Kimse temas etmedi diye saldırıya uğrayan
Libya ile
Irak arasındaki benzerlikler yok olacak değil herhalde.
19
Mart (2003) tarihinde ABD ve müttefiklerinin Irak'a saldırısı öncesinde yaşananlar ile sekiz yıl sonra aynı gün (19 Mart 2011) ABD'nin başını çektiği uluslararası gücün Libya'ya başlattığı saldırı araya karbon
kopya çekilmiş gibi birbirine benziyor.
İkisi de petrol ve doğalgaz zengini ülkeler... İkisinin de başında herkesin '
diktatör' olduğunu kabullendiği yöneticiler var... İkisinin liderleri de halklarının üzerine ateş açmaktan çekinmeyecek denli gözü dönmüş tipler... İki lider de uluslararası câmianın taleplerine açık değil; ikisinin de gözünde uluslararası hukuk bir anlam taşımıyor...
Onların karşısında konuşlananlar açısından da benzerlikler had safhada: Irak'a savaşa hazırlanırken Batı cephesinde
çatlak vardı; Bush'un 'ihtiyar Batı' dediği ülkeler savaşsız çözüm yanlısıydı. Bu defa 'eski Batı'dan Nicolas
Sarkozy liderliğindeki
Fransa kendini savaşçı cepheye kaydırdı; aykırı davranan Almanya'nın yanına Çin ve
Rusya koştu. Bir de
Brezilya.
Durum değişmedi: Irak'a saldırırken de Libya konusunda da, farklı düşünenler 'veto' haklarını kullanmadıkları için, savaş başlayabildi.
Sekiz yıl önce Irak'a saldırırken bu yolla ülkeye
demokrasi getirileceği iddiası dillendiriliyordu; sekiz yıl içerisinde bir milyona yakın insanını kaybeden, dört milyon insanı ülkeyi terketmek zorunda kalan, fakirleşmiş Irak bugün perişan halde... Buna rağmen Libya'ya saldıranların ağızlarından aynı terane düşmüyor; üzerine
bombalar yağdırırken ülkeye demokrasi getireceklerini iddia ediyorlar.
Türkiye'nin iyi ki petrolü ve doğalgazı yok.
Libya ile ortak sınırımız olmadığı için topraklarımızdan geçiş izni istemiyorlar, bu sebeple TBMM'nin devreye girmesi gerekmiyor; zaten böyle bir talep gelseydi tezkerenin reddedilmesi herhalde bu defa mümkün olmazdı. 1 Mart (2003) tezkeresi TBMM'de reddedildiğinde 100 kadar Ak Parti milletvekili olumsuz oy kullanmıştı, ama sonuç almada esas etkili olan, Deniz
Baykal liderliğindeki CHP'de bütün milletvekillerinin tek bir
fire vermeksizin '
Hayır' oyu kullanmasıydı.
CHP'de lider artık
Deniz Baykal değil ve yeni lider
Kemal Kılıçdaroğlu Libya'ya askerî müdahaleye
destek verdiğini hiç
vakit kaybetmeden açıkladı.
Eldeki tabloya bakıp söylenebilecek olan şu: Irak'ta yaşananlardan Muammer
Kaddafi kendisine dersler çıkartmışa ve kendince tedbirler almışa benziyor; buna karşılık, Irak'ın perişan olmasına yol açan Batılı ülkeler, gökten bomba yağdırarak bir ülkenin rejiminin değiştirilemeyeceği dersini almış görünmüyor.
Özellikle de beş binden fazla askerini ve trilyonlarca dolarını Irak batağında kaybetmiş olan ABD...
Barack Obama Türkiye ziyareti sırasında
Ankara ve İstanbul'da yaptığı konuşmaları, Kahire'de İslâm Dünyası'na hitap ederken verdiği sözleri bütünüyle unutmuşa benziyor. Tunus'ta ve Mısır'da sokaklara dökülüp göğüslerini rejimin kurşunlarına
siper edenler bile, Libya'ya yönelik bu
saldırgan tavırdan rahatsız olmuşlarsa bunda şaşılacak bir şey yok.
Olan bitene hiç şaşırmayan, herhalde yalnızca Kaddafi'dir.