Yeter ki, hayatını 'bir
dava uğrunda feda edebilecek' iki yetişkin veya macerasever iki çocuk bulunsun; herhangi bir ülkeyi sarsacak en korkunç eylemleri sahneye koyabilirsiniz. Bunun için kimsenin dağa çıkması da gerekmez.
Dünyanın hemen bütün ülkelerinde değişik tarzda '
terör' olayları sahneleniyor bugün. Kafasına esip okul basan bir
çatlak hiç tanımadığı çok sayıda öğrenciyi öldürebiliyor. Kendilerine cafcaflı sıfatlar yakıştıran silâhlı gruplar devlet güçlerini tek ayak üzerinde tutabiliyor. Kan davası cinayetleri, aileler arası hesaplaşmalar, mahalle çeteleri, çarpık dinci yapılanmaların çatışmaları... Bu tür eylemlerle
toplumun 'güven' hissi derinden sarsılabiliyor.
Her ülkede görülebilen sıradan terör eylemleri bu eylemlere bir 'ideolojik kılıf' geçirildiğinde farklı bir biçim alıyor.
PKK örgütünün ülkeyi ve toplumu
hedef alan eylemleri 25 yıldır sürüyor. Biz pek farkına varmaksızın, PKK, bu süre içerisinde kimbilir kaç kez 'ideolojik' tavrını değiştirdi. Marksist-Leninist bir örgüt olarak başlamıştı, son zamanlarda Marksizme ters şoven ve ayrılıkçı bir örgüte dönüştü. Arada birkaç kez de 'din' ile flört etti. Bugün biraz yakından baktığında, PKK ile PKK'ya karşı mücadelede ön saflarda yer alma iddialı '
Ergenekon' arasında bile irtibat kuranlar çıkabiliyor.
Herhalde bunun bir sebebi olmalı...
Aslında sebep o kadar karmaşık değil: PKK bildiğimiz sıradan terör örgütlerinden biri; ideoloji bizim ona yakıştırdığımız bir değer...
Kürtçe bilmeyen liderliği,
Türkiye ile ilgisi bulunmayan (İranlı, Iraklı, Suriyeli) -hatta Kürt kökenli bile olmayan- unsurları bünyesinde barındırması, sonuç alamayacağı açıkça görüldüğü halde hâlâ kendisini feda edebilecek militanlar bulabilmesi, davalarını savunduğunu iddia ettiği toplum kesitleriyle
pamuk ipliğine bağlı ilişkisi... Bütün bunlar, onu, 'lider kültü' etkisi altındaki sıradan bir
terör örgütüne dönüştürüyor.
Terör için
terör eylemi sahneye koyan bir terör örgütü... Böyle bir örgütle mücadele için bugüne kadar izlenenden çok farklı yöntemler uygulanması gerekiyor.
Maalesef, Türkiye, herhangi bir konuda farklı seçenekler üretmede becerikli insanların ülkesi değil. Kör parmağın bellediği üzere konuların üzerine gidilir ve her seferinde aynı hayal kırıklığı yaşandığı halde önceki yöntem ve tavırlardan kolay kolay vazgeçilmez.
İngiltere ve
İspanya, karşı karşıya kaldıkları terörün özelliklerini farklı açılardan gözden geçirip önceki tavır ve politikalarını yenileyebilmeyi göze alınca, IRA ve ETA terör örgütlerinin zararlarını sınırlamayı da başarabildiler.
Genelkurmay Başkanı
Org. İlker Başbuğ ve komutanlar yarın
Bakanlar Kurulu önünde 'terör' konusuyla ilgili görüşlerini açıklayacaklar. Bunu tek taraflı bir sunum olmaktan çıkarıp politikacıların da katkıda bulundukları bir fikir alış-verişine çevirmenin zamanı.
Bir şeyin daha: Bugüne kadar denenmeyen tedbirleri gündeme getirmenin de zamanı...
Türkiye kendisini 'ideolojik' olarak tanıtan -aslında 'kişi kültü' üzerine oturan- sıradan bir terör örgütüyle baş etmenin yolunu mutlaka bulmalıdır.