DHAKA (
Bangladeş)- Evsahibi Bangladeş Cumhurbaşkanı Zillurrahman'ın verdiği, bakanlarıyla
ülkenin öndegelenlerinin katıldığı
akşam yemeğinde, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, "Halklarımız arasındaki derin sevgi bağını başka dostlarımız da anlayamaz" dedi.
İki ülkenin halkları birbirinden çok uzak coğrafyalarda yaşamalarına rağmen sanki aynı kaderi paylaşıyormuşcasına hep birbirlerini gözetip kollamışlar. Bizim buralara ilgimiz tarihin bayağı derinliklerine iniyor; ama tarihimizin o bölümünden bizler pek haberdar değiliz. Kaldığımız Pan Pacific Sonargaon Oteli'nde iki ülke işadamlarıyla buluştuğu kahvaltılı toplantının çıkışında, Cumhurbaşkanı Gül, "Tarihimizi yeni keşfediyoruz" diye açıkladı bu durumu...
Yeni keşfettiğimiz şu: Bangladeş'in bulunduğu topraklara İslâmiyet'i ilk getiren, komuta ettiği bir grup askerle bugünkü Türkmenistan'ın Fergana bölgesinden buraya gelen
Muhammed Bahtiyar Kılıççı adlı bir akıncı... Yıl 1209... Aynı yüzyılın sonlarında (1298) Şah Celal adlı öğrencisi,
Mevlana Celalettin Rumi'nin vefatı sonrası yüzünü bu coğrafyaya döndürmüş; binlerce km'yi yayan yürüyerek "Gönderildiğim yer burası" dediği Sylhet'e gelip yerleşmiş Şah Celal...
Daha yakın dönemde yaşananlar bu ilk ziyaretlere bir minnet ödemesi âdeta: İstiklâl Savaşı'na şiiriyle
destek veren Bangladeş'in milli şairi Kazi Nazrul-
İslam, çocuklara takılan '
Mustafa Kemal' adları, o zaman
Hindistan'ın bir parçası olan Bengal'de toplanan
yardım paralarının Ankara'ya ulaştırılması...
Bunlar belki
Türkiye'de fazla bilinmiyor; oysa gönderilen paralar yeni Cumhuriyet'in temel binaları (Sonradan ilk
Meclis olarak
hizmet verecek Taş Mektep o paraların bir bölümüyle onarılmış) ve
ekonomik açıdan ayağa kalkması (Hindistan Müslümanları'ndan gelen yardımlar İş Bankası'nın kurucu sermayesinin önemli bir bölümünü teşkil ediyor) için kullanılmış...
Dün de yazdım: İki ülke arasındaki ilişkiler bugün 'yok' mesabesinde; cografi mesafelerin teknolojiyle kısalmasına rağmen hem de... Sözü etmeye değmeyecek bir ticaret hacmi... Tekstil alanında çalışan birkaç Türk
girişimci... Hammadde bulma umuduyla gelenler... Bir de
Fethullah Gülen'in şimdiye kadar yedi okul açan talebeleri...
Lâfı hiç eğip bükmeden söyleyelim: Bangladeş Türkiye'den bundan fazlasını hak ediyor...
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım da aynı görüşte. Cumhurbaşkanı Gül'le katıldığı toplantılarda edindiği izlenimlerini paylaşırken şunları söyledi: "Buralarda bizim durumumuz başkalarından hayli farklı; biz dostlarımızın da kalkınmasını, ileri gitmesini isteriz, buralara gelirsek bu amaçla geliriz. Konuştuğum muhataplarımız da bunun farkındalar ve Türkiye'den daha fazla girişimci bekliyorlar."
Yapılacak o kadar çok şey var ki burada...
Cumhurbaşkanı Gül, hemen yanındaki
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nu göstererek, "Bunlar (işadamları) bir şeyler yapıyorlar, ancak yaptıklarını
anons etmesini bilmiyorlar" dedi, "Ben bunlardan daha iyi satıcıyım" cümlesini de ekleyerek... Türkiye'den 'Rae' adlı bir
finans grubu, Bangladeş'te çeşitli alanlarda yapılacak yatırımlar için '
kredi' mahiyetinde bir milyar dolarlık bir kaynak ayırmış; başlangıç olarak da beş milyon dolarlık hibede bulunmuş...
Kahvaltılı toplantıda bunu teyit eden bir belgeye
imza atıldı.
Tarihin bir bölümünde kesişen yollar, İslâm Dünyası ile ilişkileri artırmaya özel önem veren bugünkü Türkiye için Bangladeş'le ilgilenmeyi de zorunlu kılıyor. Heyette bulunan işadamları Bangladeş'te gördükleri altyapı eksikliklerini, sanayiin henüz geliştirilmeye muhtaç yapısını özenle not ettiler.
1200'lerde akıncılar, 1300'lerde maneviyat önderleri yollarını buraya düşürmüş; bugünlerde bizden gelmesi beklenenler, dünyayı bilen, kazanmak kadar kazandırmayı da seven işadamları...
YENİŞAFAK