Kılıçdaroğlu kendisini feda etti!


CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in demokratik çözüm yerine Dersim modelini önermesiyle başlayan polemik büyüyor. Dersim isyanının nasıl bastırıldığına dair ayrıntılar ortaya çıktıkça daha da büyüyecek gibi. İsyanı bastırmak devletin meşru hakkı ancak bunun sivillere ve masum insanlara zarar vermeden gerçekleşmesi esastır. Dersim'de ölçünün kaçtığı apaçık ortada. Kaldı ki, ardından da sürgünler geliyor. Sabah gazetesi, bir subayın Dördüncü Umum Müfettişlik raporlarını yayınladı. Buna göre, 13 bin 160 sivil ölü var. Çoğu aşiret önde geleni olmak üzere 12 bin kişi de sürgüne gönderildi. Söz konusu belgeleri kitap haline getiren Hasan Saltık, "Dağlarda aranan 40 kişi yüzünden bu kadar insanın öldürülmesi, kıyıma yönelikti" iddiasını dile getiriyor. Sabah iki gün sürdürdüğü yayınlarda, Jandarma Genel Komutanlığı'nın 1931 tarihli raporuna da yer verdi. Rapor, dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın "Dersim Islah Planı"na da yer veriyor. Islah planının uygulanmasının askeri harekâtla mümkün olabileceğini kaydeden Kaya, "Aşiret ağaları ve aşiret ağası olabilecekler Dersim'den uzaklaştırılmalı" diyor. Tespit o kadar çarpıcı ki, bugün bile aynı görüşte olanlar var. "Doğu ve Güneydoğu'da feodal yapı çözülmeden Kürt meselesine çözüm bulunamaz" görüşünü dillendiriyorlar. Bilgi Destek Birimi'nin bilgisayarlarında kurtarılan belgelerden oluşan "Üçüncü İhbar Mektubu"nda çok çarpıcı iki "Dersim" dosyası var. Barbaros Baykara'nın "Dersim 1937" başlıklı eseri, bütün Psikolojik Harekât mensuplarınca okunması için tavsiye ediliyor. "Kitap Analizi" başlıklı metinde, "Devlet, cahil ve yoksul insanları ağalarının kul ve kölesi olmaktan kurtaracaktır" deniyor. Yine, "İsyan eden bölücülerin sonu idamdır" tespitinde bulunuyor. Kitapla ilgili genel kanaat kısmında da, "Emperyalist güçler, ağalar ve seyitler aracılığı ile Kürt kökenli ve Alevi vatandaşları kullandıkları" ifade ediliyor. CHP, Dersim gerçeğine rağmen barış yoluyla kanın durdurulmasına karşı. Psikolojik Harekât birimleriyle aynı çizgide düşünüyor. Dersim ve silahlı çözüm isteğini sunan Öymen'in acaba askerliğini Doğu'da yapan, çatışmalara katılan tek bir yakını var mı? Başbakan Erdoğan dün benzer bir çıkışta bulundu. "Onların çocukları ölmedi" dedi. "Analar ağlasın" demek gerçekten de duygudan yoksun bir yaklaşım. Dersim örneğini verip sonra da Atatürk'ün arkasına saklanmak, O'nu istismar etmeye kalkmak da kabul edilemez. Öymen, her şeye rağmen hatasında ısrarlı. İstifa etmiyor. Baykal da Öymen'i destekliyor. Olay ilk patlak verdiğinde, "Öymen gereğini yapıp istifa etmiyorsa Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifa etmesi gerektiğini" kaleme almıştım. O da garip bir şekilde Baykal'a ve Öymen'e "biat" etti. Öymen'e yönelik tepkileri üzerine çekmeye başladı. Almanya'da Alevi gruplar tarafından dün yoğun şekilde protesto edildi. Öymen'in hatasında ısrar etmesi Dersim modeli çözüm önermesi nedeniyle normal. Anlaşılmayan aşireti Dersim mağduru olan ve "Gandi"vari bir dürüstlük abidesi olarak öne çıkarılan Kılıçdaroğlu'nun bu hatayı paylaşmaya devam etmesi. "Siyasetin cilvesi" dedikleri bu olsa gerek. Kılıçdaroğlu, kazanma kuşağında bu kez kaybetmeyi tercih etti. Öymen'le birlikte kendisini de feda etti.
<< Önceki Haber Kılıçdaroğlu kendisini feda etti! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER