Milyonlarca hacı dün
Arafat'ta ellerini açıp "Vakfe"ye durdu.
Dua haleleri şeklinde aynı zaman diliminde Allah'a yalvardı.
Hazreti Adem ile Havva anamızın yeryüzüne indirildikten sonra buluştukları "Cebel-i Rahme" (Rahmet Tepesi) eteklerinde...
İnsanlığın başladığı yerde.
Yüzü suyu hürmetine tövbelerin kabul olduğu Peygamber Efendimiz'in, 100 binden fazla sahabiye Veda Hutbesi'ni verdiği, ilk farz haccı gerçekleştirdiği
mübarek beldede.
"Göğün kapılarının gıcırtılarının duyulduğu yer" diye tanımlanan Arafat'ta...
"Lebbeyk" (Buyur Allah'ım) sesleri arasında dualar gözyaşlarıyla birleşti.
Her milletten, her dilden,
siyah-beyaz, kadın-erkek,
yaşlı-
genç, zengin-fakir... Herkesin eşitlendiği ve aynı Yaratıcı'nın kürsüsü altında tekleştiği bir yeryüzü panayırı yaşandı adeta.
Ya da mahşerin provası...
***
Arafat, umudun şahikaya yükseldiği yer.
Ama "hac meşakkattir" kutsi beyanının da en çok tezahür ettiği mekân.
Hacılar Mekke'ye 25 kilometre uzaklıkta olan bu kutsi beldeye ulaşmak için yağmurun da etkisiyle daha zorlu bir
yolculuk yaptı.
İntikaller sırasında renkli görüntüler vardı.
Kimisi yürüyerek kimisi de otobüslerin üzerinde seyrederek Arafat'a ulaştı.
Bazıları ıslak zemin üzerinde, açıkta geceledi.
Geceyi çadırlarda geçiren hacılar "Vakfe duası" için hazırlandı.
Sonra
sokakları kaplayan insan seli, inanılmaz bir devri daim içinde akıp gitti.
***
Arafat, garip şekilde
İslam dünyasının sorunlarının da topluca gözlemlendiği kongre gibi.
Lider yoksunluğu, eğitim ve organize eksikliği, fakirlik,
temizlik kültürü...
Diyanet'i organize bir şekilde Türk hacıları ağırladığı için takdir etmemek mümkün değil.
Ancak Türk çadırlarında ağırlık yaşlı hacılarda olmasına karşın, Arafat sokakları oldukça farklı.
Kundakta bebeği, iki-üç çocuğu ile gelen ve sokak çadırlarında vakfeye duran Müslümanlar dikkat çekiyor.
Tekerlekli sandalyeyle getirilen hacılar da var...
Gerçekten insan panayırı... Mahşer provası...
***
Hacılar dün güneşin batmasıyla Müzdelife'ye akmaya başladı.
Geceyi burada ibadetle geçirecekler.
Sonra "
şeytan taşlama", "
kurban kesme", "ziyaret tavafı" ve "say" ile haccın bütün şart ve rükünlerini yerine getirmiş olacaklar.
Tabii başlarını tıraş edip, ihramdan çıkacaklar.
İlginç, Türk hacı adaylarının en çok da tıraş konusunda zorlanıyor.
Kazıtmak mı, ucundan birkaç tel aldırmak mı?
Gazeteciler için daha zor bir karar görünüyor.
Demek ki "başı tıraş etmek" de içinde ayrı bir
imtihan barındırıyor...