusya Devlet Başkanı
Medvedev, Almanya Başbakanı Merkel'in de hazır bulundukları bir törende
Nisan 2010'da yapılmıştı. Bu hattın ilk bölümü geçen yıl tamamlanmış, ikincisi de bu yıl tamamlanacak ve bu hatlardan akacak gazı da 25 milyon kadar Avrupalı
aile kullanacak.
İkinci hat projesi ise malum
Güney Akım hattı. 2007 yılında ortaya atılan bu projeye göre, Rusya'nın
Karadeniz kıyısından başlayacak hat Karadeniz'in altına döşenecek hatla
Bulgaristan'a bağlanacak, buradan da
Avusturya'ya, ayrı bir kol ile de
Sırbistan,
Hırvatistan üzerinden İtalya'ya kadar uzanacak. Yapılan projelere göre, gaz Rus Poçinki gaz kompresör istasyonundan Karadeniz kıyısına ulaşacak. Bu amaçla bölgede 10 yeni kompresör istasyonu kurulacak, Rusya'nın hatta yakın 8 bölgesinde yeni yan hatlar inşa edilecek.
Rusya aynen Kuzey Akım'da olduğu gibi bu hattı da en kısa sürede hayata geçirmek amacıyla ilgili ülkeler hükümetleriyle görüşmeler yaparak bu çerçevede hükümetler arası anlaşmalar imzalamış bulunuyor. Bulgaristan, Sırbistan,
Macaristan,
Slovenya Hırvatistan,
Makedonya ve Avusturya, bu ülkelerden hemen akla gelenler. Bu anlaşmalara ilaveten hattı gerçekleştirmeyi üstlenen
Gazprom şirketi de birçok özel enerji şirketi ile de anlaşmış bulunuyor. İtalyan enerji devi ENI,
Fransız EDF, Avusturya-OMV bunlardan bazıları. Rusya, bu anlaşmaları yapmış, hattın Avrupa ayağı ile ilgili ticari bağlantıların önemli bölümünü garantiye almış olmasına rağmen hattın Karadeniz altından geçecek kısmı ile ilgili son kararını yakın zamana kadar almamıştı. Esasen denizaltı hattının ya Rusya-
Ukrayna ve Romanya'ya ait münhasır
ekonomik bölgelerden geçip son
durak olarak Romanya'ya bağlanması ya da bunun yerine hattın Rusya-
Türkiye-Bulgaristan'a ait münhasır ekonomik bölgelerden geçip Bulgaristan'da son bulması
tercihleri ile karşı karşıyaydı. Rusya, birinci tercihe olumlu bakmıyordu; ikinci tercihin esas yol olmasını istiyordu. Bunun için de Türkiye'nin hatta kendi münhasır ekonomik bölgesinden geçmesine izin vermesi için görüşmeler yapıyor, Türkiye'nin kararını bekliyordu.
Bu karar geçen hafta çıktı ve Türkiye, Rusya'ya izin verdi, gereken anlaşmayı da Moskova'da
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız imzaladı. Böylece
Güney Akım'ın önemli bir kısmının Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinden geçeceği kesinleşmiş oldu. Bu şüphesiz hem Rusya ve hem Türkiye açısından olumlu bir karar. Türkiye, bu kararıyla Rusya nezdinde önemli ekonomik avantajlar elde ederken Rusya da Güney Akım'da Türkiye gibi güvenilir bir ülkeyi safına katmış bulunuyor. Ayrıca bu münasebetle Türkiye'nin Rusya'da gaz alanında önemli kazanımlar elde ettiği de anlaşılıyor. Bunlar 'al ya öde' anlaşmasıyla ve gaz indirimi ile ilgili son derece önemli kazanımlar. Bunlara ilaveten, Rus Gazprom şirketinin gelecekte Türkiye'de gaz depolama tesisleri ve mahalli enerji sektörüne yapacağı yatırımlar da gündeme gelmiş bulunuyor. Gaz, son tahlilde karadan sonra Karadeniz altında inşa edilecek denizaltı hattıyla Rusya'dan Bulgaristan'a bağlanacak. 900 kilometrelik bu hattın önemli bir bölümü Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinden geçecek, buradan Bulgaristan'a ulaşacak. Bu yıl başlaması planlanan inşaatın 2015 yılında tamamlanması bekleniyor.
Mavi Akım'ın son gelişmeler ve son anlaşmayla birlikte kat ettiği önemli mesafe, şüphesiz akıbeti hâlâ belli olmayan
Nabucco projesini de olumsuz yönde etkiliyor. Bunda da Nabucco'nun hâlâ çözüme ulaşmamış hem fiili gaz kaynağı ve hem de Avrupa'daki mali krizden sonra ortaya çıkan mali kaynak problemleri önemli rol oynuyor. Ayrıca bunların kısa vadede çözülmeleri de hemen hemen imkânsız bulunuyor. Türkiye, bunları dikkate alarak ve Nabucco konusunda daha fazla beklemenin uygun ve doğru olmadığını
hesap ederek, gerçekleşmesi çok daha mümkün olan Güney Akım'ı destekleme tercihini yapmış bulunuyor. Bu tercih de akla, var olan gelişmelere ve gelecekle ilgili beklentilere uygun ve yerinde bir tercih bize göre.