Madem herkes bambaşka yerlere bakarken farklı bir noktaya işaret eden kuşkumu paylaştım, bunu biraz daha ileriye taşıyabilirim artık...
'Okyanus ötesi' adresinin bir süredir ülkemizde yürütülmekte olan yıpratma kampanyasının 'esas
hedefi' olma ihtimalini MHP'li siyasileri hedef almış görünen '
kaset' konusu aklıma getirmiş değil yalnızca, daha kapsamlı ve 'global' bir kampanyadan kuşku duyuyorum ben...
MHP'li bazı siyasetçilerin kasetleri çıktı, ama bu gelişme tek tek o kişilerin önünü kesse bile partiye
darbe vurmadı. MHP yönetimi kaseti çıkan adaylar ile yöneticinin
istifasını istedi, istifa etmekte direnme girişiminde bulunanın ipini bizzat
Devlet Bahçeli kesti. MHP, bu sayede, kasetlerle yıpratılmak bir yana, hitap ettiği kesimin hassas olduğu bir konuda olağanüstü titiz davrandığını en keskin biçimde gösterme fırsatı buldu.
Seçimden sonra ortaya çıksaydı kasetler ve milletvekili seçilmiş kişilerin istifasına yol açsaydı, vereceği zarardan da korunmuş oldu MHP...
Sanıldığının tersine, kasetlerin MHP'yi yıpratıcı bir etkisi olmadı; süreç iyi yönetildiği için, kasetlerden medet umanlar, sürecin sonunda, pişmanlık duyabilir...
Aynı süreç, MHP yönetimi kasetlerle arasında doğrudan irtibat kurduğu için, 'Okyanus ötesi' adresini yıpratıyor... Siyasete burnunu sokan, her olumsuz işte parmağı olan, her taşın altından çıkan bir 'Gulyabani' sanki 'Okyanus ötesi'...
Tanıyan herkes bunun ne kadar büyük bir haksızlık olduğunu teslim edecektir.
Eğer buraya kadar yaptığım tahlil 'ihtimal dahilinde' geliyorsa, hakkında bir ormanı yok edecek kadar kâğıt ile büyükçe bir gölü dolduracak kadar
mürekkep harcandığı halde
Ergenekon davasıyla nasıl ilintilendirildiğine bir türlü
akıl erdiremediğim biraz daha
erken bir olaya da tezimi uygulayabilirim.
Avrupa'da, ABD'de
basın özgürlüğü konusunu ciddiye alan her kurumun, yurtdışında yayımlanan hemen her itibarlı yayın organının Türkiye'yi eleştirmesi için vesile haline dönüşen 'iki gazetecinin tutuklanması' olayına...
'Okyanus ötesi' sıfatı kullanıldığında kast edilen kişinin kendi telifâtı da hakkında çıkmış
yerli-
yabancı eserlerin yekünu da birer kütüphaneyi rahatlıkla doldurabilecek zenginlikte; aleyhinde yazılmış kitaplar da herhalde bir düzineden az değildir. Böyle biri neden aleyhinde yazılmış yeni bir kitap daha çıkmasın diye itibarını zedeleyecek bir
kumpas içine girsin ki?
İki gazetecinin hapse düşmesi yüzünden içeride ve dışarıda yapılan yayınlara göz atanlar, bunun bir kampanyaya dönüştüğünü, kampanyanın amacının da derhal anlaşılacak kadar açık olduğunu görecektir. 'Kasetler' nasıl durumdan vazife çıkartanlar tarafından 'Okyanus ötesi' ile irtibatlandırılarak bir yıpratma kampanyasının parçası haline getirilmişse, aynı kampanyanın 'global' ayağı da 'iki gazeteci' olayıdır.
Yakın zamana kadar övgü dolu yazılar okumaya alıştığımız yayın organları 'Okyanus ötesi' aleyhte kampanyasında ileri saflara geçtiyse, sebebini başka yerde aramayınız.
"Komplo" mu diyorsunuz? Ben de sizlerle aynı fikirdeyim.