Yola "
Gandi Kemal" ile çıkanların geleceği yerin, önce "Halkçı Kemal"e olsa bile daha sonra "Etro Kemal"e varacağı gün gibi aşikardı.
Meğer "Kemal Bey"in kurultayda giydiği kravatsız
gömlek, fiyatı 350-700 lira arasında değişen İtalyan "Etro"
marka değil miymiş?
Havuzlu villa olmasın ama 700 liralık gömlek
helal olsun
halkçı Kemal'e...
Böyle mi demeliyiz?
Acaba "Halkçı Kemal" bundan böyle, mal varlığında değeri 18 bin lira olarak gözüken otomobile mi binecek?
Eğer öyle olacaksa yandı bizim uçağa binen
Başbakan!
Mı dememiz lazım?
Amerika'dan İran'a, oradan İspanya'ya da uçakla mı gidilir?
Sevgili medyamızda "gaz" fevkalade ucuzlamış durumda.
Şimdi el birliği ile "Gazaaaa niiiye gelmediiin" arabeskini seslendiriyorlar.
Bence en çok kendi kendilerini gaza getiriyorlar.
Evet, onlara şu
AK Parti ile baş edecek birisi lazımdı.
Onlar kim?
Bir derin
koalisyon...
Vardır içinde mutlaka garibanı... Olacaktır.
Umut bu... İnsana ne yaptırmaz?
Umur Talu, "AKP'den bıkmışlar" diye tanımlamış bunları. Atanmayan öğretmeni, TEKEL işçisini,
banka çalışanını, işsizleri, haksızlığa uğramışları, aşından olmuşları, Trakya'yı, Batı Anadolu'yu,
Karadeniz köylülerini koymuş bunların arasına. Bir de "AKP'den hiç hazzetmeyenler" kategorisi açmış.
Koalisyonun "derin"i bence orada:
Bakın kimler giriyor o listeye:
-Derin devlet.
-Büyük
İstanbul sermayesi.
-TSK büyükleri.
-Büyük yargı.
-Darbe isteyen ve organizatörü.
-Daimi
laiklik endişelisi.
-Dışarıdan ABD ve
İsrail. Avrupa'da AKP'den sıkılmış nicesi.
Demiş ki Umur Talu:
"Ama parti büyük ölçüde aynı parti."
"Biat ettiğiniz lidere anında
tekme atıp sırt dönmekle, umut arayan kitlelere yüzünüzü ve kalbinizi dönmüş olmuyorsunuz."
"Muhtemel ki, Kılıçdaroğlu köken ve kişilik itibarıyla oraya dönmek ister ama
derin devlet, büyük sermaye, büyük medya müptelalarıyla ne zor iş usta!"
Zor iş usta!
Şu ana kadar Kılıçdaroğlu'na misyon yükleyenler kimler?
Eski liderlerini bir günde tekmeleyen ve yeni yönetimde yer bulmaya çalışan
CHP delegeleri...
Büyük medya...
Birincilerde
iktidar açlığı var, onlar o açlıkla yumuluyorlar Kılıçdaroğlu umuduna...
İkincilerde, kadim zamanlardan beri süren "AKP'ye diz çöktürme" arzusu.
Medya bu misyonuyla, öteki derinliklerin sözcülüğünü de yürütüyor.
Burada "halkın oyu" sadece demokratik devirme -başka devirme yöntemleri geçersiz kaldığı için- işine yarayacağı ölçüde önem arz ediyor. "Yaşasın AKP iktidarını devirme işine yarayacağı ölçüde halk!"
Onun ötesinde halk nerede kalır CHP dünyası için?
Kılıçdaroğlu'na bir şey demek istemem.
Ama benim bildiğim CHP dünyası, tuzu kurular dünyasıdır.
Ve kurultayın bu noktada bir şeyi değiştirdiğini asla düşünmüyorum.
Yukarıdaki koalisyonda halk nereye düşebilirse, o kadar gündemde olacaktır halk.
CHP yönetimine halk mı girdi
Allah aşkına kurultayda yoksa kırk yıllık CHP delegasyonu mu?
Yeni Parti Meclisi'ne giren isimler, kırk yıllık CHP kodamanları yanında, medyada en hızlı "ulusalcı-laikçi" söylem sahipleri değil mi?
Bir
profesör, dün Demokrat (!) Parti'nin genel başkanlığı için adı geçerken, bugün nasıl Kılıçdaroğlu'nun gözdesi olabilir ki? Cindoruk'lu DP ile Kılıçdaroğlu'lu CHP'yi buluşturan ana eksen ne ola ki?
Necla Arat, başörtüsü kıyımından bu yana nasıl özgürlükçü olabildi ki?
Bedri Baykam'a,
Kamer Genç'e heyecan veren bir CHP...
Köşelerdeki heyecana bakıyorum, bu net bir "AKP düşmanlığı heyecanı"dır.
Orada halk yok!
Halk sınavına daha zaman var.
Ama medyamız gaz sever bir medyadır. Ve önce kendi kendini gaza getirir. Bir gün Kılıçdaroğlu da eminim, Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi "Bizi gaza getirmeyin" diye seslenecektir.
.......
Nükte:
Rivayet o ki, şu sıralar
Baykal en çok Tayyip Erdoğan'a kızmaktaymış.
Şöyle diyormuş:
-Onu devirmek için bana
komplo kurdular. Bunu yapanlar şeytana külahını ters giydirirler.
......
Nükte:
CHP'de
vefa yoksa, ki yok.
Ve bunu Kılıçdaroğlu en iyi biliyor.
Öyleyse Sav ile ilişkisinin "vefasız" bir ilişki olduğunu da bilecek. Öyle ise bu liste bir "dehşet dengesi" listesi...