Sıcak yaza hazırlıklı olun


Son iki haftada Güneydoğu ve Ankara’da Emniyet ve askeriyeden güvenlik bürokratlarıyla görüşmelerim oldu. Onlara göre 2011’e giderken Türkiye önemli olaylara gebe. Bana söylenen en ilginç bilgilerden biri TSK’nın çok üst düzey bir yetkilisinin akredite gazetelerin Ankara temsilcilerini tekli ya da ikişerli makamına çağırarak PKK’nın Reşadiye saldırısından günümüze gelişen terör olaylarının ardında İsrail’in olduğunu söylediği yönünde. Ankara gazetecilerinden de teyit ettirilebilecek bu bilgi ışığında PKK’nın İskenderun saldırısıyla İsrail’in insani yardım gemileri arasında çok güçlü bağ kuran çok üst düzey TSK yetkililerinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu yetkilinin, teamüllerin aksine 21 yıldır Ankara’da olan çok önemli bir istihbaratçı olduğunu da kayıtlara geçirirsek durumun vahametini siz düşünün. Bu bilgi ışığında Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e çıkışmasının AKP’den bağımsız devlet politikası olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yine Ankara’da verilen emirle kozmik odalardaki belgelerde “köklü bir temizlik” harekâtı başlatıldığı da gelen bilgiler arasında. Bu kapsamda kozmik odayla irtibatlı sivil şahsiyetlerden “beyaz kuvvetler” ve “siyah kuvvetler”e talimatlar gönderilip ikinci bir emre kadar bunların “lağvedildiği” ve bu unsurlardan yararlanılmayacağı ilgililere tebliğ edilmiş durumda. Ancak bu tebliğ köklü bir mantalite değişiminden çok “sızmalardan” rahatsız olunduğundan ötürü yeni bir yapı kuruluncaya kadar bulunan geçici bir çözüm. Yani şimdiye kadar yaptıklarımız hukuksuz ve suç olduğu için bunlardan vazgeçiyoruz gibi bir mantık yok. Planlarımız deşifre ediliyor buna önlem almalıyız düşüncesiyle bu adımlar atılmış görülüyor. Her şeye rağmen bu da önemli bir adım. Yeni yapının sızmaları önlemek için asker kökenli ailelerden gelen subaylardan kurulacağı iddialar arasında. Bir anlamda MİT’te uygulanan “babadan oğla MİT’çi” sistemi “derin devlet” yapılanmasının kilit personeli için de geçerli olacak. Özellikle Dursun Çiçek olayından sonra “bilgi destek birimi”nde görev alacak subayların babalarının da TSK’ya hizmet etmiş olması öncelikli olarak istenen bir yapı kuruluyor. Güneydoğu’da görüştüğüm güvenlik yetkilileri ise kendi bölgeleriyle ilgili daha vahim iddialarda bulunuyorlar. Örneğin bir yetkili “şimdiye kadar askerlerin yürüyerek gitmek yerine helikopterlerle indirildiği, şehit vermeye çok müsait coğrafyada artık helikopterlerin çok nadiren kullanıldığı bunun da şehit sayısını arttırabileceğini” iddia ediyor. Bir başkası “akıl işi olmayan yerlere askerler yaya olarak gönderiliyor” iddiasıyla bu görüşe destek veriyor. Bu durumda önümüzdeki dönem itibariyle şehit cenazelerinin olağandan çok fazla aratacağının kayıtlara geçirilmesi isteniyor. Bu yazıyı vesile yaparak yetkililere “şimdiye kadar personel taşımak için helikopterlerin kullanıldığı bölgelerde askerler neden yürüyerek intikal etmek zorunda bırakılıyor” sorusunun sorulması gerekiyor. Bir asayiş kolordu komutanının “asker şehit olmak için var” dediği iddia ediliyor. Bu iddia doğruysa bu yaz çok ama çooooooooooook sıcak geçecek demektir. Yine istihbarat birimlerinde meydana gelen son değişikliklerden dolayı bazı güvenlik birimlerinin rahatsız olduğu iddialar arasında. Bu durumda bazı istihbarat birimlerinde yeniden yapılanmaların olabileceği ve 21 yıldır Ankara’da bulunan ve çok iyi bir istihbaratçı olduğu iddia edilen bir komutanın Jandarma’nın başına getirilerek “kaybedilen mevzilerin” yeniden kazanılması için bir alternatif oluşturulacağı iddia ediliyor. Bu gelişmelere rağmen Ankara yeni genelkurmay başkanını da merakla bekler olmuş. Işık Koşaner Paşa’nın temel özelliğinin “hukuk dışına kim çıkarsa çıksın cezalandırılması gerektiği” yönünde bir metodu olduğu belirtiliyor. Şimdiye kadar çevresinde hukuksuzluğa izin vermeyen bir komutan olarak tanıtılan Işık Koşaner’in kamuoyu önüne çıkarak ismini ve kurumunu siyasal tartışmaların içine çekmeyeceği söyleniyor. Koşaner’e, genelkurmay başkanı olmadan önce medyanın önüne çıkarılıp başkan olduktan sonra kendisini bağlayıcı bir takım sözler söyletilmeye çalışıldığı ama Koşaner’in bu badireyi iyi atlattığı anlatılanlar arasında. Gerçekten de Koşaner Seferberlik Tektik Kurulu’na ait bomba yüklü kamyonun bir ihbar üzerine durdurulması üzerine İlker Başbuğ’un talebiyle medyanın önüne çıkmış ve Başbuğ gazetecilerin sorduğu soruları Koşaner’e yönlendirmişti. Koşaner’in bu durumunu bilen derin devlet statükosu taraftarlarının Hilmi Özkök’e yapılanın bir benzerini Koşaner’e de yapacağı iddia ediliyor. Hatırlanacağı gibi Hilmi Özkök, özellikle Genelkurmay Başkanlığı’nın ilk iki yılı Karargâh’taki yalnız adam haline getirilmiş ve çevresindeki kuvvet komutanları darbe girişimi yapmakla suçlanmıştı. Bu durum Ergenekon sürecinde ortaya çıkan günlüklere de yansımıştı. Benzer bir durumun Koşaner için de planlandığı çok güçlü olasılıklar arasında. Bu iddiayı dile getirenler, Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” emrini veren komutanın çok kritik bir konuma getirilerek Koşaner’in sınırlandırılacağını iddia ediyor. Bu hamleye “Ergenekon’un muhteşem dönüşü” diyenler de var. Ankara’da konuşulan bir diğer konu Barzani’nin Ankara ziyareti. Bunu siyasal olarak değerlendirmek isteyenler de Barzani’nin Türkiye’de geçireceği beş günlük zaman diliminde birtakım huzursuzluklar çıkarmak için çabalayabilir iddiası da mevcut. Bu iddiaların en başında da PKK’nın bu beş gün içinde vargücüyle ve delicesine saldırılar düzenleyeceği yönünde. Derin kulislere bakılırsa Türkiye Öcalan’nın “31 mayısta ben aradan çekiliyorum” restine rest çekip Barzani’yi 1 haziran günü Türkiye’ye çağırdığı yönünde. Bakalım kim geri adım atacak göreceğiz. Her ne olursa olsun yaz coooooooooook sıcak geçecek.
<< Önceki Haber Sıcak yaza hazırlıklı olun Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER