Türkiye, dün BUGÜN'ün manşetini konuştu.
Daha doğrusu şokunu yaşadı.
Nasıl olur da
teröristleri kurtarmaya yönelik
ihanet konuşması MİT tarafından tespit edilir, ancak 3 yıldır işlem yapılmaz...
Dosya elden ele dolaştırılır...
O subaylar hiçbir şey olmamış gibi görevlerini sürdürür.
Neden?
Aslında konuşmanın gerçekleştiği tarih çok daha vahim bir şüpheyi gündeme getiriyor.
"Kendi adamlarım (
PKK'lı teröristler) çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron'u düşürün" diyen korkunç konuşmayı MİT, 10
Ekim 2007'de kaydediyor.
Yani
13 şehit verdiğimiz meşhur
Dağlıca Baskını'ndan sadece 11 gün önce.
Dağlıca, "Cumhurbaşkanını
halk seçsin" referandumunun yapılacağı günün gecesinde, 21 Ekim'de gerçekleştirilmiş ve büyük nefret uyandırmıştı.
Birçok ihmalin gündeme geldiği Dağlıca baskınının umarım bu "ihanet konuşması" ile yakından uzaktan bağlantısı yoktur.
Ama 3 yıldır bir
soruşturma yapılmadığı için ve
Genelkurmay dün bu skandalın ortaya çıkmasına rağmen "sessiz" kaldığı için gerçeği şimdilik bilemiyoruz.
MİT, konuşma tutanaklarını iletince, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral İlker Başbuğ, soruşturma talimatı veriyor.
Dağlıca baskınından sadece bir hafta sonra 28 Ekim'de...
Ne var ki, ardından
Genelkurmay Başkanı olarak 2 yıl görev yapmasına rağmen bu emri yerine getirilmiyor.
MİT'in tespit ettiği konuşma bir
üsteğmen ile
yarbay arasında geçiyor.
Soruşturma öncesi incelemeler gösteriyor ki, "Heron'u düşürün" diyen üsteğmen, aynı zamanda bir tuğamiral ile de görüşüyor.
Soruşturmayı yürüten Kara Kuvvetleri Askeri Savcısı, konuşmanın muhatabı yarbayın,
Ergenekon'un
Hava Kuvvetleri'ndeki yasadışı yapılanması Karargâh Evleri'nin üyesi olduğunu görünce, yetkisizlik kararı veriyor.
9
Eylül 2009'da 2009/2-1 sayı ile Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Ahmet Zeki
Üçok'a gönderiyor.
O da konuşmanın muhatabı yarbayı, Karargâh Evleri'nin iki numarası olarak geçmesine rağmen "
tanık" olarak dinliyor ve hakkında hiçbir işlem yapmıyor.
Ve
dosya Üçok
çürük çetesi nedeniyle tutuklanana kadar hasıraltında kalıyor.
BUGÜN okurları hemen hatırlayacaktır, Karargâh Evleri soruşturmasını yürüten Üçok, MİT'in 2007'de tespit ettiği Karargâh Evleri şemasında yer alan isimler arasında irtibatları gizlediği gibi, üstlerine dosyanın nasıl kapatılacağına dair bir de not yazmıştı.
Karargâh Evleri,
Doğu Perinçek ve İşçi Partisi'nin liderliğinde örgütlenen Ergenekon terör örgütünün altında yer alan yasadışı bir yapı...
Yine Ergenekon terör örgütünün PKK ile irtibatları bulunduğu da birçok
belge ve bilgi ile ortada duruyor.
Üsteğmene "Bir çaresine bakarız" diyen yarbay daha sonra bilgisayarında MİT'in "Karargâh Evleri" raporu ele geçirildiği için tutuklanıyor.
Ancak
tahliye edilip, görevine dönüyor.
Üsteğmenin konuştuğu tespit edilen tuğamiral de daha sonra
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanıyor.
Her iki isim de üsteğmenle birlikte nedense "ihanet" konuşması nedeniyle bugüne kadar sorguya çekilmiyor.
Üçok'un ardından göreve gelen askeri savcılar da maalesef bu ihanet konuşmasıyla ilgili soruşturma başlatmakta aciz kalıyorlar.
Top dönüp dolaşıp Genelkurmay Askeri Savcılığı'na geliyor.
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ ve Genelkurmay
Adli Müşaviri Hıfzı
Çubuklu eminim kamuoyunu "skandal konuşma ve
hesap sormama" konusunda bilgilendirirler.
Ve Türkiye, Ergenekon'un karanlık ilişkiler yumağında ilerleyen acı ihanet hakkında bütün gerçekleri öğrenir.