10 yıl sonra CHP'nin başında bir "türbanlı" olamaz mı?


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu referandum kampanyası boyunca meydanlarda "türban sorununu biz çözeriz" sözü verdi. Hatta meydan okuyup "AK Parti teklif getirsin görüşelim" önerisini dillendirdi. Kılıçdaroğlu, Radison Otel'de medya yöneticilerine yönelik toplantıda da "Türbanı ancak biz çözeriz" tezini tekrarladı. "Üniversitelerde türban sorununu özgürlük ve eğitim hakkı olarak görüyoruz" açıklamasında bulundu. Hatta "Biz çözelim diyoruz, AK Parti kaçıyor. Ama biz suçlanıyoruz" şeklinde medyaya da sitem etti. Meğer hepsi laftaymış! CHP'nin niyeti, başörtü sorununun halen sürmesini kullanarak AK Parti'yi kendi tabanında yıpratmakmış. CHP'nin derdi, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakmak değil, bu bahane ile kamuda çalışanlarla ilk ve ortaöğretime yasak getirmekmiş. CHP'nin amacı, uygulama ile çözülme aşamasına gelen sorunun devamını sağlamakmış. Yazık! Çok yazık! Binlerce genç kızın gözyaşıyla bu şekilde oynamaya hakkınız yok. Genç kızların acılarını, umutlarını siyasete alet etmeyin. CHP'nin uzlaşma arayışı için gelen AK Parti heyetine sorduğu, sonrada üzerinde fırtınalar kopardığı sözler, aslında CHP'nin bu konudaki düşünce arka planının özeti. CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce soruyor: "10 yıl sonra ne olacak?" AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli cevap veriyor: "Millet bilir." Cevaptan hareketle AK Parti'nin "gizli gündeminin başörtüsünü kamuya yaymak olduğu" fikrine varılıyor. Ve CHP bu bahaneyle uzlaşma arayışına kapılarını kapatıyor. Bu diyaloğun neresinden başlamalı bilmiyorum. Mesela, 10 yıl sonra iktidarda CHP olamaz mı? CHP ilelebet yüzde 20 ile "statükonun sözcüsü" kalacağını mı düşünüyor? Ne yani kararı millet değil de başka merciler mi vermeli? Mesela, 10 yıl sonra CHP'nin başına "türbanlı" bir lider gelmeyeceğini kim garanti edebilir? 10 yıl önce birileri size CHP'nin başına "Dersimli" bir lider gelecek dese kim inanırdı?.. 28 Şubat darbesi ile başlayan 10 yıldır devam eden temel bir insan hakkının çözümünü 10 yıl sonrasının varsayımlarına dayanarak tıkamak insafa sığar mı? CHP adına uzlaşma görüşmesine katılan ve o soruyu yönelten isim de ilginç; Muharrem İnce. İnce, birkaç gün önce Köşk'te verilecek 29 Ekim resepsiyonuna eşler de davet edildiği için CHP'nin katılmayacağını açıklayan isim. Daha sonra partinin aldığı bir "boykot kararının" olmadığı, Sav ekibine yakın İnce'nin bu açıklama ile Kılıçdaroğlu'nu zora sokmayı planladığı iddia edildi. Kılıçdaroğlu'nun resepsiyona katılma konusunda kapıyı açık bırakması da bu iddiayı güçlendirdi. Başka bir deyişle "10 yıl" saplantısı yine Kılıçdaroğlu'nun tercihi değil de onu zora sokmak isteyen parti içi muhalefetin tercihi olabilir. Ama bu kez Kılıçdaroğlu'nu bağladığı aşikâr. Daha kötüsü Kılıçdaroğlu'nu sürekli sözünden dönen, sözünü partisine bile geçiremeyen bir lider konumuna itiyor. Başörtüsü sorunu, CHP ile ya da değil. Mutlaka çözülür. Ama CHP'deki liderlik kavgası ve halka inme sorunu bu gidişle çözülmez. Kördüğüm olur.
<< Önceki Haber 10 yıl sonra CHP'nin başında bir "türbanlı" olamaz mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER