Paşa da “işte milliyetçi Türk genci dediğin böyle olur, aferin” diye kamuoyuna açıkladı.
Bir grup lise öğrencisi kanıyla
bayrak yapmış, genelkurmaya göndermiş,
paşa da “işte milliyetçi Türk genci dediğin böyle olur, aferin” diye kamuoyuna açıkladı.
Kahraman Türk gazeteleri de hem çocuklara hem genelkurmaya bu vesileyle yağlama yıkama çektiler.
Yani parmaklarını kesmişler, kanlarını damla damla akıtmışlar, bir bayrak yüzölçümü kaplayacak kadar, ayyıldız kısmını boş bırakmışlar, bayrak olmuş.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır... Tamam.
Fakat bazı arkadaşlar da saf saf “evladım, kan man dökeceğinize oturun derslerinize çalışın, okuyun, adam olun, böylece vatanınıza daha çok
hizmet edersiniz” falan diye öğütler veriyorlar...
Ben kimseye öğüt verecek değilim. İsteyen parmağını keser isteyen pipisini, bana ne?
Aklıma takılan soruları soracağım:
Milliyetçi Fransız, ya da
İngiliz, ya da
Amerikan gençleri, benzer bir şekilde bayrak yapmak istediler diyelim... Kimileri böylelikle elde edilen bayrağı General Jean-Louis Georgelin’e, diğerleri General Sir Richard Dannatt’a, berikiler de Amiral
Michael Mullen’e gönderecekler... (Bu isimleri o
ülkelerde kaç kişi ha deyince,
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google’a bakmadan bilir, ayrıca merak ederim. Karıştırmış da olabilirim ama hiç umurum değil, ukalalık olsun diye yazdım.)
Kırmızıyı anladık, beyazı da boş geçtik de,
mavi kanı nereden bulacaklar?
Aristokrat mı kesecekler?
Böylece vatan uğruna her sınıftan insan kanını vermiş mi sayılacak?
Aristokrat kanı gerçekten mavi mi akar?
İyi ama Amerika’da aristokrat yoktur, Macy’s Department Store’dan
boya mı alacaklar?
Yunan keferesi için de aynı sorun ortadadır, ama o maviyi azıcık açmak da gerekiyor. Hele
Arjantin kanı hepten
uçuk mavi olmak durumunda. Rus mavisi, ikisinin arası.
Alman genci ne halt edecek, kara kanı toplardamardan çıkardı diyelim,
altın rengi kan nereden bulunacaktır? Gustav Klimt’in resimlerinde altın tozu kullanması gibi kana yaldız mı katılacaktır?
Peki Hollandalı milliyetçi gençler ne halt edecekler,
portakal suyu mu sıkacaklar?
İran ve Suudi
Arabistan hepten yandılar, yeşil kan en koyu müminden bile çıkmaz.
Brezilyalı milliyetçiler daha da zor durumdalar, yeşilin yanına bir de sarı kan akıtmaları gerekiyor.
Aynı dert, İsveçli milliyetçiler için de geçerli.
Avusturya’nın işi kolay... Rot-Weiss-Rot bis Tod!...
Polonya’nın,
İsviçre’nin,
Danimarka’nın, hatta
Japonya’nın işi de kolay, kes parmağı damlat... Banzai!
Ama bayrağında kırmızı bulunmayan, ya da kırmızının yanısıra başka
renk ya da renkler bulunan ülkelerin işleri zor!
Oralarda milliyetçi mi yetişmiyor, yoksa onlarda bayrakları bayrak yapan başka bir şey midir ve de toprakları uğruna ölen çıkmamakta mıdır? O zaman ülkeleri vatan da değildir.
Kahraman Türk gençleri, bir daha eyleme geçmeden önce coğrafya dersinizde kullandığınız atlasın baş sayfalarını açınız, orada “dünya devletlerinin bayrakları” kısmına bakınız.
Aslında, bütün dünya Türk olduğuna, yani her ülkeye herkesin atası Orta
Asya’dan kuraklık nedeniyle göç ederek gittiğine göre (bakınız tarih dersinizin göç yolları haritası), her ülke
Türk bayrağı kullansa hem aslına dönmüş olur, hem de kan tutturma sorunu ortadan kalkar. Bu da insanlığa kıyağım olsun.