AK Parti hükümetlerinde kısa süren Sayın
Erkan Mumcu dönemini bir kenara bırakırsanız iki farklı eğitim yönetimi yaşadık.
Birincisi Sayın
Hüseyin Çelik dönemidir, kanımca bu dönem başarılı bir eğitim yönetimi dönemi olmuştur.
Eğitimin temel sorunlarına el atılmış, Talim ve Terbiye Kurulu daha çağdaş hale getirilmeye çalışılmış, ama kısmen “iyi sıhhatte olsunlar” devreye girmiş, 27
Nisan muhtıra kepazeliğinde
bakanlık faaliyetlerine gönderme yapılmış (!) idi.
İkinci dönem Sayın
Nimet Çubukçu dönemi olmuştur ve bu ikinci dönemde de ağırlık eğitim sistemimizin niceliksel sorunlarına verilmiş, öğretmen sayıları arttırılmış, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı azaltılmış, eğitim uygulamalarında teknoloji kullanımı çok önemli noktalara taşınmış ama kanımca sistemin temel sorunu olmayı sürdüren çağdışı eğitim dogmalarıyla mücadele ikinci planda kalmıştır.
Temmuz 2011’den sonra AK Parti hükümetlerinin üçüncü eğitim dönemi, Sayın Ömer
Dinçer dönemi başlamaktadır.
Ben, kendi adıma söylüyorum,
Ömer Dinçer dendiğinde ilk aklıma “
Kamu yönetiminin temel ilkeleri ve yeniden yapılandırılması hakkında Kanun (15.7.2004)” gelmektedir. Sayın Dinçer geçtiğimiz dönemde de sosyal güvenlik politikaları alanında önemli işler yapmıştır ama kanımca bürokratik/siyasi kariyerinin en önemli işi dönemin Cumhurbaşkanı Sayın
Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen ve nedense sonra bir kez daha gündeme gelmeyen yukarıda adını belirttiğim
kanundur.
Ahmet Necdet Sezer vetosuna ve daha sonra da muhtemelen yine “iyi sıhhatte olsunlar”ın itirazına konu olan bu kanun, abartmıyorum,
Cumhuriyet döneminin en önemli kanunlarının başlarında gelmektedir ama uygulanma şansı Sezer vetosu ve başka faktörler(?) nedeniyle olamamıştır.
İlgili veto yemiş kanunun sadece iki amaç maddesini aşağıya yazmam ne demek istediğimin somut kanıtları olacaktır diye düşünüyorum.
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, katılımcı, saydam,
hesap verebilir, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir kamu yönetiminin oluşturulması; kamu hizmetlerinin adil, süratli, kaliteli, etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi için merkezî idare ile mahallî idarelerin görev,
yetki ve sorumluluklarının çağdaş kamu yönetimi ilke ve uygulamaları çerçevesinde belirlenmesi; merkezî idare teşkilâtının yeniden yapılandırılması ve kamu hizmetlerine ilişkin temel ilke ve esasları düzenlemektir.
MADDE 4. - Kamu yönetiminin temel amaç ve görevi; halkın hayatını kolaylaştırmak, huzur, güvenlik ve refahını sağlamak, hayat kalitesini geliştirmek, kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak ve kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirmektir.
Bu kanunu hazırlayan dönemin
Başbakanlık Müsteşarı, bugünün
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’dir.
Sayın Dinçer
Milli Eğitim Bakanlığı görevini yaparken bu kanunu hazırlamada kendine yol gösteren temel ilkeleri, anlayış ve yöntemi benimsemeyi ve uygulamayı sürdürür ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve çok daha önemli olmak üzere ülkemizin eğitim sisteminin çağ atlayacağı kanısındayım.
Aşağıdaki ifadeyi de
Cuma günü TBMM’de Sayın Başbakan’ın okuduğu hükümet programının eğitime ilişkin bölümünden aktarıyorum.
“...şekle ve törenselliğe değil içerik ve işlevselliğe önem veren, öğrenciyi ve aileleri rahatlatan bir anlayışla eğitim sistemini yeniden yapılandıracağız”.
Eğitim sistemiyle ilgilenen bizler Sayın Ömer Dinçer’i izlemeyi sürdüreceğiz.
Üstlendiği bu zor görev için de kendisini kutluyor, kolaylıklar, başarılar diliyorum.