Partiler
seçimde milletin karşısına çıkacakları
aday listeleri üzerinde son çalışmalarını yürütüyorlar. Her partinin elinde çok ve çeşitli aday seçenekleri var. Geleneksel olarak siyasetten uzak duran kesimler,
sivil toplum örgütleri, çıkar grupları bile Meclis'e temsilci sokmak üzere çaba harcıyor,
kulis faaliyeti yürütüyor.
Umarım, bundan sonraki seçimlerde, aday belirleme sürecinde parti tabanlarına daha etkin olma hakkı tanınır,
seçim barajı da şimdikinden makul bir orana çekilir...
Bu seçim öncesinde dikkat çeken bir gelişme, toplumda var olan farklı renklerin Meclis'e girmek istemeleri... Çok sayıda engelli
aday adayı var her partide, Roman vatandaşlarımız, dinsel
azınlık mensupları... Meclis'e daha fazla hemcinslerini sokabilmek için kadınlar da örgütlü bir çalışma içerisindeler.
Demokrasi böyle bir şey işte. Demokrasiyi belli aralıklarla
sandık başına giderek önümüze konulan listelerden birini onaylama olarak gören anlayışı artık geride bırakma yolundayız; Meclis'te kendileri gibi yaşayan, kendileri için düşünen vekiller görmek istiyor insanlar...
Kadınların da, konulara 'kendileri gibi' yaklaşan milletvekillerinin sayısını artırma gayretine girmesi
demokrasinin bir gereği...
Peki de, kadınlarımızın yarıdan fazlası bu defa da Meclis'te temsil edilmeyecek mi?
Adı çok iddialı konulmuş olsa da "Başörtülü aday yoksa, oy da yok" girişimi bu soruya "Edilmeli" cevabını verenleri buluşturuyor.
Sistemlerine dudak büktüğümüz etrafımızdaki ülkelerin parlamentolarında bile başörtülü milletvekilleri var; Batı parlamentoları bu noktada herhangi bir bağnazlık zaten sergilemiyor. Yalnızca
Türkiye, büyük bir ayrımcılık ayıbını 'demokrasi' iddiasıyla birlikte sisteminde barındırıyor.
Konuya 'lâiklik' veya 'dinsel inançlar' açısından bakanlar yanılıyorlar. Başını örten kadınların bir bölümü başlarını inançları sebebiyle örtüyorlar, buna kuşku yok; ancak başörtüsü azımsanmayacak sayıda kadın için geleneksel giysinin bir parçası aynı zamanda. Bu sebeple de, siyasi hayatta başörtüsü konusu '
yasakçı' bir zihniyetle ele alınamaz.
Meclis'te temsil edilmeyen bir gruptur başörtülü kadınlar ve partiler bu alandaki boşluğu da doldurmanın çaresini bulmak zorundadır. Her parti...
Geçmişte yaşanan talihsiz olay o dönemin özel şartları yüzünden yaşandı; sorun olarak ülkenin karşısına çıktığında yanlış bir zeminde tartışıldı. Hazımsızlık ve inatlaşma demokrasi ayıbını sürdürme sonucunu getirdi.
Şimdi farklı bir ortam var ülkemizde ve kendilerini dışlanmış hisseden başörtülü kadınlar daha görünür hale gelmek, toplumsal alanda söz sahibi olmak istiyorlar. Onlara bunun çok görülmesi vahim yanlışlığı kalıcılaştırabilir.
Kadınsız demokrasi eksik demokrasidir.
CHP bu yolda
ilk adımı atabilir mi? Herhalde boş bir beklenti bu; oysa keşke ilk adım CHP'den gelebilseydi. Ancak her parti hiç çekinmeden yasama ve yürütmede başarılı
hizmet vereceğine inandığı başörtülü mensuplarını seçilecek yerlerden aday göstermekten çekinmemeli. Mümkün olduğu kadar çok parti, mümkün olduğu kadar nitelikli başörtülü adayla toplumun karşısına çıkmanın yollarını aramalı.
Aksi halde demokrasimiz hep eksik kalır.