Bir süredir Amerika’dayım,
Türkiye’yi internet üzerinden izliyorum.
Yaz rehaveti kendini gösteriyor çünkü gündemde fazla öne çıkan fazla konu yok.
Beklendiği gibi,
CHP askere
sivil yargı yolunu açan yasayı
Anayasa Mahkemesi’ne götürdü.
CHP ile
Anayasa Mahkemesi arasında uyumlu bir çalışma var.
Yüksek Mahkeme 367
tartışmasında bile CHP’nin talebini çok ciddiye almış ve hukuk tarihine geçecek bir karara
imza atmıştı.
Gerçi karardan bir gece önce internete konulan bir
bildiri vardı, bu kez öyle bir gelişme olur mu bilinmez.
Ancak bildiğim bir şey var, Anayasa Mahkemesi’nin bu yasayı da iptal etme ihtimalinin yüksekliği.
Anayasa Mahkemesi
iktidar değişimiyle birlikte yasaların Anayasaya uygunluğunu denetleyen bir kurum olmaktan çıktı ve statükonun bekçiliğine soyundu.
Bu amaçla korumakla yükümlü olduğu anayasayı bizzat kendisi çiğnedi ve üniversitelerde
kıyafet düzenlemesi yapan yasayla 367 kararında anayasayı adeta tekrar yazdı.
Anayasa Mahkemesi sadece Türkiye’de tartışma konusu değil.
Amerika’da da gündemde.
Burada gündemde olma nedeni Başkan Obama’nın Hispanik bir kadını
aday göstermesi.
Mahkemenn geçmişi ve tavrı burada da sorgulanıp tartışılıyor.
İlginç bir biçimde burada da geçmişte Yüksek Mahkeme’nin statükonun koruyucusu rolüne soyunduğunu görüyorsunuz.
Türkiye, Amerika’dan çok farklı elbette, en başta da askerin rolü konusunda.
Gerçek sivil bir yönetime geçme mücadelesi verilen Türkiye’de bu değişime direniş olması kaçınılmaz.
Ama bu beyhude bir çaba.
Tıpkı 367 kararında olduğu gibi.
Biraz daha gerilir ve yıpranırız ama sonunda gereği mutlaka yerine gelir.
Uzaktan gördüğüm kadarıyla gündemdeki ikinci konu
türban.
Ahmet Hakan türbanlı kızların kimle evleneceğini gündeme getirmiş, Ayşe Arman da abartılı bir biçimde türbanlı kadınların yaşamını ‘içerden’ anlatma çabasına girmiş.
Türbanın
Hürriyet gündemine biraz alay konusu olarak ele alınmış biçimde girmesi önemli bir gelişme.
Bu, türban denilen olgunun artık inkar edilmez biçimde toplumda yer edindiğinin göstergesi.
Türban dediğimiz kıyafet bu ülkede bir kısım kadının
tercih ettiği bir kıyafet biçimi.
Şu veya bu şekilde tartışılması kaçınılmaz.
Alaya maruz kalanların kızmaması, karşı tarafın korkularını görmesi gerekir.
Çünkü dalga geçip kafa bulmaya çalışmak en açık korku göstergesidir.
Alperen Ocakları
Ülkücü kesim gençleri niye hala
ocaklarda örgütlenir anlamak zor.
Bir dönem o ocaklarda yetişen kimi gençlerin Türkiye gündemine nasıl girdikleri hala hafızalarımızda.
Son dönemde gündemde olan ise bir başka ocak, Alperen Ocakları.
Hrant Dink cinayetindeki rolleri çok tartışılan ocaklar.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun trajik kzada ölümünün ardından bir
komplo teorisi ortaya atılmıştı.
Kazanın aslında bir
sabotaj sonucu meydana geldiğine dair.
Amaç Yazıcıoğlu’nu ortadan kaldırıp Alperen Ocakları’nı denetimsiz hale getirmekti deniliyordu.
Son olaylara bakınca bu teoriyi ortaya atanların haklı olabileceklerini düşünüyorum açıkçası.