Turgut Özal'ı kim öldürdü?


Ölüm haberi ilk duyurulduğunda halkın yaşadığı şoku unutmak mümkün değil. Genci yaşlısı neredeyse herkes Cumhurbaşkanı Turgut Özal için gözyaşı döktü. Cenaze töreni sevgi seline dönüştü. Özal ansızın gelen kalp krizi ile hayatını kaybetmişti... Daha doğrusu resmi açıklama böyle oldu. Ne var ki hiç kimse bunun normal bir ölüm olduğuna inanmak istemedi. Garip şekilde bugün de istemiyor. Uzun yıllar bu duyguyu, ölümünün şok etkisine ve ona olan sevginin aşırılığına bağlamıştım. 1988'de ANAP Kongresi'nde silahlı suikast girişimine maruz kalması da, öldürülmüş olabileceği fikrine büyük kapı aralıyordu. Ancak son yıllarda karanlık suikast planları ve gizli örgütlenmeler ortaya çıktıkça, Özal'ın öldürülmüş olabileceği ihtimali daha da fazla ağırlık kazanmaya başladı. Özal'ın kardeşi Korkut Bey de yeni yayınlanacak "Devlet Sırrı" kitabında Ergenekon ya da onun da ipini elinde tutan derin yapılara gönderme yapıyor. Korkut Bey'e göre "Menderes'i de Özal'ı da onlar öldürdü." Yabana atılması mümkün olmayan iddialar bunlar. Sadece Korkut Bey değil, Ahmet Özal ve annesi de Özal'ın öldürüldüğü fikrinde. Öldürüldüğü şüphesini güçlendiren çok sayıda husus var. Ölüm anında, Çankaya Köşkü'nde görevli doktor ve hemşireye mümkün olmayacak bir şekilde aynı anda izin verilmiş olması. Özel sağlık yardım kitinin de eş zamanlı kaybolması. Ambulansın çalıştırılamaması. Özal'a otopsi yapılmaması ve hastanede alınan kan örneğinin de kaybedilmesi... Şüpheleri artıran siyasi nedenleri burada sıralamaya gerek bile görmüyorum. Semra Hanım uzun süredir büyük bir inançla "Özal zehirlendi" diyor. Özal'ın düştüğü yerden araca kadar yaver ve garson tarafından "karga tulumba" taşındığını kaydediyor. Ahmet Özal, "Babam hastaneye ambulans yerine 1967 model eski bir makam arabası ile taşındı" diyor. Korkut Bey, bütün bu engellemelerin Özal'ın yardım almasını geciktirerek tam olarak ölmesini sağlamak için olduğunu yeni kitabında dile getiriyor. Ve daha ürpertici bir tespitte bulunuyor: "Köşk'e kadar sızıp kardeşimi öldürdüler... Özal'ı zehirlediler." Suikastı gerçek kabul edersek, Köşk'e kadar sızıp bütün bu imkânları kimler hazırladı? Özal öldüğünde yakınında kimler vardı? Güvenliğinden kim sorumluydu? Daha önemlisi 17 yıldır bu yönde şüpheler olduğuna göre neden bugüne kadar herhangi bir soruşturma açılmadı? Ahmet Özal, bu soruların bir kısmına cevap alabilmek için babası öldüğünde izin günü olduğu halde Köşk'te bulunan Başyaver Arslan Güner'den 17 yıldır randevu almaya çalıştığını ancak başaramadığını kaydediyor. Tabii ortada bu kadar ciddi bir iddia varsa, bireylerin alabileceği mesafe de sınırlı oluyor. Savcılık sonunda bütün bu iddiaları da içeren bir soruşturma başlattı. Bakalım bu kez gönüllere su serpecek bir sonuca ulaşılabilecek mi?
<< Önceki Haber Turgut Özal'ı kim öldürdü? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER