Bir partinin
iktidardaki ömrü kaç yıldır? Eski göz ağrım
İngiltere'ye geldim ya, kulaklarımı etrafa açınca herkesin zihninin bu soruyla meşgul olduğunu gördüm. Üç gün sonra sandığa gidecek İngilizler ve yakın tarihin en kritik
seçiminde oy kullanacaklar.
İngilizler kelimenin her anlamıyla 'tutucu' bir millet; tuttuklarını kolay kolay bırakmıyorlar... Margaret Thatcher'in 1979 yılında iktidara getirdiği Muhafazakâr Parti 1997'de seçimi kaybedene kadar
ülkeyi yönetti; 1997 seçiminden buyana dümende
İşçi Partisi var... Bu kadar uzun süreli iktidarlara Avrupa'da pek ender rastlanıyor.
Ancak İngilizler sadece 'tutucu' oldukları için tercihlerini kısa sürede değiştirmeye direnmiyorlar; iktidar süresi uzunluğunun başka bir sebebi daha var: İki-partili
sistem işliyor İngiltere'de ve seçmenlerin önünde fazla bir seçenek yok... İşçi Partisi 1997 yılında
Tony Blair liderliğinde seçime giderken kendini baştan ayağa değiştirip 'yeni İşçi Partisi' diye sunmayı başarabildiği için iktidarı yakalayabildi.
Durumun şimdi biraz değiştiğini görmek beni çok şaşırttı. Kamuoyu yoklamaları Liberal Demokrat Parti'nin (LDP) de Muhafazakâr Parti ve İşçi Partisi'ne yakın oy alabileceğini gösteriyor... Burada yaşayan bir dostum hatırlattı: İki hafta önce, üç parti liderinin birlikte çıktıkları bir TV programı, LDP başkanı Nick Clegg'i bütün ülkeye tanıtmış ve dengeleri değiştirmiş... Dostum, "Ertesi gün seçim olsaydı bugün Clegg başbakandı" dedi bana...
İki TV
tartışma programı daha yapılınca popülerlikte gerileme olmuş, ama yine de sandıktan İşçi Partisi önünde çıkma ihtimali büyük LDP'nin...
Madem İngiltere politikasını sınayan bir seçim kapıda, belki bizdeki tartışmalara da ışık tutabilir diye dostumu soru yağmuruna tuttum. "Seçim öncesinde
gazetelerin partilere karşı tavrı nasıl, aleni olarak parti tutan gazete var mı?" sorum size de ilginç gelmez mi?
Dostumun yardımıyla şöyle bir tablo çıktı ortaya: The
Times gazetesi sözgelimi "Benim oyum Muhafazakâr Parti'ye" diye baştan ilân etmiş; aynı patronun çok satan gazetesi
The Sun "Ben de Muhafazakârım" demiş... Önemli gazetelerden
Guardian durur mu, o da başyazı sütunundan şu cümleyi okurlarıyla paylaşmış: "Eğer Guardian'ın 2010 seçiminde
oy kullanma imkânı olsaydı, onu büyük bir coşkuyla Liberal Demoratlar için kullanırdı."
Daily Mirror her seçimde olduğu gibi bu seçimde de tercihinin İşçi Partisi olduğunu açıklamış; Sunday Mirror'un da aynı yönde eğilim açıklaması bekleniyormuş...
Birileri "
Gazeteler parti tutar mı, yandaşlık bu" diye bağırıyor ya bizde, '
Independent on Sunday' gazetesi önemli gazetelerin parti-yandaşlığı listesini yayımladı: Daily
Telegraph ve Sunday Telegraph alenen Muhafazakâr taraftarı...
Sunday Times oyunu alenileştirmemiş, ama aşırı İşçi Partisi karşıtı imiş... Daily Express de İşçi Partisi karşısında kesin tavır almış;
Financial Times da öyle... Independent tarafını açıklamamış, ama kardeşi Independent on Sunday kendisi için şu bilgiyi veriyor: "Seçim reformundan yana olduğum için Muhafazakâr-karşıtıyım..."
Daily Mail ile Mail on Sunday İşçi Partisi ve LDP karşıtı, Muhafazakârlara yakın... Daily
Star ilân etmemiş, ama Muhafazakârlara yakın... Sunday Express Muhafazakâr olduğunu ilân etmiş... People ise Muhafazakâr-karşıtlığı yapıyormuş, ama eğilimini henüz açıklamamış...
Şaşırmamışsınızdır umarım...
İngilizler seçeneklerinin fazlalaşmasına sevinmiş görünüyor. İki parti arasında sıkışmışlığın ülkeye pahalıya patladığı inancı yaygınlaşıyor. Çok çok uzun zamandır
koalisyon görmemiş bir ülke burası ve "Ya sandıktan koalisyon çıkarsa" endişesi belirgin biçimde hissediliyor. Oysa koalisyon ihtimali hayli uzak. Belki ilk kez, ülkede kimin başbakan olacağına seçmenlerin değil sandıktan üçüncü çıkacak partinin karar vereceği bir durumla karşılaşılacak...
Herkes nefesini tutmuş böyle bir durumun ortaya çıkmasını bekliyor.
"Seçimin en belirleyici olayı neydi?" diye sorduğumda gelen
cevap şu oldu: Rochdale'deki nine...
Başbakan Gordon Brown seçim
kampanyası sırasında oy istemek için partisinin güçlü olduğu Rochdale'deyken, karşısına çıkan Gillian Duffy adlı
yaşlı kadın kendisine can sıkıcı birkaç soru yöneltmiş; kameralar soru-cevap faslını kaydetmiş...
Kadının yanından uzaklaşan Brown, yanındakilere "Bu kalın kafalı kadını niye engellemediniz" diye çıkışmış; mikrofonun açık kaldığını fark etmeden...
Özürler, barışma girişimleri nafile; ömrü boyunca İşçi Partisi'ne oy vermiş 'nine', kapısı önünde kamp kuran muhabirlere, "Bir daha mı, asla" deyip duruyormuş...
"İstersen 'Seçim sonucunu nine belirleyebilir' diye yazabilirsin" dediler...