Amerika ve İsrail'in
İran'ın nükleer tesislerine saldırmak amacıyla çoktandır
hazırlık yaptıklarına hiç şüphe yok. Zaten bunlar 'İran'a karşı her şık masada' deyip bunu saklamıyorlar.
Ne var ki, bu muhtemel saldırıların hiç de kolay olmayacağı, İran'ın bunlara karşı tedbirler aldığı da biliniyor. Bu saldırılar çerçevesinde Amerika ve İsrail'i en çok düşündüren konu da elbette İran'ın nükleer hedeflerinin geniş bir alana dağılmış ve bunların çoğunun derin yeraltı sığınaklarında olmaları.
Nitekim, bu yüzden her iki
ülke de bu tesisleri
imha edebilecek sığınak delici
bombalara çok önem veriyor, bunları geliştirmek ve faal hale getirmek için gizli çalışmalar yapıyorlar. Bu bağlamda İsrail'in kendi sığınak bombalarını ürettiği; ancak bunları yeterli görmeyip
Amerikan bombalarından da temin ettiği çoktandır söyleniyor. Bu söylentiler bir
gazete haberi ile geçen eylülde doğrulanmış bulunuyor.
Amerika'ya gelince; bu ülkenin mevcut sığınak bombalarına ilaveten 2007 yılından bu yana geliştirdiği yeni nesil muazzam bir sığınak delici bombayı envanterine dâhil ettiği, kullanıma hazır hale getirdiği yine haberlerle doğrulanıyor.
'Massive Ordnance Penetrator, kısaca MOP' denen bu bomba bugüne kadar geliştirilen ve hizmete alınan bütün bombaların en ağırı, en büyüğü sayılır. Ağırlığı 15 ton civarında.
Boeing şirketinin geliştirip ürettiği bu bombalardan 20 kadarının Amerikan
Hava Kuvvetleri'nin Global
Saldırı Komutanlığı'na teslim edildiği bildiriliyor. Bu bombanın mevcut 2,5 tonluk sığınak delici bombaların 6 misli ağırlığına ve bunlardan çok daha derinliğe ulaşma kabiliyet ve gücüne sahip olduğu söyleniyor.
Hava kuvvetleri kaynaklarına göre, bu bombanın muhafazası özel ve sertleştirilmiş çelikten olup bomba patlamadan önce 50-60 metre derinliğe nüfuz edebiliyor. 6-7 metre uzunluğu sahip bombada 2,5 ton kadar
patlayıcı bulunuyor. Bomba GPS sistemi vasıtasıyla uydu güdümlü olarak hedeflere atılıyor. Sathı delip belli bir derinliğe nüfuz ettikten sonra patlıyor, bu patlamanın ortaya çıkardığı sarsıntı ve şok dalgaları ile hedefi imha edebiliyor ya da büyük tahribat yapabiliyor.
Bomba, radarlara yakalanmama özelliğine sahip B-2 ağır
bombardıman uçaklarıyla atılıyor. B-2'ler, Amerika'nın Missouri eyaletindeki üslerden kalkıp havada ikmalle birçok yere tek uçuşla ulaşabiliyorlar. Bu uçaklar, savaş alanına ilk defa 1999
Kosova operasyonu sırasında girmişler ve
Sırp hedeflerinin yüzde 40'ına yakınını imha edip Kosova'nın özgürlüğüne kavuşmasında çok önemli bir rol oynamışlardı. Buna ilaveten, B-2'ler
Irak Savaşı'nda da Saddam'ın sığınak ve başka hedeflerini ve
Afganistan operasyonunda da önemli hedefleri yok etmişlerdi. Son olarak da
Libya operasyonunda rol almış, 3 B-2, 40 ton kadar bombayla Libya askerî havaalanları ve hava
savunma tesislerini vurmuşlar, Libya'daki muhalefet hareketinin işini kolaylaştırmışlardı.
B-2'nin, İran ve
Kuzey Kore'nin hava savunma sistemlerini delebilecek, bu ülkelerin hava sahalarına nüfuz edebilecek yegâne ağır bombardıman uçakları olduğu da söyleniyor. Bu da bunların bu ülkelere karşı yapılabilecek saldırılar için hazır tutulmalarını gerektiriyor. Nitekim, durum da herhalde böyle.
Amerika esasen son yıllarda açık ve ortada duran hedeflerden çok yer altı hedeflerini imha etmeyi askerî öncelik olarak benimsemiş bulunuyor. Bazı kaynaklara göre, bugün dünyada gizlenmiş, saklanmış 10 bin kadar yeraltı sığınağı bulunuyor. Dünyanın jandarması Amerika da 'ne olur olmaz' düşüncesiyle sığınak imha
silah ve metotlarına ağırlık veriyor, bu konuda gizli araştırmalar yapıyor, büyük paralar harcıyor.
Bugün sözünü ettiğimiz MOP kodlu en büyük bomba da bu çabaların en son ürünü olarak hazırda bekliyor. Esasen silahlardan, bombalardan söz etmeyi istemiyoruz; ama bunların da bilinmesi gerekiyor elbette. Özellikle de bu bombanın hedefi olabilecek ülkelerin bu konuları takip etmeleri şart oluyor. Ayrıca, sığınak imha konusu Türkiye'yi de ilgilendiriyor. Teröristler sığınaklardan faydalanıyorlarsa bizim de bu konuda bilgi sahibi olmamız, tedbirler almamız da elbette gerekiyor. Aksini söyleyecek olabilir mi?