GERÇEKTEN öyle bir
belge varsa;
Gerçekten oradaki “dâhiyane fikirleri” yazan bir
komutan varsa;
Gerçekten onu tanımayı çok isterdim.
O nasıl bir kafadır ki; şahsen tanıdığım bazı insanlara, hayal ettiği o maymunlukları yaptıracağı gibi bir fikre sahip olabilmiş, onu sormak isterdim.
Bir kafa düşünün ki;
Sinan Çetin’e, “
propaganda filmi” yaptırtabileceğine inanıyor.
Herhalde bilmiyor ki,
Sinan Çetin zaten bir “Propaganda” filmi yapmış.
Ama o filmi, devlet adına yapılan sersemce propagandaları yerin dibine batırmak için yapmış.
O Sinan Çetin ki;
Cumhuriyet dönemindeki zorlamaları hicvetmiş bir sinemacı.
Hayatı, “devletin” aptallıklarıyla dalga geçerek geçmiş bir adam.
Şimdi sen ondan, adi bir propagandacı imal edeceğini düşünecek kadar kendinden geçmişsin.
Eğer gerçekten varsa, sana sesleniyorum;
Albayım, bu kadar mı izandan, mantıktan yoksunsun.
* * *
Günlerdir tartıştığımız O lahikayı yazdığı iddia edilen kafayı gerçekten tanımak istiyorum.
Yani o adam ki;
Yıllardır tanıdığım
Yılmaz Erdoğan’ı bir “propaganda makinesine” çevirebileceğine ciddi ciddi inanmış.
Yılmaz Erdoğan ki; Hürriyet’in manşetine oturan o mükemmel iç barış mektubunu kaleme almış, bunun bedelini aldığı tehditlerle, yediği küfürlerle
ödemiş insan.
Türk ordusunun bir albayı, kendinden geçmiş, kendini bilmez bir albayı, onun üzerinden propaganda yaptırmayı düşünebiliyor.
Düşünebiliyor musunuz, Mükremin Abi,
Ergenekoncuların propagandasını yapıyor.
O delikanlı haliyle, önünü iliklemediği yeleği, üzerine basılmış sivri ayakkabılarıyla “milleti birbirine düşürmek için” alavere dalavere yapıyor.
Bunu yaptırabileceğini düşünen bir insanın yeri neresidir?
Ergenekon koğuşu mu, yoksa La Paix mi?
* * *
Ya
Ece Temelkuran?
O İzmirli, başına buyruk kadını “propaganda cadısı” haline getirmeyi planlayan muhayyileyi siz de merak etmez misiniz?
Hadi bir dene bakalım. Daha sen “Propa...” demeden yersin yumruğu en münasip yerine.
Bitmedi... Çağan Irmak da var.
“Issız Adam”ı yapan adam, aslında ondan da ıssız, sırra kadem basmış adam.
12 Eylül’ün öncü, artçı bütün depremlerini yaşamış insanların bitap düşmüş ruhlarını anlatan sinemacı.
Yani sen ona gidip, “Bana bir propaganda filmi yap” diye para vereceksin.
Hem de örtülü ödeneğin üç beş kuruşuyla, bunu yaptırabileceğine inanacaksın.
Ben işte bu kafayı tanımayı çok istiyorum.
Türk ordusu içinde böyle bir kafa varsa ve buna gerçekten inanıyorsa vay halimize.
Ülkenin en derin stratejik askeri planlarını da bu kafa yapacaksa daha da vay halimize.
İşte bu yüzden diyorum ki, eğer böyle bir plan gerçekten varsa;
Öyle
mahkeme falan beklemeden, astıyla, üstüyle hemen kulağından tutulup ordudan atılmalı.
Yanlış anlamayın, öyle Ergenekon planı, irticayı önleme harekâtı falan yaptıkları için değil.
Böyle hesapsız, mantıksız, cahil, zekâ yoksunu bir kafaya sahip oldukları için.
* * *
Bir çift sözüm de, bütün hayatlarını, bugün yapılan işlere bakıp, oradan geri dönerek planlara uydurmaya çalışan yeni senaristlere.
Bakın “
Kurtlar Vadisi” tavır değiştirdi.
“
Irak”ta Amerikalının kafasına çuvalı tersinden geçiren o muhteşem “ulusalcı”, “Ergenekoncu” gitti, “Gladio”da bu defa “İkinci Cumhuriyetçi”, liberal bir kafa geldi.
Sizce bu değişim niye?
Acaba, yeni “
derin devlet”, eskisini iyice bitirmek için
sivil bir lahika mı hazırladı?
Buyrun size nurtopu gibi yeni
komplo teorimiz...
Tabii bu arada günlük olayları alabildiğine iyi değerlendirip, halkın seyredeceği senaryolar yazan başarılı senaristlere ayıp etmişiz, onların aklına, duruşuna
hakaret etmişiz kimin umurunda?
Sevgili Raci, Sevgili
Polat, Sevgili Bahadır...
Sakın üzerinize alınmayın.
Sırf bazı arkadaşlarımızın o dâhiyane komplo teorilerini ti’ye almak için söylüyorum.