İsrail'in 2008 Aralık sonunda Gazze'ye karşı başlattığı ve 22 gün süren savaşının temel sebebi bu bölgeden İsrail'e karşı atılan Kassem ve benzeri kısa menzilli roket ya da füzelerdi. 2006 İkinci Lübnan Savaşı'nın temel sebebi kaçırılan İsrail askerleri olmakla birlikte bu savaş sırasında Hizbullah'ın attığı 4.000 kadar kısa ve orta menzilli füze savaşın seyrini değiştirmiş, İsrail'in Hizbullah füzelerinin kendisi için ne kadar tehlikeli olduğu sonucuna varmasına yol açmıştı. Bu yüzden İsrail varlığına yönelik en büyük yakın tehdidin bu roketler olduğuna kanaat getirmiş, bunlara karşı çareler aramaya başlamıştı. Birkaç tane olan bu çarelerden en önemlisi iki gün önce son testlerini tamamlayan ve İsrailli yetkililerce hem Hamas ve hem de Hizbullah füze ya da roketlerine karşı tam çözüm olduğu ifade edilen Demir Kubbe (Kipat Barzel) füzesavar sistemi. 2007 yılında projesi başlatılan bu sistem İsrail'in Rafael adlı savunma şirketi tarafından gerçekleştiriliyor. Amerika'nın 200 milyar dolar yardım taahhüdünde bulunduğu sistemin şöyle çalışacağı söyleniyor: Demir Kubbe, Elta Systems adlı kuruluşun geliştirdiği özel bir radar sistemi vasıtasıyla atılan roketi ya da roketleri havada iken hedef olarak tespit edecek, sonra hedefleri fırlatacağı önleyici roketiyle havada yok edecek. Bu önleyici roket Kassemlerin saniyede 300 metre kadar olan hızından daha hızlı bir roket olacak. Buna ilaveten söz konusu roket Kassem ya da benzeri roketleri havada en yüksek noktada saf dışı edecek şekilde hareket edecek. Bunun sebebi, düşman roketlerin muhtemel kimyasal ya da biyolojik başlıklarını emin bir mesafede yok edip bunların verebileceği zararları asgariye indirmek. Sistemin hedef tespit sürecinin bir saniyeden az bir sürede gerçekleşeceği, bu suretle önleyici roketin ikinci bir saniyede hedefi bulacağı ve yok edeceği belirtiliyor. Ancak bu arada önleyici roketlerin çok pahalı olacağı (tek bir roketin atışı 10.000-50.000 dolar civarında) ve bu yüzden sistemin boş araziye düşeceği anlaşılan roketlere karşı kullanılmayacağı, böylece maliyetlerin aşağıda tutulacağına da bugünden işaret ediliyor. Söylendiğine göre, sistem 7-70 kilometre menzilli Hamas ve Hizbullah roketleri ile çeşitli havan mermilerine karşı kullanılacak. Rafael yetkilileri, sistemin sadece meskun mahaller üzerine düşmesi muhtemel roketleri imha etmek üzere tasarlanıp programlandığını belirtiyorlar. Buna göre, sistem 'tanımlama ve tespit' ile 'atış' olmak üzere iki kademede çalışacak. İlk kademede, radarlar roket ya da füze atıldığını belirleyecek, ikinci kademede de hedefleri imha kararı verilecek. İsrail Savunma Bakanlığı'na göre 2 adet Demir Kubbe bataryası önümüzdeki kasımda konuşlanmaya hazır hale getirilecek. Ancak, adlarının açıklanmasını istemeyen Savunma Bakanlığı yetkilileri ise hem Gazze ve hem de Lübnan sınırlarına yeterli bataryaların konuşlandırılmasının kısıtlı mali imkânlar yüzünden yıllar alabileceğini de söylemekten kaçınmıyorlar. Bu sözlerden de Demir Kubbe'nin en azından kasıma kadar operasyonel olamayacağı, bundan sonrasının ise meçhul olduğu anlaşılıyor. Bu mülahazalara ilaveten sistemin maliyeti de bugünden İsrail'de tartışma konusu haline gelmiş bulunuyor. Maliyeti pahalı ve katlanılamaz olarak görenlere Savunma Bakanı Ehud Barak karşı çıkıyor ve 'Herhangi bir ciddi roket saldırısı ve bunun sonucuna karşılık vermek zorunda kalacağımız bir savaşın bir günlük maliyeti 1,5 milyar doları bulur.' diye cevap veriyor. Ayrıca, Demir Kubbe'nin muhtemel bir savaş durumunda ne kadar etkili olup olmayacağı, füze ya da roket tehdidine karşı yüzde yüz savunma garantisi sağlayıp sağlamayacağı da o kadar belli ve kesin değil. Bu yüzden sistemin ne kadar etkin ve başarılı olduğu muhtemel bir savaşta veya herhangi bir sıcak durumda denenene kadar tam anlamıyla bilinemeyecek. Eğer, sistem böyle bir gerçek ve sıcak denemeden başarıyla geçerse, o zaman bölgenin stratejik dengelerinden birisi değişecek. Bu zamana kadar da 'Demir Kubbe' hakkında son söz söylenemeyecek elbette.