Anayasa paketinin en çok tartışılan kısmı yargı reformunu gerektiren maddeler. Bu konuda
iktidar partisinin de anamuhalefetin de tavrı belli. Peki ya MHP?
Anayasa değişikliği paketi,
HSYK'yı uluslararası standartlara çekiyor. Bazı dar çevrelerden yükselen direniş o yüzden. Paket,
CHP'nin her teklifini noter gibi tasdikleyen
Anayasa Mahkemesi (AYM) için de önemli değişiklikler içeriyor ki bu da uluslararası standartlara çekiyor AYM'yi. Bütün bu yaşananlar karşısında CHP'nin kopardığı fırtınanın bir anlamı var; zira bu parti, her iki kurumu da tepe tepe kullanıyor.
AK Parti, bu siyasi
dayanışma görüntüsünden rahatsız. Peki ya MHP?
Bugünkü yargı krizini doğru anlamak için 18
Ağustos 1995 tarihli CHP
İstanbul il kongresine uzanmak gerekiyor. Ne diyordu o günkü CHP'li
Adalet Bakanı Mehmet Moğultay: 'Evet. Hükümetten sınavlı 5 bin kişilik kadro çıkarttım. Doğu'dan Güneydoğu'dan gelen insanlar aç mı kalsın, işsiz mi kalsın? Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim?
Seyfi Oktay ve benim dönemimde de 2 bin hâkim aldık.'
Yargıdaki CHP kadrolaşması 1991 seçimlerinden sonra oluşturulan DYP-SHP ve DYP-CHP koalisyonlarında göstere göstere yapıldı. 91-94 arasında
adalet bakanlığı yapan
Seyfi Oktay yaptı. Daha sonra da Moğultay bu görevi üstlendi ve korkunç bir kadrolaşma gerçekleştirildi. CHP o kadrolardan müteşekkil kazanımlarını sonsuza kadar sürdürmek isteyebilir. Ya MHP?
Yargıya güvenmek şart. Ancak bugün sokakta yaygın olan kanaat şudur: CHP döneminde dar bir zümreden seçilen ve yüksek yargının en hayati noktasına getirilen kişiler yargıyı siyasallaştırdı. Bu nedenle tutarsız ve ideolojik kararlar alınıyor. Üst yargı mensupları sürekli birbirini seçerek adeta toplumun dar bir kesiminin sözcüsü haline geldi...
Maalesef bu algıya biraz da yüksek yargının siyasi tutumu sebep oluyor. 28
Şubat döneminde hazırol vaziyetinde askerden brifing alarak 'postmodern darbe'ye zemin hazırlayan yargı, daha sonraki dönemlerde
sivil otorite karşısında 'yargı bağımsızlığı'nı savundu. Ne var ki
bağımsızlık kadar önemli olan 'yargı tarafsızlığı' üzerinde hiç durmadı. Bu o kadar açık hale geldi ki artık AB raporlarında bile
eleştiri konusu oluyor.
'Örgütümü değil de milliyetçileri mi alacaktım?' diye tarihe geçen söylem, sadece MHP'lileri değil, ülkenin büyük bir çoğunluğunu da yaralamıştı. 'Örgüt'ten kastedilen mananın ne olduğu belliydi. Bugün yaşananlar ile o günkü kadrolaşma arasında çok yakın bir bağ var. MHP bu gerçeklere gözünü kapatarak olaylara bakamaz. Çünkü yargıdaki bu haksız kadrolaşmanın bedelini hem MHP ödedi hem de MHP'ye oy verenler. Seyfi Oktay döneminde insanların neler çektiği o zaman
Ankara Adliyesi'nde hakimlik yapan MHP milletvekili Faruk Bal'a sorulabilir.
Meclis'ten 411 oy alarak geçen ve başörtüsüne
özgürlük getireceği düşünülen anayasa değişikliği AYM'nin korkunç bir yanlışa
imza atmasıyla son buldu. AYM, Anayasa'yı açıkça ihlal ederek şeklen incelemesi gereken değişikliği, içeriğine müdahale ederek Meclis'in hakkını adeta
gasp etti. AYM'nin yorumu siyasiydi; hukuki değil.
Başörtüsü mağduriyetinin devamı anlamına gelen AYM kararı oradaki siyasi yapılanmayı da gözler önüne seriyordu. Bu haksızlığın tek mağduru iktidar partisi miydi? Kesinlikle hayır! AYM'nin aldığı hatalı karar, MHP'ye gönül vermiş insanları da rencide etti. Çünkü üniversitelerdeki başörtüsü yasağına üzülen kitleler içinde MHP'ye gönül vermiş insanlar da bulunuyordu...
MHP, anayasa paketine karşı çıkıyor ya da meseleyi bir sonraki Meclis'e öteleyerek anlamsız bir sulandırma işine giriyorsa, HSYK ve AYM'nin bugünkü siyasallaşmasından memnun demektir. Bahsi geçen kurumlardaki siyasi gölgeyi kaldırmak için yapılan ve dünya standartları düşünülerek ortaya konan değişikliğe hayır dediğinizde bunu kamuoyunuza nasıl anlatacaksınız? Seçmenleriniz demeyecek mi 'Moğultay'ın düzenlediği yapıya sahip çıkmak bize mi düştü?'
MHP önemli bir parti. Çile çekmiş bir parti. O yüzden de CHP ile ortak hareket ettiği her konuyu kendi seçmenine haklı gerekçelerle açıklamak zorunda. Şu aşamada CHP'nin hukuk kolları gibi bir görüntü altında ezilen yargının bu imajına sahip çıkmak MHP'de rahatsızlığa yol açar. Sanırım bu durumu MHP'nin tavanı görüyordur; en azından tabanının gördüğü kadarıyla...