Jandarma Kriminal de Kurmay
Albay Dursun Çiçek imzalı "
İrticayla Mücadele Eylem
Planı"nın gerçek olduğuna karar verdi.
Darbe planı üzerindeki "ıslak imzanın Çiçek'in elinin ürünü olduğunu" daha önce
Adli Tıp,
TÜBİTAK ve Emniyet Kriminal de teyit etmişti.
Korkunç plan konusunda bütün şüpheler zail oldu.
Türkiye'yi sarsan plana göre,
AK Parti hükümeti devrilecek, dini cemaatler yok edilecek,
Alevi-
Sünni çatışması çıkarılacak, masum insanlar evlerine
silah yerleştirilerek
terör örgütü mensubu gibi gösterilecek ve
Ergenekon sanıklarının kurtarılması için ortam oluşturulacaktı...
**
Skandal patlak verdiğinde maalesef planı yazanlar değil, her zaman olduğu gibi haberi yazanlar suçlandı.
Genel
kurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ, 26 Haziran tarihli açıklamasında, skandal
belgenin sahte olduğunu tespit ettiklerini belirterek "kâğıt parçası" nitelemesi yaptı.
Ardından da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı medya üzerinden "asimetrik
psikolojik savaş" yürütüldüğünü kaydederek şu çarpıcı tespitleri dile getirdi;
"Biz bu kâğıt parçasının birileri tarafından TSK'yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendiriyoruz.
Bu kâğıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkartılması görevinin is
e devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyorum.
Çünkü, bu ve buna benzer olayları devlet, millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkarma
eylemleri olarak görüyoruz."
Bu çağrılardan sonra belgeyi ortaya çıkaran
Taraf muhabiri Mehmet
Baransu ve
Star gazetesinden bir muhabire "sahte belgecilik ve sahte belgeyi yayınlama" suçlamalarıyla
dava açıldı.
**
İlginç şekilde Kurmay
Albay Dursun Çiçek, bütün bu süreçler boyunca görevine devam etti.
Hatta
Deniz Kuvvetleri Karargâhı'nda Daire Başkanı olarak
terfi ettirildi.
YAŞ Toplantısı'nda amiralliğe yükseltilmediği için TSK tarihinde bir albay için ilk kez "kadromuz yoktu" denilerek resmi açıklama yapıldı.
İki kez tutuklandığı halde ilkinde 18, ikincisinde de 23 saat sonra serbest kalması sağlandı.
Belgenin orijinalini savcılara gönderen
subay, beraberinde gönderdiği 'ihbar mektubu'nda çok daha ileri iddiaları gündeme getirdi.
İhbarcı subaya göre, Çiçek'in temize çıkarılması için Bilgi Destek Birimi'ndeki bilgisayarlar temizlendi.
40
torba yasa dışı belge yakıldı.
Soruşturmayı yürüten
askeri savcı skandalın patlak vermesinden 5 gün sonra Albay Çiçek'in evini göstermelik şekilde aradı.
İhbar mektubunda, söz konusu "
Eylem Planı"nın kaleme alınması talimatının da İkinci Başkan tarafından verildiği iddia edildi.
Albay Çiçek, savcılara verdiği ifade sırasında da imzasının şeklini değiştirmiş ve belgedeki imzanın kendisinin kullanmayı uzun süre önce terk ettiği eski halinin taklidi olduğunu ileri sürmüştü...
**
Mart 2009'da kaleme alınan skandal "Eylem Planı" ile ilgili karartma çalışmaları yukarıda sayılan örneklerle sınırlı değil.
Sonuç olarak Karargâh'ta hazırlandığı bilindiği halde, hem kamuoyu hem de yargının açık şekilde yanıltıldığı ortaya çıktı.
Yine gerçekleri ortaya çıkaran ve onları yayınlayan gazete ve gazetecilerin de yok yere "TSK düşmanlığı" ile suçlandığı görülüyor.
Medya üzerinden yürütülen "asimetrik psikolojik savaş" yok, demokrat ve özgürlükçü medyaya yönelik "asimetrik psikolojik saldırı" söz konusu.
Türk milleti, hukuk adamları ve tarafsız medya sizden "Çiçek özrü" bekliyor.
İnanıyorum ki
Genelkurmay Başkanı Başbuğ, bu medeni cesareti gösterecek İstanbullu kültürüne sahip bir
komutan.