TÜYAP Kitap Fuarı’nı henüz gezmedim.
Ama Doğan Hızlan bana
fuar için hazırlanan kataloğu göndermiş.
Hafta sonu o kataloğu baştan sona inceledim.
Bugün sizi bu ilginç kataloğun koridorlarında gezdirmek istiyorum.
* * *
Fuara 594
yayınevi katılmış.
Bu katalog, Türkiye’de kitap yayıncılığının nasıl büyük bir rönesans yaşadığını gösteriyor.
İlk izlenimim şu: Bazı yayınevlerinin isimleri çok güzel.
Mesela “Beyaz
Balina Yayınevi”.
“Büyülü Fener Yayınları”.
“Büyülü Rüzgâr...”
Mesela “Carpe Diem”, yani “Gününü yaşa.”
Çıkardıkları
derginin adı: “Adı Yok”
Çocukluğumdan beri hayal dünyamı en çok besleyen hikâyelerden biri bir yayınevi ismi olmuş.
“Çizmeli
Kedi...”
Acayip hoşuma giden bir dergi ismi:
“Deliler Teknesi Dergisi”.
Müthiş kedi “Garfield” kendi başına stand açmış.
“Şizofren Dostları Derneği” yayınlarını sergiliyor.
Sevdiğim bir yayınevi ismi de “Uçan Balık...”
Son yıllarda yayınlarını çok yakından izlediğim bir
yabancı yayınevi olan “Taschen” de fuara katılmış.
Taschen’in zaman zaman gönderdiği kataloglarındaki kitap kapakları bana, klasik ve
modern sanatın etkileyici gücünü hissettiriyor.
Bir de marjinal hayatların sanata dönüşmüş hallerini anlatan kitaplarını büyük dikkatle izliyorum.
* * *
Ahmet Piriştina döneminde
İzmir Belediyesi çok başarılı bir kitap yayıncılığı başlatmıştı.
Şehrin tarihine ait epey kitap yayınlanmıştı.
İzmir’in yeni Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun son dönemde yaptığı çalışmaları dikkatle izliyorum.
Güzel işler yapıyor.
Ancak yayıncılıkta sanki bir duraklama var gibi geliyor.
Oysa basılan kitaplar gerçek anlamda bir İzmir kitaplığı oluşturmuştu.
Yunanistan’dan bile isteyen
arkadaşlarım vardı.
TÜYAP Kitap Fuarı’nın
katılım listesine baktığım zaman, bir tek şehir belediyesine rastlamadım.
Oysa biliyorum ki,
İstanbul Belediyesi’nin de güzel yayınları var.
Ankara bu konularla pek ilgilenmiyor.
Ama
Mardin,
Trabzon,
Bursa gibi belediyeler de yayınlarını tanıtabilirlerdi.
* * *
594 katılımcı arasında sadece iki ilçe belediyesinin ismini gördüm.
Biri İzmir’in Seferihisar Belediyesi’nindi.
Çok ilginç, fuara kitapla katılmamış.
O bölgede
balık çiftliklerinin önlenmesi için
broşür dağıtıp,
imza kampanyası yapıyormuş.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında son zamanlarda çok iyi şeyler duyuyorum.
CHP’li başkan olmasına rağmen, Özalvari vizyona sahip, dünyaya açık fikirli bir insan olduğu anlatılıyor.
O yüzden kitap fuarına böyle bir
sivil toplum girişimi ile katılmasına şaşırmadım.
Fuara katılan bir ilçe belediyesi daha var.
İstanbul
Beyoğlu Belediyesi Turabi Baba Kütüphanesi.
O da beni şaşırtmadı.
Fuara katılan yayınevlerinden 5’i
Kürtçe kitaplar yayınlıyor.
Çok sayıda yabancı yayınevi de var.
Tam sayamadım ama, Almanca kitap yayınlayan yayınevlerinin sayısı ötekilere göre bayağı fazla görünüyordu.
* * *
İlk gün gelen en çarpıcı fotoğraf, kitaplarını imzalayan Elif
Şafak’ın önünde oluşan uzun ötesi kuyruktu.
Şafak 4 saat boyunca kitap imzalamış ve sonunda parmakları tutmaz hale gelince imza gününü bitirmişler.
Bu fotoğrafa bakarken bir arkadaşımız da espriyi patlattı:
“Elif Şafak’a bir
ıslak imza makinesi lazım...”
YAZARIN ÇOK ÖNEMLİ NOTU: Son günlerde Türkiye’nin sinirleri gergin. Ülke,
şaka, mizah, arkadaş geyiği kaldıramaz hale geldi. O nedenle şu notu düşme ihtiyacı duyuyorum. “Islak imza” sadece bir espriydi. Vallahi billahi Ergenekon’u sulandırmaya çalışmıyorum:)