Açılımda yeni yaklaşım


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlerde yaptığı açıklamalar, hükümetin başlattığı “Kürt açılımı” sürecinde yeni bir aşamaya gelindiğini gösteriyor. Erdoğan’ın Ulusa Sesleniş konuşması, bir gün sonra NATO Genel Sekreteri Rasmussen’e verdiği iftar yemeğindeki sözleri söylem ve içerikte yeni bir yaklaşıma işaret ediyor. Söylem ve içerikteki yeni yaklaşım, süreci de yeni bir mecraya sokabilir. Erdoğan’ın son günlerde yaptığı konuşmalardan şu sonuçları çıkarmak mümkün: Yeni yaklaşım 1- Başbakan Erdoğan, “Kürt açılımı” konusunda başlangıca göre yeni söyleme geçti. Açılımın çerçevesini Anayasa’nın 3. maddesindeki hükme uygun biçimde “ülkesi ve milletiyle bölünmez bütün”, “üniter devlet” ve “tek millet” çerçevesine oturttu. Erdoğan’ın bu çerçeveyi kalın çizgilerle belirlemesinde, muhalefet liderleri Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli ile son olarak Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un açıklamalarının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Sürecin yönetimi Erdoğan’da 2- Başbakan Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasıyla, söz konusu sürecin yönetimini bizzat ele aldığı izlenimi verdi. Daha önce İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yürüttüğü temas sürecinin tamamlandığı ve tamamlanmak üzere olduğu, bundan sonraki aşamayı Erdoğan’ın yöneteceği söylenebilir. ‘Türkiye’nin tamamı değiliz’ 3- Başbakan Erdoğan, sürecin başlangıcında DTP lideri Ahmet Türk’le görüşmüş, ancak CHP ve MHP ile teması İçişleri Bakanı’na bırakmıştı. CHP ve MHP’nin izlenen yöntem, kullanılan söylem ve belirsizlik üzerine inşa ettiği muhalefet ile iktidar sözcülerinin giderek sertleşen çıkışları liderler arası diyaloğu olanaksız hale getirmişti. İktidar, muhalefet katılmasa da açılımı sürdüreceğini vurguluyordu. Oysa Başbakan Erdoğan son konuşmalarında biz Türkiye’nin tamamı değiliz, çerçeveyi biz çizelim diye bir dayatmamız yok, herkesi katkı vermeye çağırıyoruz, diyerek, “Biz ne dersek o olur” yerine, muhalefetle diyaloğa açık bir pozisyona geçti. Çerçeveyi birlikte çizme çağrısında bulundu. Millet vurgusu 4- Erdoğan’ın bu süreçte en çok eleştirildiği konu millet vurgusu yapmamasıydı. Erdoğan, hem Ulusa Sesleniş’te hem de diğer konuşmalarında “tek millet” vurgusu yapmaya başladı. “Kürt açılımı” söyleminden “demokratik açılım” söylemine, oradan da “Milli Birlik Projesi” söylemine geçti. Açılım kararlılığı 5- Erdoğan, açılımın partisine oy kaybettirebileceğini de belirterek, bu süreçten dönmeyeceklerini vurguladı. Hatta bu vurgu içinde “Yaşam bir risktir” diyerek, kişisel riski de üstlenecek kadar, kararlı olduğu mesajını verdi. Başbakan’ın, açılımın çerçevesini üniter yapı-tek millet anlayışıyla belirlemiş olması ve muhalefete dönük diyaloğa açık söylemi, sürecin yeni bir anlayışla ve yeniden başlatıldığı biçiminde yorumlanabilir.
<< Önceki Haber Açılımda yeni yaklaşım Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER