Geçen gün Uğur
Mumcu'nun on sekizinci
ölüm yıldönümüydü.
Papağan gibi bir çırpıda "İpekçi, Mumcu,
Üçok, Tütengil, Kışlalı,
Hablemitoğlu" diye sıralamayı otomatiğe bağlayanlar gene bildik yazılarını yazdılar. Ağlayanlar sızlayanlar gene bildik duygu sömürüsünü yaptılar.
İçlerinde "Hrant Dink'i kim öldürdü?" diye soran dıngıl bile var yahu... İnsanı çıldırtırlar bunlar...
"Papağan çizgisinin" dışına çıkan ve yerleşik ezberleri sarsan kişiler de görüldü. Bunlardan biri de
Emre Aköz oldu.
Aköz, saygıda en ufak bir kusur etmeden, elbette şehit olmakla birlikte Mumcu'nun bir "
demokrasi şehidi" sayılamayacağını yazıyordu.
Emre Aköz'ün amacı saygısızlık değil, "Türk solunun aslında Marksist değil Kemalist" olduğuna dikkat çekmekti. (Kendisini bir süredir görmedim, bu konuyu tartışmış değiliz.)
Uğur Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu buna çok kızdı. Sert bir tepki gösterdi.
Oysa babasını "faşistlerin öldürdüğünü duysa şaşmayacağını" söylemiş olan da gene kendisiydi.
Lafı daha fazla döndürüp dolaştırmadan sadede gelelim:
Mumcu
cinayeti, "sağ Kemalistler ile sol Kemalistler arası bir hesaplaşmadır"... Son tahlilde bu bir fraksiyon çatışması sayılabilir, tıpkı 1971 yılının "9
Mart ekibi-
12 Mart ekibi" çatışması gibi... Hem gülünç hem de acıklı bir kavgadır bu. Faturası da halka ödetilmiştir.
Dürüst, namuslu, ünlü, etkili ve seçkin bir sol Kemalist, bazı sağ Kemalistler'in çevirdiği karanlık işleri açığa çıkarmaya çalıştığı için öldürülmüştür.
Mumcu, Türkiye'yi 1980 darbesine götüren anarşinin kimler tarafından ve niçin beslenip yürütüldüğünü araştırıyor, "eroin verip
silah alma" trafiğinin mekanizmalarını bulmaya çalışıyordu. "PKK'yı derin devletin gizlice desteklediğini" anlamıştı. Bunu affetmediler.
Abdi İpekçi de bu nedenle yokedilmişti. Çünkü o da
Ergenekon çetesine yani "asıl amacından saptırılmış kontrgerillaya" ve çevirdiği dolapları anlamaya çok yaklaşmıştı, eski
Yunan mitolojisinde güneşe çok yaklaştığı için balmumundan kanatları eriyip yere çakılan İkarus gibi.
Mumcu öldürülmeseydi, Ergenekon çetesi şimdi değil yirmi yıl önce enselenecek miydi? (O beceri ve kararlılık Türkiye'yi yirmi yıl önce yönetenlerin hiçbirinde yoktu ki... Küfür ettikleri Recep Tayyip Erdoğan'da vardır.)
Cinayet de, nasıl olsa buna kanacak birçok saftırık Kemalist bol bol bulunduğundan "dincilerin üstüne yıkılmak" istenmiştir. Yutan yutmuştur.
Tıpkı, Danıştay'ı basıp hâkim vuran faşist katilin sıktığı "Türkiye'ye şeriatı getirmek istiyorum" palavrasını birçok solcu geçinen ahmağın yuttuğu gibi.
Tıpkı,
Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan (ama ne hikmetse zarar da vermeyen) bombanın bir Ergenekon malı olması gibi.
Sol Kemalistler'in bazıları bu gerçekleri göremeyecek kadar ahmak, bazıları da görüp de söylemeyecek kadar
domuz. Ya da korkak.
İsterseniz lafımı şöyle de düzeltebilirim:
Bir Kemalist, "Enveristler" tarafından öldürülmüştür. Mumcu cinayeti budur.
Haklı olarak kızan, ama öfkesini yanlış yere yönelten şehit evladı Özgür Mumcu şu anda 34 yaşında.
Biraz daha büyüyünce Güldal Hanım'a da "anneciğim, ne işin var senin o partide" diye sorabilecek kadar akıllı ve dürüst bir
genç adam gibi görünüyor.
Kızdığı kişilerin "artık Mumcular öldürülemesin" diye uğraştıklarını bilmelidir. Bunu göremezse, hayatı boyunca "hay
Allah, babamı kim niçin öldürdü acaba" diye merak etmekle ömür tüketir.