Bir tarihte, kendisiyle yapılan bir söyleşide, mutluluğu, "seviştikten sonra bir tek kâğıtlı sarmak" şeklinde tanımlamıştı, belki hatırlarsınız.
Bu değerli şarkıcı, televizyon sunucusu,
radyo yöneticisi,
dergi koordinatörü, menajer ve organizatör, bir dizi "cumhuriyet kadınları gösterisi" düzenlemiş. "Bu projeyi cumhuriyet mitinglerine dönüştürebilirsek ne mutlu bize" diyor...
Keşke... Umarız
katılım da beş milyon kişiyi bulur gene...
Bu gösteri adım adım Anadolu'yu dolaşacak, son olarak da
Cudi Dağı'nda sergilenip milli birlik ve beraberliğimize atıfta bulunacak.
Ben olsam, son programı 10
Kasım sabahı Dolmabahçe'de gerçekleştirirdim, işte en güzel "matine" ...
Gösteri bir "defile konsepti" içinde ele alınmış, yakın tarihimizin ünlü kadınları birer birer "podyuma" çıkıp seyircilerin önünden geçeceklermiş. Böylece seyircinin cumhuriyet bilinci ve sevgisi artacakmış.
Ünlü kadınlar deyince, işte canım Halide Edip'ten başla, Keriman Halis'e uğra,
Afet İnan'ın üstünden geç,
Safiye Ayla, Satı
Kadın, falan derken
Sabiha Gökçen'den çık. Bedia Muvahhit de var içinde, Semiha Berksoy da var.
Ama Sabiha Sertel ve Behice Boran da var, işin "sol ayağı" unutulmamış.
Onlara çektirilen çileler ne yazık ki sahnede gösterilemiyor. Bu bir tiyatro oyunu değil.
Fotoğrafını gördüm, programın sonunda sahnede toplanıyorlar,
selam veriyorlar, arkada yüksekçe bir yere çıkan bir kadın da (bizim Nurseli) göğsünden bir
Türk bayrağı çıkarıyor, çadır canbazı Boncuk gibi...
Cumhuriyet kadınları, gene günümüzün önde gelen
sanatçı ve mankenleri tarafından canlandırılıyorlar: Örneğin hemşire Esma Hanım'ı Şebnem Schaeffer, Safiye Hanım'ı Berrak Deniz, Keriman Hanım'ı Şenay Akay,
Tansu Çiller'i Nurdan Torun oynuyor.
Nurseli İdiz de hepsinin ablası olarak Sabiha Gökçen kılığında.
Hatta, Çiller'i oynayacak bir hanım kızımız (Çiğdem
Savaş) eski başbakanımıza daha çok benzeyebilmek amacıyla
bıçak altına yatıp
estetik ameliyatı yaptırmıştı da, bunun "fazla kaçtığını" düşünen Soylu onu görevden almıştı, hatırlayacaksınız.
Bu gösteri-miting için Sayın Soylu'dan daha uygun bir yönetici bulunamazdı.
Soylu, "ulusalcı" bir vatandaş. Eski bir MHP taraftarı. Uzun yıllar "
ülkücü camianın içinde" yer almış.
Annesi de, daha sonra "oryantal" olan
emekli bir öğretmenmiş, o da eski bir
CHP üyesi. Ana kız, geçen yıl
İlhan Selçuk tarafından önerilen ama başarılamayan CHP-MHP birlikteliğini
aile içinde halletmişler!
Sayın Soylu, bazı çevreler tarafından "JİTEM'ci" olmakla da suçlanıyor. JİTEM'in finanse ettiği iddia edilen
Strateji adında bir dergi de çıkarmış. Kendisine "28 Şubat'ın kraliçesi" diyenler de yok değil. Geçen yıl milletvekili
aday adayı da olmuştu, fakat Ecevit'in partisi DSP'den... Önümüzdeki yıl yerel seçimlerde adaylığını aynı partiden gene koyacakmış.
Biyografisini araştırırken ben de bu arada bir yaşıma daha bastım:
Polis Akademisi'nden atılmaymış!
Sayın Soylu'ya bu defile-mitinglerde üstün başarılar diler, emeklerinin ve çabalarının hayırlısıyla bir CHP-MHP-DSP
koalisyon iktidarına yol açmasını niyaz eder,
Aydın Doğan ve
Zafer Mutlu Yayın Grubu'nun bazı değerli elemanlarını da gerek podyumda gerekse yaşamın her alanında
Sisi'nin yanında görmek isteriz!