Çankaya’da Yom Kippur Başbakanlık’ta Paskalya


TAM on yıl önce. Yine bir ramazan günü. İftar masasında Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş dahil 16 kişi var. Davetin sahibi Yahudi cemaati. Hem Yahudi cemaati hem de Kadir Topbaş ramazanda iftarda buluşmak konusunda biraz tereddütlü: “Acaba çevremiz ne der?” Allahtan iki taraf da kararlı: “Ne derlerse desinler...” * * * Hafta başı Türkiye Hahambaşı İsak Haleva ve Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya’dan iftar daveti aldığımda tereddütsüz “Evet” dedim. Hem de bir ilke kararımı çiğneyerek. Prensip olarak iftar davetlerinden, özellikle de “otel iftarlarından” uzak duruyorum. Yok yok ne “laiklik alerjim” var ne de beş yıldızlı otellerde güzel yemeğe karşıyım. Sadece gösteriye dönüşen bu tür yemekler bende yabancılaştırma efekti yapıyor. Meselenin ruhu kayboluyor. Laf aramızda genelde yemekler de kötü oluyor. İftarın şartıymış gibi soğumuş çorba, en yağlı, en ağır yemekler... Her neyse, bu yıl iki iftar davetini “tereddütsüz” kabul ettim. * * * Biri pazartesi İlber Ortaylı’nın Topkapı Sarayı’nda verdiği iftar, diğeri de Yahudi cemaatinin çarşamba akşamı Neve Şalom Sinagogu daveti. Sarayda iftar Osmanlı’dan kalma bir gelenekmiş. İlber Hoca bu geleneği canlandırmak için yılda bir kez iftar düzenlemeye karar vermiş. Saray avlusuna dizilmiş asırlık çınarlar altında iftar tek kelimeyle büyüleyiciydi. Fakat inanın benim için çarşamba akşamı Neve Şalom Sinagogu’nda özenle düzenlenen iftar, mekânı bir an için unutursak, saraydakinden daha etkileyiciydi. * * * Düşünsenize on yıl önce “mütereddit” bir biçimde 16 kişiyle başlayan davet, her din-meşrep-inanç ve inançsızlıktan 400 insanın geleneksel olarak buluştuğu, Kuran ve Tevrat’tan bölümlerin okunduğu çokdinli, çokdilli, çokkültürlü hâsılı çoksesli bir yemeğe dönüşmüş. Hatırlatırım bu çoksesli yemeğin yenildiği mekân tam iki kez vahşi saldırıların hedefi oldu. 1986’da ayin sırasında yapılan saldırıda 24, 2003’te ise 25 kişi öldü. “Barış Vadisi” anlamına gelen Neve Şalom “savaş alanına” dönüştürüldü. Ama Yahudi cemaati yılmadı, İsrail Hükümeti’nin yanlış politikalarından dolayı haksız yere suçlanmalarına rağmen, farklı dinden mümin kardeşleriyle on yıldır iftar sofralarında bir araya geliyorlar. Sinagogda Kuran ve ilahiler eşliğinde iftar daveti veriyorlar. * * * Bu yıl ilk kez benim de aralarında bulunduğum yedi gazeteciyi davet etmişler. Bu yüzden “mütereddit bir mümin” olmama rağmen davete tereddütsüz icabet ettim. Ve gece boyunca kendime hep şu soruyu sordum. Acaba Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da bir Yom Kippur günü Yahudi cemaatinin önde gelenlerine mesela Süleymaniye Camii’nde Tevrat eşliğinde iftar verir mi? Tayyip Erdoğan ya da Kadir Topbaş, Yahudi, Ermeni ve Rumları onların dini günlerinde, kutsal kitapları ve ilahileri eşliğinde iftara davet eder mi? Bu soruyu neden soruyorum, çünkü daha üç-beş yıl öncesine kadar devlet erkânı Yahudi-Ermeni ve Rum cemaatin resmi bayramlarını bile kutlamazdı. Allahtan laiklik hassasiyetinden kimsenin kuşku duyamayacağı Necdet Sezer bu eksikliği giderdi. Amerikan başkanları her yıl ramazan ayında Beyaz Saray’da Amerikalı Müslümanlara iftar daveti verir. Peki Abdullah Gül kutsal kefaret günü Yom Kippur’da Türkiyeli Yahudilere, Paskalya’da Ermeni ve Rumlara Çankaya’da iftar daveti verse fena mı olur? 28 Eylül Yom Kippur, Paskalya ise nisanda, ilgilenenlere hatırlatayım istedim.
<< Önceki Haber Çankaya’da Yom Kippur Başbakanlık’ta Paskalya Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER